Hepimiz 20 ‘li yaşlarda çok genç ve sağlıklı bir yüz ile çok güzel veya yakışıklıyızdır. Ancak geçen yılların ardından yaşlılık belirtileri ortaya çıkarak daha yorgun, sinirli ve yaşlı bir yüze doğru kaçınılmaz bir dönüşün başlar. İşte bazı sorular ve altını çizmenizi önerdiğim yanıtlar.
Ne değişir, nasıl önlenir?
Öncelikle yaşlanma tek bir tabakanın sorunu veya tek bir yöntemle önlenebilecek bir problem değildir. O nedenle tek bir cihaz ya da uygulama ile yaşlanmayı önleyebilmek ancak 30 lu yaşlarda ve baskın bir sorun varsa cevap alınabilecek bir arayış olarak kabul edilmelidir.
Cildimizin yaşlanması:
Cildimiz zamanla üzerindeki keratin dediğimiz tabakanın kalınlaşması ile matlaşmaya ve dışarıdan uygulamalara yanıt daha az vermeye başlar. Bunu nemi tutan proteinlerin azalması nedeni ile kuruma ve sonrada bunu dengelemeye çalıştığı için yağlanmasında değişiklikler takip eder. Kalınlaşma ile gözenek yapısı bozulan ve dışarıdan verilen nemi de alamayan ciltte peelingler ve nem için yapılacak bakımlar, maskeler ve peeling işlemleri başlangıçta yaşlanmaya karşı en önemli tedavilerdir.Mikro ve kimyasal peelingler, oksijeneo veya hydrafacial gibi bakımlar, mezolift, PRP ve dermapen uygulamaları bu tabakadaki sorunları tedavi etmekte kullanılan yöntemlerdir.
Eğer cilt sağlıklı yapısını kaybetmiş ise ince kırışıklıklar , kılcal damarlar ve lekeler gibi daha derin sorunlar oluşmaya başlamış ise o zaman da lazerler ve altın frekans gibi daha derine inebilecek yöntemlerden faydalanılması gerekmedir.
Elastikiyet kaybı:
Cildin en önemli sorunlarından biri de cildin iskeleti olan kollajen ve elastin gibi maddelerin kaybı veya bozulması sonrası gelişen gevşeme ve sarkmalardır. Bu tedavilerde enerji estetiği dediğimiz cildin altına gönderilen ısı ile bu yapıların düzeltilmesini hedefleyen teknolojilerden faydalanılabilir.Bu aşamada altın frekans , ultherapy, termilift ve ya derine işleyen lazerlerinya da kök hücre tedavisi ya da poly L laktik asit tedavilerinin mutlaka tedaviye eklenmesi gerekmektedir.
Artan kas gücü ve yüzü harmonisinin kaybı:
Kaslar yüzümüzün ifadesini oluşturan askılar gibidir. Bu askıların bazıları fazlaca kullanıldıkları için zamanla baskın hale gelerek bize yaşlı ve gergin bir ifadenin yerleşmesine neden olur. Bu gerginlik aynı zamanda dinamik kırışıklık dediğimiz sorunları da birlikte getirir. Aslında yanlış uygulamaları nedeni ile çoğu zaman alay konusu edilen botoks uygulamaları doğru dozda ve doğru kaslara uygulandığında bize 20 li yaşlarımızdaki denge ve huzuru verebilecektir.
Yerçekimi efsanesi ve hacim değişiklikleri:
Herkesin tek suçladığı yer çekimi, kilo alıp vermeye bağlı değişiklikler ve zamanla eriyen yağ dokumuz yüzümüzdeki hacmin değişimine sebep olur. Gençliğimizde sahip olduğumuz yanaklarımız aşağı doğru hareket ederek yüz ovalinin kaybolmasında ve burun ve ağız kenarında katlanmalara neden olarak yaşlı görünmemizde önemli rol oynar. Bu sorunu da eksilen bölgelere ihtiyacı kadar hyaluronik asit enjekte ederek kolayca çözüm bulunabilir.
Kafam çok karıştı? Hangi tedavi benim için en doğrusu?
Doğru tedavi yoktur. Önemli olan ihtiyaçlarınızın belirlenerek en doğru tedavilerin bir araya getirilmesi ve düzenli takip edilerek yaşlanma sürecinin engellenmeye çalışılmasıdır. Bu konuya devam edeceğim.
Medikal Estetik Hekimi Dr. Hüseyin Tırman
İnstagram 1 : drhuseyintirman
İnstagram 2 : huseyintirman
Facebook : drhuseyintirman
Twitter : drhuseyintirman
Youtube : huseyintirman
www.drhuseyintirman.com
Mail: info@dr-ht.com
İletişim: 0216 688 35 87