Bedenin bile emanetken..
Bakman, koruman gereken bir giysiye benzerken..
Neyin garantisini verebilirsin ki kendine..
Mallarımız ve evlatlarımız bile birer imtihan aracı..!
“O BENİM, O BENİM” diye güç gösterileri yapıyoruz.
Arabamızla, evimizle, paramızla, çocuklarımızla…..
HAYIR hiçbir şey senin değil !
Her şey emanet..
Kaybetmen saniyeler alır ..
O yüzden ŞÜKRET.
Bir oyun sahnesinde iplerimizle oynatılan kuklalarız bizler aslında.
Herkese söylediğim bir benzetmem vardır;
Nasıl ki elbiselerimizi üzerimizden çıkardığımızda bir çuval gibi yere düşer.
İşte bedenlerimiz de RUH bizi terk ettiğinde öyle düşer.
Hani bir evimiz olsun, bir arabamız olsun, kendimizi güvende hissedelim diye biriktiyoruz ya... Elimizden gitmesi an meselesi değil mi ?
Ya da sıkı sıkıya sarılıyoruz sevgilimize, çocuğumuza, evimize..
Aman bizi terk etmesin, elimizden gitmesin.
Unutmayın neye çok direnç gösterirseniz onu itersiniz..!!! Serbest bırakın, akışına bırakın bir şeyleri..Sevin, elbet çok sevin ama boğmayın kimseleri.
Evren size işaretler gönderiyor, bunları fark edip değerlendirin.
Sizce neden devamlı bir şeyleri garantiye alma çabasındayız ?
Yaşam sigortaları, emeklilik sigortaları vs...
O günün geleceğini dahi bilmediğimiz "geleceğe yatırım" yapan bir sürü sigortalar peşinde koşuyoruz. "Barınma, korunma, güvende hissetme" gibi dünyevi ihtiyaçlarımızı gidermeye çabalıyoruz. Acaba o gün sen olacak mısın ? :)
Küçük notlar;
Yaşamda hiçbir şey kesin değildir.
Kimse size hiç bir şeyin garantisini veremez.
Hayat bin bir türlü olasılıklardan ibarettir.
Hiç bir şey için "kesin" deme.
Kesin gözüken tek şey ölümdür. (Ben geçiş demeyi tercih ediyorum, ölüm kelimesi bu dünya için geçerli)
Mevlana 'dan ;
Allah der ki, kimi benden çok seversen onu senden alırım.
Ve ekler: Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım.
Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar,
canından saydığın yar bile bir gün el olur.
Aklın şaşar dostun düşmana dönüşür. Düşman kalkar dost olur.
Öyle garip bir dünya!
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur.
Düşmem dersin düşersin. Şaşman dersin şaşarsın.
En garibi de budur ya, öldüm der durur yine de yaşarsın."
İnsanoğlunun en büyük zaafı “Çabuk unutmak”
Arada bir hatırla ;
Yaşamın bile garanti değilken...........
Endişe, korku, kaygılar sadece seni erken yaşlandırıyor. Kendine iyi davran !
Garanti yaşamlar vaad eden başka bir dünyada görüşmek üzere o halde:)
DUYGU GİRAY
duygugiray.com
Facebook; Yaşam Koçu Duygu Giray
İnstagram; duygugiray / yasamkocuduygugiray