Selülit bilindiği gibi şişmanların sorunu değildir, zayıflarda da görülebilir. Genellikle genetik yatkınlığı olan kişilerde ve sıklıkla hormonal sikluslarımızla ilişkili olarak ciltte, portakal kabuğu görünümünden daha problemli, çukur çukur görünüme kadar olan bir durum söz konusudur.
Selülitin oluş mekanizmaları arasında, cilt altı bağdokusunda engebeli görünüme yol açan gevşeklik, ödem (su tutulması), mikrodolaşımın bozulması, bununla ilişkili olarak cilt altı yağ tutulumunun artması ve yağ lobüllerinin arasının sert fibröz kapsüllerle çevrelenmesi bulunmaktadır.“Vela” teknolojisi radyo dalgaları, kızıl ötesi ışınlar ve mekanik vakum üçlüsünün etkisiyle, bir kaç seansta cildin sıkılaşmasını, toparlanmasını ve selülitlerin azalmasını sağlamaya yardımcı olmaktadır. Selülitli görünümden tek bir yöntemle ve sonsuza dek kurtulmak elbette mümkün değildir. Bol su içmek, dengeli beslenme ve egzersiz ile birlikte radyofrekans uygulamasını yıl içinde belirli aralıklarla uyguladığımızda pürüzsüz, sıkı ve ince beden yapısını koruyabiliriz. Radyofrekans uygulamasında hedef; yağ hücrelerini ve odacıklarını küçülterek, yeni kollajen sentezini artırarak selüliti azaltmak ve bölgesel incelme yapmaktır. Cildin alt tabakalarına nüfuz eden radyofrekans dalgaları, bölgedeki bağ dokusundaki elastik lifleri yoğun şekilde ısıtmaktadır. Bu ısı kolajen liflerinin üretimini uyararak hem liflerin yoğunluğunu, hem de dokudaki dağılımını yeniden düzenlemekte, kızıl ötesi ışınlar yardımıyla bölgenin kan dolaşımı artırmaktadır. Mekanik vakum etkisi ise ritmik dermal bir masaj ve lenf drenajı sağlamaktadır. Bir seanslık uygulamanın süresi, uygulama yapılacak bölgenin büyüklüğüne göre değişmekle beraber ortalama 30 dak-60 dakika arasında sürmektedir. Uygulama sırasında cilt yüzeyi korunarak cilt altı 40-42 dereceye kadar ısıtılır. Ancak uygulanan bölgede ısınma dışında ağrı veya acı hissedilmez. Uygulama sonrasında güneşe çıkılabilir.