“Yok artık” dediğinizi duyar gibiyim:)
Yapılan haksızlıkları, yalanı, riyayı, aldatmaları da mı ben çekiyorum ? Hele ki bu kadar iyi bir insanken..Kimseye zerre kötülük düşünmezken …?
Evet ! Aynen öyle..Acı haber:) Sen çekiyorsun.
Mesela tam şu an geleceğimizi oluşturan düşünceler içindeyiz. Fark ederek ya da etmeyerek ağzımızdan çıkan her kelime, içimizden geçen her düşünceyle kalıplar yaratıyoruz.
Bugünü de geçmişteki düşünceleriniz oluşturuyor. Yani bugün başınıza ne geldiyse geçmişte düşünüp senaryoları siz hazırladınız.
İlk duyduğumda bende de tuhaf bir tepki oluşmuştu. Ancak şöyle 1 hafta boyunca internetten güzel müzikler eşliğinde meditasyonlar yapıp kendi düşüncelerinizi analiz ederseniz, neyi neden çekmişsiniz eminim sonuca yaklaşacaksınız.
Şöyle örnek vereyim;
Çoğunuzun bildiği üzere, evren (enerji yasası) ne derseniz onu önünüze koyar. Emrinize amade olarak zaman içinde çalışmalara başlar ve isteğiniz doğrultusunda titreşim yayan olayları ve objeleri getirir.
Burada yanlış anlaşılma olmasını engellemek istiyorum…. İsteğiniz doğrultusunda derken ; “Kavgadan nefret ediyorum” derseniz sevgili evren (enerji) iyi ve kötü cümleyi idrak edemediği için önünüze kavga getirir” Yoksa siz kavgayı istiyorsunuz demedim:) ama maalesef o kelimeyi siz kullandınız.
“Adalet takıntılı bir insanım” derseniz önünüze tepsiyle adalet konuları çıkartır.
“Su içsem yarıyor” derseniz o su size mis gibi yarar.
“Bir erkek nasıl kadın parası yiyebilir ki” derseniz hoş gelsin paracı erkekler.
Rüzgarı görüp “hasta olacağım” derseniz olursunuz.
Reklamlara, afişlere çok dikkat ederim. Genelde insanların vicdanına oynamak üzere olumsuz görsel ve içerik kullanılır. Mesela hayvan hakları için hep çok üzücü afişler basıldı bugüne kadar. Ne düşünürsek çoğaldığı için de kötü haberler duyarız. İnanılmaz bir hayvan sever olmama rağmen bu tarz yazıları, paylaşımları asla takip etmem.
Rabbim sen yurdumuzu düşman ülkelerden koru dediğimizde enerji gereği “Düşmanı” !!! düşünüyor oluruz ve daha çok düşman çekeriz.
“Rabbim ülkemiz iyiliklerle donansın, iyi insanlar çoğalsın” dediğimizde olumlu düşünceyi davet ederiz.
“Hasta olmak istemiyorum” değil ! “Ben çok şükür ki hep sağlıklıyım” cümlesini kullanabiliriz.
Umarım anlatabilmişimdir.
Kullandığınız cümlenin şekli değil, sadece telaffuz ettiğiniz KELİMEYİ hayatınıza çekiyorsunuz. Hele ki bir de bunu sonsuz inançla pekiştirirseniz sanırım kısa sürede yaşarsınız.
Yukarıda sizlere ne yazdıysam en güzel özetini Henry Ford söylemiş: “Yapabilirim dersen haklısın, yapamam dersen de haklısın” Sonuçta ne söylersen o olacak:)
Evrende her şey ölçüyle yaratılmıştır.
Bizim yüzde 10’ luk açık şuurumuzun asla anlayamayacağı bir biçimde her şey dengededir. Aslında egolarımız, fazla bilmişliklerimiz ve zihin oyunlarımız devreye girmese bizler de insan olarak mükemmel bir uyum ve denge içindeyiz.
Bir doğaya bakın, hayvanları izleyin, şaşmaz ölçüyle doğan güneşi, batan ayı izleyin. Kocaman çelik uçakların havada uçuşunu, gemilerin denizde seyir edişini izleyin… Daha da ileriye gideyim; Bir bebeğin anne karnındaki mucizevi oluşumunu izleyin..
Ruhlarımız bir sınav yerinde.. Adı tekamül sınavı.. Bedene bürünmüş ruhlarız bu dünyada.
Çoğunluğumuz her şeyi kadere bağlayıp ellerimizi yıkama taraftarıyız. Ben bunu doğru bulmuyorum. “Ne yapayım kaderim böyle” diye bir şey yok. Hiç birimiz aciz değiliz. Yüce Allah hepimize ruhundan üflemiş yani Allah’ın halifeleriyiz. Bu dünyadaki big bang teorisine göre parçalara ayrılmış yansımalarıyız !!!
Elbette doğduğumuz andan itibaren daha en başından gökyüzünün konumu gezegenlerin sıralanışı bile (astroloji bilimi) bizim kaderimizde önemli bir yer tutar. Okuduğum binlerce kitap ve araştırmalardan şunu söyleyebilirim;
Yaşam haritalarımız gelmeden önce hazırlanıyor. Ruhumuzun eksik yönlerini telafi edebilmesi için gerekli şartlar bu madde dünyasında oluşturuluyor. Önümüze çıkan her insan, yaşanan her olay bizleri zorlayarak sınavı geçmemiz için canla başla çalışıyorlar.
Lütfen dikkat !!! İyiliğimize çalışıyorlar. Ruhumuzun iyiliğine çalışıyorlar.
İnsani yönden bunu kabullenmek kolay olmuyor biliyorum.
Hepimiz acılar yaşıyoruz. Bana da sorsanız ve yaşadığım haksızlıkları yazsam roman olur. Ancak yaşadığımız acılar bizi güzel bir yere sıçratıyor. Bu dünyada haksızlık dediğimiz olaylar ruhumuzu tekamül ettiriyor. Bunun farkında olmak önemli olan. Yoksa öğrenmemiz gerekeni öğrenene kadar kaset başa sarıyor.
Her olanda bir hayır var....
Bu hafta "bunu ben çekmiş olamam" dediğiniz şeyleri, çok kızdığınız insanları not edin. Dilerseniz bana mail atın. Eminim cevabı sorunun içinde çıkacaktır:)
Benden küçük bir not:
Herkesin yaşam sınavına saygı duyun. İnsanları başlarına gelenlerle değil, RUH gözüyle görün. Kim bilir sizlerin ne kusurlarınız vardır öyle değil mi ?
Kimseyi yargılamayın. Kınadığınız şey başınıza gelecektir çünkü enerji olarak çekersiniz:)
Enerji yasası gereği çok kusurlu olanlar başkalarında kusur arar. Frekans ayarları sadece kendilerinde olana çalışır. Onlardan mısınız ?
Ve hep kurduğum bir cümledir:
“Geçin aynanın karşısına önce kendinizle tanışın” Bakın bakalım hayatınıza neler çekmişsiniz. Neyin sınavlarını vermişsiniz.
Ve en güzeli ne istediğinize odaklanan kısa ve öz cümlelerle olumlama mektubu yazıp görünen bir yere koymak.. Her gün okumak. Kelimelere çok dikkat etmek.....
Aşkla, ışıkla, farkındalıkla kalın..
Bu hafta kendiniz için çalışın, çok çalışın:)
DUYGU GİRAY
www.duygugiray.com