“Bir gün kalkacaksınız ve hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vaktiniz kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı. Harekete geçin” diyor “Ferrarisini satan bilge” kitabıyla dünyaca ün yapan müthiş adam Robin Sharma.
Ya hayallerimizi yaşayacağız ya da korkularımızı inşaa edeceğiz. Sonunda önümüze koca bir “Aşılamaz” duvar örünceye kadar.
İnsan geçmişten ve yaşadıklarından meydana gelen “kendi donanım” ıyla hayatını sürdürür. Atalarından, ailesinden, büyürken yaşadığı travmalardan, başarısızlıklardan, gördüğü muamelelerden vs… kısacası varoluşundan öğrendiği ve bu dünyada başkaları tarafından bedenine-zihnine ekilen her tohumla kendi algılayış biçimini hazırlar.
Güncel yaşadılarımızın da katkısı çok büyüktür. Mesela;
Yağmur yağdığında iki kere kayıp düşmeniz algınızı hazırlamanıza yeterlidir. Artık çoğunuz yağmurlu havayı sevmez olur. Algınız oluştu bile:) “Yağmurlu hava kötüdür, ne zaman yağmur yağsa kayıp düşüyorum”
Çocuğunuz çok istediği bir şeyi, belki yağmur olduğu için “HAYIR” demeniz sonucunda yapamayacak. Onun algı ayarlarıyla da oynamak üzeresiniz…Dikkat dikkat ! Ne kadar basit gözüken bir “hayır” oysa ki….
Ben burada kolay bir örnek vermeye çalıştım. Gündelik yaşamınızda beyninizde tekrarlanan düşüncelere bir an durup vakit ayırır ve o sesleri dinlerseniz sizi bir yerlere götürebilir.
Demek ki hepimiz kendi algılarımızla büyüyoruz.
O halde size hayalleriniz konusunda düşünüp taşınmadan “İmkansız” diyen insanlara kulak asmayın! En tanıdığınızın bile kör noktaları vardır yaşamında yani kendi bilemediği, fark edemediği bilinç altının derinliklerinde formatlar…
Belki şöyle birkaç soru sormak isteyebilirsiniz bunu diyene ;
*Böyle düşünmene sebep nedir ?
*Senin için imkan nedir ?
*Hayalimdeki bu şey sence nasıl imkan dahilinde olur ?
Bakın bakalım nasıl sürpriz cevaplar çıkacak karşınıza hatta o “imkansız” belki olur “İmkanlı”
Kalpten bahsediyoruz son zamanlarda .Kalp temizliği diyoruz. Zaten olması gereken buyken o kadar çok kirlilik arttı ki kalbi temiz olmak büyük bir lütuf oldu.
İşte hayalleriniz için önce “Kalbi temiz” olun.
Hayalinizi ruhunuz da onaylıyorsa vücudunuz bunu hissedecek, enerjiniz tavan yapacak ve tüyleriniz ürperecektir. Kalbinizin sıkıştığını hissediyorsanız yüksek ihtimalle yapmakta olduğunuz şey hayırlı değildir. O yüzden her bir hayalimde “Hayrıma ise olsun, değilse uzak olsun” diye dua ederim. Biz bilemeyiz ancak Allah bilir.
Sanırım anlaştık.
En fazla ikinci kez bizi aşağı çekmeye çalışan negatif yüklü küçük beyinli dostlardan bir adım geri gidiyoruz.
Böyle konuşan “başkaları” sizi aşağı çeker, enerjinizi sömürür, o an güç kalkanlarınız devrede değilse gerçekten moraliniz bozulabilir kaldı ki insanoğlu olarak zaten olumsuzluğa daha meyilliyiz. Olumsuzluk adına kurduğumuz senaryoları keşke iyi bir şeyler yaratma yolunda olumluya çevirebilsek. Bırakın isteyen kendi karanlığında kalıversin.
Bu senin hayalin .Sana ait. Nokta.
Hala mucize olduğumuzun farkında değiliz.
Diyor ki “Allah ona ruhundan üfledi”
“O halde her şey imkan dahilindedir. Ruhuz biz ! Şu gördüğünüz et parçacıklarına “Vücut” diyoruz. Bu etler ruh ile can buluyor. O göz, o beyin ruh ile çalışıyor. Ruh hissediyor, ruh acı çekiyor. Ölmüş bir bedene çimdik atsana canı acıyor mu ? Bedenlerimiz sadece örtü. Düşüncelerimizi yönlendirebilmeyi tam olarak bir bilebilsek “Mucize” diye tanımladığımız şeyler doğal gelecek. İmkansız kelimesini kullanmayacağız o zaman.” diyor ve ruh dünyasından çıkıyorum:)
Lütfen etrafınızda teşvikçiler bulundurun. Kendisiyle karmaşık size bulaşık insanları uzak tutun. Sevdiklerinizin, sizi sevenlerin güzel enerjisi olsun etrafınızda. Hayallerinizi notlar halinde evinize asın. Evin her odasında önünüze çıkıp hatırlatma yapsınlar. İnanın çok işe yarıyor çünkü ilk başlar asla kolay değildir. Bir şeyi hayal edersiniz ve çabalarsınız. Bu aşamalarda güneş de çıkacak, yağmur da olacak, kar da yağacak, tozlu dumanlı yollar da aşacağız. Ve bir süre sonra pes etme noktası gelecek. Karamsarlık başlayacak. O an pes etmeyenlerin ASIL başardığını hatırlayacağız. Zaman geçecek ve ektiğiniz ürünlerin verimini görmeye başlayacaksınız. Başaracaksınız !
İnançlı olmak, azimli olmak, dilemek, pes etmemek hayallere çıkan en kısa yol !
Bu yolda esnek olsun hep görüşünüz, kendi algınızın bile ezberini bozmaya çalışın !
At gözlüklerinden kurtulun.
Bakın size bir örnek; Geçen gün sosyal medyada bir kedicik gördüm, kana kana suyla karıştırılmış sütünü içiyordu. Videonun altında kedinin sahibini sövmeyen kalmamış, belalar okumuşlar adama. Niye biliyor musunuz ? çünkü kedi, sütünü rakı bardağında içiyordu ve “başkaları” kediyi rakı içiyor zannetti. İşte bu da başka tür bir algı.
Siz siz olun algınızı ve hayallerinizi mikroplu ortamlarda kendinize saklayın :)
Ve kendinize ÇOK inanın. Başaracaksınız !
Işık dolu sevgiler
Duygu GİRAY
Instagram; duygugiray
Facebook;Duygu Giray Yaşam Koçu