“…hayır ben sizden bir terapi değil, hipnoz istiyorum. Yıllardan beri doktorlara terapistlere gittim hiçbir şey olmadı. Bana bir hipnoz yapın şu geçmişimde ne varsa artık, temizleyin gitsin…”
Bu tür isteklerle müracaat eden danışanlar olduğunda hassasiyetim iki kat artar. Vaka uygun olsa bile bir an için tereddüt eder bir kez daha düşünürüm, uygun mu? diye. Sonra bu konuda bilgilerine güvendiğim uzmanlardan konsültasyon isterim.
Danışanlar kimi zaman terapistlerini yönlendirmek isterler. Bir miktar haklı olabilirler… Kolay değildir; bir süredir yaşadıkları onların bir an önce sonuç almaları gerektiğini, yoksa içinden çıkılmayacak sonuçların doğacağını hissettirir onlara. Kaygı dolu ya da sıkıntılı yaşamlarından bir an önce sıyrılıp ferahlamak istemeleri son derece doğal bir durumdur. İşte tam bu noktada yanlış adımlar atılabilmektedir maalesef.
Bazı terapi yöntemleri ve uygulamalara (ve hatta uygulamacılara) bir kurtarıcı edasıyla yaklaşılmaktadır. Hipnoz da onlardan biridir. Hipnoz bir mucize değildir. Üsküdar Üniversitesindeki eğitimlerde kurslara katılan doktor ve psikolog arkadaşlarla, verdiğim derslerin bir bölümünde hipnozun aslında ne olup, ne olmadığını tartışıyoruz.
Hipnozla ilgili en önemli sorunlardan biri üzerinde kara bulutlar gibi dolaşan mitlerdir. Yanlış anlaşılmaların başında; hipnozun her derde deva olduğu yanlışı yatar. Hipnoz her derde deva olmadığı gibi geleneksel tıbbın tahtında gözü de yoktur. Tıp dışı kişilerin kerameti kendilerinden menkul yetenekleri, sanki hipnozu bir mucizeymiş gibi lanse etmelerine gerekçe oluşturmaktadır. İşin aslı ve esasından uzak olmaları onları belki böyle bir sonuca götürebilir ama danışanların her geçen gün artan bilgilenmeleri yanlışın önüne geçilmesini sağlayabilir.
Kimler Hipnoz Yapabilir?
Hipnozu yapan kişinin elinde bir sihirli değnek yoktur. Hipnoterapist kendi yetenekleriyle değil, hipnoza girecek olan kişinin becerileri üzerinden uygulama yapan kişidir. Eğer danışanla terapötik ittifak dediğimiz terapiye yönelik ortak birliktelik sağlanmazsa bu iş olmaz. Bunu da ancak bu konuda esaslı eğitim almış kişiler ve uzmanlar yapabilir. Hipnozu birçok kişi uygulayabilir. Siz öğrenin siz de yaparsınız. Ama amaç hipnoz yoluyla sorun çözmek, terapi ve tedavi yapmak ise o zaman durum değişiyor. Bu konuda yetki yasal olarak sadece hekimlere ve hekim gözetiminde klinik psikologlara tanınmıştır. Hipnoz yapabiliyor olmak bunu kullanma hakkını kişiye vermez. Şurası açık, kesin ve nettir; tıp dışı ve klinik psikologlar haricinde hiç kimse hipnozu yasal olarak uygulama yetkisine sahip değildir.
Yeni çıkan (27 Ekim 2014 / 29158 sayılı Resmi Gazete) “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Yönetmeliği” hipnozun tanımından uygulama yetkisine ve hangi alanlarda uygulanabileceğine kadar birçok konuda yeni bilgiler getiriyor. (Ayrıntılara oradan bakabilirsiniz) Bu yönetmeliğe göre;
4- Hipnoz. (a- tanım.) “b- Uygulamaya Yetkili Personel: Sertifika sahibi tabip ve diş tabibi ile tabip gözetiminde klinik psikolog ve psikolojinin tıbbi uygulamaları yetki belgesine sahip psikologlar.”
Bu yüzden hipnozla tedavi olmayı ya da terapilerinizde hipnoterapiye yer vermeyi düşündüğünüzde lütfen Sağlık Bakanlığı onaylı bir hekimi tercih ediniz. Şarlatanların cirit attığı bir ortamda sıkıntı yaşamamanız için bunun önemli olduğunu düşünüyorum.