Esmer ten, buğday ten, açık ten rengi tüm bu terimler cildimizin genetik olarak belirlenmiş pigment rezervlerini tanımlar. Yani bu ten renklerinin her birinin farklı miktarda melanin pigmentleri vardır. Ultraviyole ışınlarına maruz kaldığımız zaman ise bu rezervler gerçek potansiyellerini ortaya çıkarırlar; şayet esmer tenliysek güneş görür görmez hiç kızarmadan kararabiliriz, ancak tam tersi açık tenlilerde ise önce kızarıklık sonra hafif bir bronzlaşma olabilir.
Bu 3 ayrı renkteki ten aynı zamanda farklı yaşlanma yanıtları verirler.
Esmer tenliler:
Ciltlerindeki yoğun pigmentleri sayesinde, güneşin zararlı etkilerine karşı doğal filtre görevi görürler. Ancak bu tip tenlerin, özellikle ülkemizde ciltleri çoğu kez gevşemeye hatta sarkmaya meyillidir. Tabii kilosu fazla olanların cilt altı yağ dokuları sayesinde ciltleri gergin de olabilir. Örneğin, esmerin bir üstü olan melez ırk (Jennifer Lopez, Beyonce), aynı zamanda sıkı, tok, hafif gözenekleri belirgin hatta çoğu defa yağlı ve parlak ciltlere sahiptir.
Esmer tenli kadınlar 20’li yaşlarından itibaren hormonal tip lekelenme (melasma) açısından dikkatli olmalıdırlar. Zira melasma en fazla esmerlerde görülür. Doğum kontrol hapı kullananlar, adet döneminde oldukları dönemlerde veya hamilelik sırasında mutlaka yüksek koruma faktörlü ürünler kullanmalılar. Ayrıca bu yaşlarda akne problemi de ciltleri yağlı olanlarda sık görülür, suyla temizlik ve ardından gerekirse tonikle arındırma önerilir.
Akne problemi olanlar bu ten renginde iseler mutlaka bir dermatoloji uzmanı ile sorunlarını gidermelidirler. Aksi halde aknelerin olduğu yerlerde daha fazla leke ve iz kalma ihtimali vardır. Akne izlerinin giderilmesi ise zor ve uzun bir tedavi gerektirecektir.
Esmer tenliler 40’lı yaşlardan itibaren ciltlerinde, kuruma, yumuşama, gevşeme hissedebilirler, bu nedenle bir cilt hastalıkları uzmanının önerisiyle bu yaşlardan itibaren hangi yolun izlenmesi gerektiğini ve prensibin ne olduğunu öğrenmeye çalışmalıdırlar.