Mümkün olduğu sürece “Türk Hava Yolları” uçağından başka uçak tercih etmediğimi çevremdeki herkes bilir. Her uçağa güvenmiyorum ve THY’nin ikramlarına hizmetine bayılıyorum. Ancak bu sefer farklı oldu. Kardeşimin ülke seçimi doğrultusunda öncelikli olarak tüm tur şirketlerinin çıkarttığı italya gezilerini araştırdım. Tabi ki bu paket turlara THY uçuşları da dahildi. Firmalar, 4 gün 3 gecelik tur diyorlar ancak gidiş akşam dönüş sabah'ın çok erken saati olunca bir de oteli şehrin dışına bir yerlere koymuşlarsa o seyahatten bir şey anlamanız mümkün değil. Tüm kısıtlı zamanınızla orada yapılan şehir içi tüm turlara katılacaksınız ve koyun gibi dolaşacaksınız.
Sanırım tura karşı olduğum çok belli oluyor:)
Hal böyle olunca araştırmalarımdan çok geciktiğim için, THY biletleri bayram coşkusuyla tavan yaptı. Kardeşimin tavsiyesiyle ilk kez İtalya'nın ulusal havayolu ALİTALİA için uçak biletlerimizi aldım. Tüm günü yaşamak adına sabah 06:15 uçuşuna bilet aldığım için erkenden Atatürk havalimanındaydık. Uçak küçüktü. Kahvaltı olarak 25 gramlık kraker sundular. Şoka girdik. İki kişilik ödenen onca paranın karşılığı 2 çay, 2 kraker. İyi ki biz lounge'ta yemiştik. Tam 2.5 saat sonra FİUMİCİNO havaalanındaydık. Valizlerimizi alır almaz "Leonardo Express" isimli hızlı trenin olduğu istasyona ilerledik. İlk defa gidenlerin “tren resimli levhalara” baka baka bulabileceği kolay bir konum. Her yarım saatte bir tren var. Kişibaşı 14 euro ödeyerek 30 dakikada Roma'nın ana istasyonu Roma Termini'de oluyorsunuz. Ya da dışarıdaki otobüslerle (terravision) 1 saatte 4 euro'dan gidebilirsiniz. Ne valiz ne pasaport sırası beklemeyerek tahminimden çok önce ana istasyon'a varınca kardeşime "Aşk Çeşmesi" nin orada keyif yapıp 11.20 Roma-Floransa trenimize binmeyi teklif ettim. Aşk Çeşmesi tadilattaydı, bütün bozuk paraları toplamışlar, bizim dilekler uçup gitmişti:) Bir şeyler yiyip istasyona geri döndük.
Saat 11.20 de Frecciarossa 9526 no'lu trenimiz ile Floransa'ya hareket ettik. Trenitalia websitesinden biletlerinizi önceden alabilirsiniz. Tren size aynı uçak gibi 1. ve 2. sınıf seçeneği sunuyor. Business bölümünde telefonlarınızı kesinlikle kullanamayacağınız SESSİZ ile NORMAL bölüm var. Hizmetten ve trenin konforundan çok memnun kaldık. Manzara da muhteşemdi. Ve 1.30 saatlik yolculuğumuzun sonunda Floransa'nın SANTA MARİA NOVELLA istasyonuna vardık. İstasyonun olduğu bölge çok merkezi. Yürüyerek her yere rahatlıkla ulaşıyorsunuz. Roma'ya dönüşümüz de tren ile olacağından, istasyona yakın "Delle Nazioni Florence" oteline 2 gece ayarlamıştım. Birkaç dakika içinde yürüyerek otele vardık.
Gelelim otele:
Sosyal sitelerden yaptığım araştırmalar sonucu ayarladığım otel, lüks değildi ancak hayal kırıklığına hiç uğratmadı. Odanın genişliği, 5. kattaki odalarda bulunan "teras" ferahlığı ve duomo manzarası, her yere yakın konumu büyük bir artıydı. Wifi çok iyi çekiyordu. Oda ve banyo tertemizdi. Otelin etrafı market ve restoran doluydu. Açıkçası odayı yatmadan yatmaya kullanacaktık. Kahvaltı fiyata dahil ve çeşitliydi. Çeşit derken bir avrupa oteli standartından bahsediyorum. Yumurta, peynir,salam, kruvasan, yoğurt, reçel, kahve, çay, kek yeterliydi. Valizleri taşıması için birini gönderin dediğimde öyle "biri" yoktu. İlla şikayet etmem gerekirse bunu söyleyebilirim. İstasyona yakın oluşu tren gürültüsünü evet alıyor ancak belli bir saatten sonra sefer olmadığı için sorun yok. Benim gibi tık sesine uyanan bir insan bile uyuyabildiyse gerçekten sorun yok. Her tür bütçeye uygun odanızı booking.com sitesinden bulabilirsiniz. "Ücretsiz iptal" yazılı odalardan önceden rezervasyon yaparsanız çok daha karlı olacaktır. Yine de otelin ön provizyon hakkı olduğu hep belirtilir. Yani kartınızın limitini denemek için otel belli bir paraya bloke koyma işlemi yapabilir. Bilginiz olsun.
Ve Floransa'daydık. Benim buraya üçüncü gelişim. İlk gelişim Koç üniversitesinde İtalyanca derslerimden "A" aldığım için Koç'un tüm "A" öğrencilerine yaz hediyesi olarak verdiği, burada bir dairede 2 ay boyunca 4 kız yaşadığımız zamandı. Her gün italyanca kursa da gidiyorduk. Sanırım 25 kişiydik. Harika zamanlardı. Dert, tasa out, ders çalışmak, iyi not almak in! O yüzden artık ben de "Okul döneminin kıymetini bil ey gençlik" diyenlerdenim.
İlk iş kardeşimi kolundan tuttuğum gibi çok sevdiğim Piazza Repubblica'da bulunan CAFE GİLLİ'nin "Tiramisu"suna koşmak oldu. Bu üç isim yeri bulmanız için yeterli ! Her yer yürüme mesafesinde olduğundan HOP ON HOP OFF otobüsü tercih etmedik. İlk kez gidiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. city-sightseeing.com websitesinden online otobüs biletinizi alabiliyorsunuz. O otobüsler turistler en iyi yerleri görsün diye var. Taksilerin bizim şoförlerimizden pek farkı yok.. Ancak elinizde liste ile gider ve pazarlık yaparsanız kazanırsınız. Tabi tutup da 100 euroluk geziyi 30 euro yapmadığınız sürece ! Adaletli olmak gerekir her zaman.
Yürümek isteyenler için bu bölüm size yardımcı olacaktır. "Delle Nazioni" otelde kaldığınızı varsayarak; "Hotel Delle Nazioni Florence" otelin hemen önünden sağa doğru ana yola çıkın, solda tren istasyonunu görünce ana ışıklardan sola dönüp devam edin. Yol birçok mağazanın olduğu sağda dar bir sokağa sizi meyillendiriyor. Oradan dümdüz gittiniz mi ihtişamlı "Santa Maria del Fiore katedrali "ni görmemeniz mümkün değil. Diğer ismiyle "Duomo" diyoruz. Katedral, 1436 yılında tamamlanmış. Yapımı 150 yıl sürmüş. Kubbesinin yapımında Roma'daki Pantheon'dan esinlenilmiş. İçini gezebilirsiniz, upuzun bir yol katedip yukarı çıkıp muhteşem manzarada fotoğraflar çekebilirsiniz. Yok biz çıkmadık. Biz öyle kardeşimle çıkamayız. Yoruluruz:)
Katedrali karşımıza aldığımızda hemen solda "via ricasoli" isimli sokak var. Dümdüz ilerledikten sonra solda meşhur Galleria dell'accademia'yı göreceksiniz. Burası turistlerin, ünlü ressam Michelangelo'nun 1873'te müzeye taşınan Davud heykelini görmek için akın akın geldiği akademi ve sanat müzesi. Ayrıca Medici ailesinin sanat koleksiyonu ve dünyaca ünlü tabloları görebileceğiniz Uffizi galerisi de bu şehre gidip görülmeden dönülürse dünyanın sonuna işarettir haberiniz olsun:)
uffizi.com websitesinde bu iki galeriyle ilgili combo bilet satılıyor. Önceden internetten alırsanız sıra beklemezsiniz. Emin olun çok sıra oluyor.
Muhteşem göz şenliğimizden sonra Duomo'nun (Santa Maria del Fiore katedrali) oraya geri döndük. Duomo'ya sırtınızı verip ilerlerken "Via Roma" isimli sokağı gördüğünüz an sola doğru devam ediyorsunuz ve kısa bir süre sonra Zafer Takı manzaralı "Piazza della Repubblica" karşınızda ! Bu meydanda bir kahve, bir tatlı eşliğinde gündüz insanları izlemek çok zevklidir. Az evvel bahsettiğim meşhur Gilli Cafe burada bulunuyor! Bu keyiften sonra Arno nehrine aşağı doğru yolumuza devam ediyoruz. Zara, diesel, puma, H&M görürseniz doğru yoldasınız. Bu mağazalardan sonra sola doğru devam edince bizi "Piazza della Signoria" selamlıyor. Bu meydanın ışıltısına, büyüsüne, atmosferine hayranım. Galleria'da gördüğünüz Davud heykelinin bir kopyası var burada. Ve tabi ki Neptün havuzu'nun Neptün heykeli Davud ile sohbette. Belediye sarayı olarak kullanılan "Palazzo Vecchio" ihtişamıyla karşınıza dikilmiş durumda ! En önemli tarihsel yapılardan biri olan bu sarayın terasında Donatello’nun "Yudit ve Holofernes"i, Michelangelo'nun "Davud"u ve BaccioBandinelli 'nin "Herakles ile Cacus"u gibi Rönesans heykel sanatından örnekler yer alıyor. Dahasını da isterim derseniz Vecchio sarayı'na bir bilet !neden olmasın ? Akşamları da bu sanat şehrindeki meydanda konserlere şahit olmanız kaçınılmazdır.
Piazza della Signoria'da gezi sonrası yemek keyfi yapabileceğiniz 3-4 adet restoran var. Biz Cafe Perseo'nun italyan yemekleriyle oldukça keyif aldık. Ayaküstü yemek isterseniz hem de en lezzetlisinden olsun derseniz Palazzo Vecchio'nun hemen arkasından köprü altından geçen bir sokak var. Uffizi'nin orta meydanından çıkar çıkmaz "Via della Ninna" sokağında tripadvisor sitesinde toplam 4096 yorum ile 1. sırada yer alan "All'antico Vinaio" yu bulun ve muhteşem sandwiçlerini tadın. Uzun kuyruklar görebilirsiniz, beklemeye fazlasıyla değer.
Buradan sağa doğru devam edince karşınıza ARNO nehri çıkacak. İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan tek köprü olan Ponte Vecchio 1345 yılında bu nehrin üzerinde inşa edilmiş. Köprü, zamanında Mediciler’in Arno Nehri üzerinden toplum içinde görünmeden bir saraydan (Palazzo Vecchio) diğer saraya (Palazzo Pitti) gitmeleri için gizli bir koridormuş. Şu anda üzeri kuyumcularla dolu. Bol bol fotoğraf çektikten sonra köprüyü geçip Palazzo Pitti'ye gittik. Çan sesleriyle boylu boyunca arno nehri manzaralı yoldan otelimize dönüş yaptık.. Floransa, tarih kokan küçük bir şehir.. Yönünüzü bildiğiniz sürece her yol merkeze çıkar.
Özetlemek gerekirse Floransa'da görülecek en önemli yerler; Duomo, Piazza della Repubblica, Piazza della signora, Palazzo Vecchio, Uffizi, Galleria dell'academia, Ponte Vecchio, kuşbakışı şehrin güzelliğine şahit olacağınız Piazzale Michelangelo ve Palazzo Pitti.
Bu yazımı yanınıza alarak harfiyen uygularsanız doğruluğundan emin olabilirsiniz.
Şimdiden müthiş bir tatil diliyorum sizlere..
Sevgiyle ve çok mutlu kalın..
Duygu Giray
instagram;duygugiray
facebook: Duygu Giray yaşam koçu