Hormonlar gençliğin sırrı. Adeta sihir gibi. Kadınlar menapoza östrojen salgısı düştüğü zaman girmekte ve takip eden 5 yıl içinde özellikle ciltlerindeki çizgiler derinleşmekte ve cilt sarkmaları görülmeye başlamaktadır. Oysa erkeklerde testosteron adeta alıştırır gibi; yavaş yavaş düşmektedir. Bu nedenle erkekler yaşlandıklarını da pek biz kadınlar gibi hissetmezler. Gelin bu hormonları biraz daha yakından tanıyalım:
Çok iyi bildiğimiz gibi kadınlar için östrojen, erkekler için ise testosteron, cinsiyet karakterlerinin gelişmesi için yaşamsal rol üstlenmiştir. Üreme sağlığı için vazgeçilmez öneme sahip bu hormonlar her iki cinsiyette de üreme organlarında üretilirler.
Bu hormonların etki altında üretim yapan dokular, hormonlara özel (östrojen reseptörü) alıcılar taşırlar. Bu alıcıların bulunduğu organlara örnek olarak; başta üreme organları olmak üzere, yağ dokusu, cilt, damar dokusu, beyin, kemik sayılabilir. Ayrıca hamilelikte placenta, menapoz sonrası yıllarda yağ hücreleri ve böbreküstü bezlerinden de üretim olmaktadır.
Benim ilgi alanım cilt olduğuna göre biraz cilt ve östrojen ilişkisine değinmek isterim. Cildimizin gençlik deposu dermis tabakasında fibroblastlar bulunur. Fibroblastlar dermal fabrikanın üreticileri olarak östrojen hormonuna karşı son derece duyarlıdırlar. Östrojen hormonu dermise gençlik veren bir hormondur diyebiliriz. Öyle ki ciltteki bağ dokusunun kollajen üretimini, hyaluronik asit üretimini tetikleyen, ciltte suyu içeride tutan- nem koruyan, yaraların çabuk iyileşmesini sağlayan, onaran, iyileştiren, enflamasyonu önleyen bir hormondur. Ayrıca saçların beslendiği kök hücreleri de bu hormona ve testosterona çok duyarlıdır. Saçların sağlığı, parlaklığı ve miktarı da bu hormonlarla yakından ilişkilidir. Ayrıca kemiklere kandaki kalsiyumun girmesini böylece kemiklerin güçlenmesini de sağlamaktadır. Kalp- damar dolaşımı için de gereken bir hormondur.
Ergenlik döneminde özellikle androjen hormonların artması kız ve erkeklerde ciltte sebum (yağ) salgısını arttırmakta, gözeneklerde enflamasyonun artmasına neden olmaktadır. Bu durumda siyah noktalar ve sonrasında da enflame papüller (akne) oluşmaktadır.
Ergenlik sonrasında androjenler azalmaya başladığında her iki cinsiyette de cilt normal görünümüne yaklaşır. Hormonlar yağlı ciltlerde daha fazla üretilebilmekte bu nedenle yağlı ciltlerde yaşlanma da daha geç görülebilmektedir. Bu nedenle sivilce problemine yol açmayacak şekilde cilde gereken yağ salgısını da korumakta fayda vardır.