En basit tanımıyla, vajen bölgesi kaslarında meydana gelen istemsiz kasılmaya bağlı olarak, istediğini ifade etmesine rağmen kadının cinsel birleşmeyi gerçekleştirememesi durumuna verilen isimdir. Ülkemiz genelinde vajinismus, kadın cinsel işlev bozuklukları nedeniyle başvuruların yaklaşık %45-75’lik bölümünü oluşturmaktadır. Tedavisi mümkün olan bir sorundur.
DSM tanımlamasına göre vajinismus; cinsel birleşmenin gerçekleşmesini engelleyecek şekilde, vajinanın 1/3 dış kısmındaki kaslarda istemsiz, yineleyici ya da sürekli tarzda kasılmaların meydana gelmesi durumudur. Vajinismusta çoğunlukla cinsel ilişki yaşanmaz, kısmen yaşansa da ağrılı olur. Cinsel ilişki yaşanmadığı gibi çoğu vakada tampon uygulaması ve vajinal muayene neredeyse imkansızdır.
Vajinismus kadınlarında sözü edilen kasılma sadece vajen kasları ile sınırlı değildir. Klinik tecrübelerimize göre genel olarak tüm vücut kaslarında bir kasılma ve gerilme yaşanmakla birlikte özellikle bacak kaslarında kasılmalar gözlenmektedir. Sevişme penis vajen birlikteliğine geldiğinde kişi partnerini itebilir, yatağını terk edebilir ve panik atak belirtilerini sergileyecek boyutta kaygılanabilir.
Cinsel işlev bozuklukları içinde yer alan vajinismus, bilişsel davranışsal öğeleri içinde barındıran psikolojik boyutu da olan bir sorundur. Görülme sıklığı düşük olmakla birlikte, cinsel terapi amacıyla kliniklere başvuruda bulunanlar arasında en sık karşılaşılan cinsel bozukluk olarak kabul edilmektedir.
Toplumda yaygın mitlerin de etkisiyle yoğun bir ağrı, acı ve kanama korkusu kaçınma tepkilerine neden olur. Kaygı bozukluklarında karşılaştığımız tipik bilişsel süreç burada da karşımıza çıkmaktadır; yanlış alarm ve abartılı yorum. Cinsel birlikteliğin ağrı, acı ve yoğun kanama ile sonuçlanacağına dair geliştirdikleri yanlış inanç bilinçaltı düzeyde kendini korumaya yönelik tepkiye yol açmaktadır. Kişi kaygı ve korku karşısında sergileyegeldiği tepkisini vermektedir. Bu bağlamda vajinismusa bir çeşit kaygı ve korku bozukluğu da diyebiliriz.
Vajinismus kadınları her defasında sözel olarak cinsel birlikteliği gerçekleştireceklerini söylerler ve bunu isterler de aslında herkesten önce bunu kendileri istemektedirler. Bu eziyetten kurtulmak isterler. F. hanım evliliğinin ilk yılında müracaat ettiğinde; “artık kendimden sıkılmaya başladım kocamdan utanıyorum, kendimi yarım kadın hissediyorum, bir mucize olsun ve ben bu stresten kurtulayım…” şeklinde yaşadıklarını ve hissettiklerini anlatmıştı. Sözel istek fiziksel başarıyı maalesef getirmez. Penis vajen birleşmesi ve bunun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için yapılması gereken başka şeyler vardır.
Vajinismusu incelerken sosyo kültürel kodları değerlendirme dışında tutamayız. Toplumumuz bağlamında ele aldığımızda cinsellik bir yanıyla mahremiyet ancak diğer yanıyla üzerinde en çok konuşulan konuların başında yer alır. Kimi yerde bir güç gösterisi kimi yerde zevkin tanımıdır. F. hanım örneğinden hareketle tamamlanmamış cinsel birliktelik nedeniyle vajinismus evlilikleri yarım kadın yarım evlilik gibi kabul edilmektedir. Yarım evlilik sosyal yapımız gereği hiçbir zaman o iki kişi arasında kalmaz. Bir şekilde sorun olarak ailelere yansır. Dile getirilen şikayetler itibariyle vajinismus sadece vajen kasları ya da vücut kaslarında meydana gelen kasılmalar ve yaşanan gerilimler ile sınırlı değildir. Fiziksel olduğu kadar duygusal ve sosyal boyutları da olan bir sorundur.
Tanımlaması itibariyle multifaktöriyel paradigma kendini tedavide de göstermektedir. Vajinismusu yalnızca tekli yöntemle tedavi etmek imkansızdır. Ancak şu kadarını söyleyelim ki, vajinismus tedaviye iyi cevap veren bir bozukluk olup, bütüncül bir yaklaşımla çözüme kavuşturulabilir.
Mekanik anlamda sadece penis vajen birleşmesinin sağlanmış olması bizce yeterli bir tedavi sonucu değildir. Gerçek tedavi biyo-psiko-sosyal tüm boyutları içermelidir.
Tedavi protokolü kişiye özel düzenlenmelidir*. Cinsel terapi tekniklerinin yanı sıra; kişinin içinden geldiği kültürel ve sosyal yapı dikkate alınmalı, bilişsel, davranışçı ve farkındalık temel yapısında bilinçaltı süreçler (hipnoterapi) bütüncül bir perspektifle uygulamaya dahil edilmelidir. Hipnoterapinin dahil edildiği tedavi protokollerinden daha iyi ve kalıcı sonuçlar alındığı çeşitli yayınlarda belirtilmiştir.
*Kaynakça: Dr. Haluk ALAN & Dr. Sinan Güzel. “Vajinismus Tedavisinde; Bilişsel Davranışçı Regresif Hipnoterapi”. Yayına hazırlanıyor.