Tip 2 diyabet, kişinin kan şekeri seviyelerinin çok yükselmesine neden olur. Bu kronik durumun erken belirtilerini ve semptomlarını tanımak, tedaviye daha erken yönelmeyi ve böylece ciddi komplikasyon riskini azaltmayı sağlayabilir.
Tip 2 diyabet son derece yaygın ve dünyada milyonlarca kişiyi etkileyen bir rahatsızlık. Prediyabet olarak adlandırılan diyabet öncesi dönemde kişilerin kan şekeri seviyeleri yine normalden yüksektir, ancak çoğu kez doktorlar tarafından diyabetli oldukları düşünülmez. Ancak prediyabetli kişiler tedavi görmezlerse genellikle 5 yıl içinde tip 2 diyabet geliştirirler.
Tip 2 diyabetin başlangıcı kademeli olabilir ve erken evrelerde semptomlar hafif olabilir. Bu da yine kişilerin tip 2 diyabete sahip olduklarını fark etmelerini güçleştirmektedir.
Tip 2 diyabette erken belirtiler ve semptomlar
Tip 2 diyabetin erken belirtileri ve semptomları şunları içerebilir:
1. Sık idrara çıkmak: Kan şekeri seviyeleri yüksek olduğunda, böbrekler fazla şekeri kandan süzerek çıkarmaya çalışır. Bu da özellikle geceleri kişide daha sık idrara çıkma ihtiyacı oluşturabilir.
2. Sık susamak: Sık idrara çıkma, vücudun fazladan su kaybetmesine neden olacağından zamanla kişinin normalden daha fazla susamış hissetmesi olağandır.
3. Her zaman aç hissetmek: Sürekli açlık veya susuzluk, tip 2 diyabetin erken belirtileri olabilir. Diyabetli kişiler genellikle yedikleri yiyeceklerden yeterli enerji alamazlar. Sindirim sistemi, yiyecekleri vücudun yakıt olarak kullandığı glikoz adı verilen basit bir şekere ayırır. Diyabetli kişilerde, bu glikozun yeterli miktarı kan dolaşımından vücut hücrelerine geçmez. Sonuç olarak, tip 2 diyabetli hastalar ne kadar kısa süre önce yemek yemiş olurlarsa olsunlar yine de kendilerini sürekli aç hissederler.
4. Çok yorgun hissetmek: Tip 2 diyabet, kişinin enerji seviyesi etkileyerek kendini yorgun ve bitkin hissetmesine sebep olabilir. Bu yorgunluğun nedeni, kan dolaşımından vücut hücrelerine yetersiz şeker taşınmasıdır.
5. Bulanık görmek: Kandaki fazla şeker, gözlerdeki küçük kan damarlarına zarar vererek bulanık görmeye neden olabilir. Bu bulanık görme, gözlerden birinde veya her ikisinde meydana gelebilir ve gelip gidebilir. Şeker hastalığı olan bir kişi tedavi olmazsa, bu kan damarlarındaki hasar daha şiddetli hale gelebilir ve sonunda kalıcı görme kaybı meydana gelebilir.
6. Kesiklerin ve yaraların yavaş iyileşmesi: Kandaki yüksek şeker seviyeleri vücudun sinirlerine ve kan damarlarına zarar vererek kan dolaşımını bozabilir. Sonuçta da küçük kesiklerin ve yaraların bile iyileşmesi haftalar veya aylar alabilir. Yavaş yara iyileşmesi ise, enfeksiyon riskini artırır.
7. Ellerde veya ayaklarda karıncalanma, uyuşma veya ağrı: Yüksek kan şekeri seviyeleri kan dolaşımını etkileyebilir ve vücudun sinirlerine zarar verebilir. Tip 2 diyabetli kişilerde bu, ellerde ve ayaklarda ağrıya veya karıncalanma veya uyuşma hissine yol açabilir. Hasta diyabet tedavisi görmezse zamanla kötüleşebilir ve daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
8. Koyu cilt lekeleri: Boyun, koltuk altı veya kasıktaki kırışık bölgelerde oluşan koyu renkli cilt lekeleri de diyabet riskinin yüksek olduğuna işaret edebilir. Bu lekeler çok yumuşak ve kadifemsi hissedebilir. Tıptaki adı akantozis nigrikans olarak bilinir.
9. Kaşıntı ve maya enfeksiyonları: Kandaki ve idrardaki fazla şeker maya için besin sağlar ve bu da enfeksiyona neden olabilir. Maya enfeksiyonları, ağız, genital bölgeler ve koltuk altları gibi cildin sıcak ve nemli bölgelerinde meydana gelme eğilimindedir. Etkilenen bölgeler genellikle kaşıntılıdır; hasta ayrıca yanma, kızarıklık ve ağrı hissedebilir.
Tip 2 diyabette erken teşhisin önemi
Erken teşhis komplikasyonları önlemeye yardımcıdır. Tip 2 diyabetin erken belirtilerini tanımak, bir kişinin daha erken teşhis ve tedavi almasını destekleyecektir. Uygun tedaviyi alan kişi ise, yaşam tarzı değişiklikleri de yaparak ve kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutarak sağlığını ve yaşam kalitesini büyük ölçüde iyileştirebilir ve komplikasyon riskini azaltabilir.
Tip 2 diyabet olup tedavi olmayan ve dolayısıyla sürekli yüksek kan şekeri seviyelerine maruz kalan kişi ise, kalp hastalığından felce, görme kaybından diyaliz ihtiyacıyla sonuçlanabilen böbrek hastalığına kadar pek çok riskle karşı karşıyadır. Kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmak, bu komplikasyonların bazılarını önlemek için çok önemlidir. Kan şekeri seviyeleri ne kadar uzun süre kontrolsüz kalırsa, diğer sağlık sorunlarının oluşma riski de o kadar yüksek olur.
Tip 2 diyabet için risk faktörleri
Tip 2 diyabet için hepimiz birer adayız. Ancak bazı faktörler riski artırıyor. Tip 2 diyabet için risk faktörlerine baktığımızda şöyle özetleyebiliriz:
-45 yaş ve üzerinde olmak
-Hareketsiz bir yaşam tarzı yaşamak
-Aşırı kilolu veya obez olmak
-Sağlıksız beslenme
-Ailede diyabet öyküsü olması
-Polikistik over sendromuna (PCOS) sahip olmak
-Tıbbi bir gebelik diyabeti, kalp hastalığı veya felç öyküsü bulunmak
-Prediyabetli olmak