08.09.2023 - 09:34 | Son Güncellenme:
Hemen her yaş grubunun tükettiği ve özellikle yaz mevsiminde tüketimi artan dondurma, her mevsimde tüketilen bir ürün haline geldi. Dondurmaya olan talebin artması sebebiyle bu alanda dondurma adı altında tüketicilerin daha çok karşılaşmaya başladığı buzlu tatlılara dikkat çeken Diyetisyen Cemre Balkan, bu ürünlerin insan sağlığına zarar verebileceği konusunda uyarılarda bulundu.
'DONDURMA DEMEK YANILTICI OLUR'
Dondurma diye satılan ürünlerin sağlığa zararlı olabileceğini ifade eden Diyetisyen Cemre Balkan, “Doğal bir tatlandırıcı olan stevia bitkisiyle, dut kurusu ve ceviz ezmesiyle üretilen dondurmalar sağlıklı beslenme açısından öne çıkıyor. Bunun yanında dondurma adı altında tüketime sunulan buzlu tatlılar sağlığımız için zararlı. Meyve yerine tatlandırıcı, aromalar, boya, süt yerine su, şeker yerine glikoz, çikolata yerine kokolin ve prolin kullanılmış ürünlere dondurma demek yanıltıcı olur. Türk Gıda Kodeksi dondurmanın yüzde 10-15 meyve, yüzde 10-18 şeker içermesi gerektiğini belirtiyor” dedi.
Over-run riskinden de bahseden Diyetisyen Balkan, “Over-run miksin dondurulması sırasında içerisine hava verilerek dondurmanın hacminin artmasına ve bununla birlikte dondurmanın yapı ve lezzetini etkilemesine sebep olur. Karlı köpüğümsü, ıslağımsı, çok parlak görünen, yapay derecede canlı renkleri olan dondurmaları satın alırken bir kez daha düşünmemiz gerekiyor. Bunun yanında açıkta satılan dondurmaların özellikle çocuklarda mide bulantısı, karın ağrısı hatta zehirlenmelere yol açtığı bu yüzden dondurma aldığımız yerin hijyeninden emin olmamız gerektiğini söylemeden geçmeyelim. Erimiş ve tekrar dondurulması, soğuk zincirin bozulması, sıcak havalarda dondurma kaşığının saatlerce suda beklemesi ve kullanılması mikroorganizmalarım üremesi için gerekli tüm koşulları sağlamaktadır. Tüketmeden önce birkaç detaya dikkat ederek dondurmanın keyfini daha sağlıklı şekilde çıkarabiliriz” diye konuştu.
HIZLI KİLO VERMEK İÇİN ÇOK FAZLA BİTKİ ÇAYINA DİKKAT!
Çok fazla bitki çayı tüketiminin zararlarına da değinen Diyetisyen Balkan, “Son yıllarda popüler olan özellikle zayıflamak için tüketilen bitki çayları pazarlanması, halka daha çabuk ulaşması ve hızlı kilo vermek umuduyla çok fazla tüketimi, dozunun ayarlanamaması sonucunda bazı sorunlara hatta ölüme kadar sebebiyet vermektedir" diyerek sözlerini şöyle noktaladı:
"Zayıflama çaylarının günde tüketilmesi gereken dozdan fazla tüketmekten kaçınılmalıdır. Günde 1-2 fincan tüketilmesinde sakınca yoktur. Fakat hızlı zayıflamak düşüncesiyle günde 2 kupadan fazla tüketilmesi bazı hastalıklara yol açmaktadır. Bir diğer dikkat etmemiz gereken nokta ise aktarlardan organik sanılıp alınan çayların içeriğinin aslında çok da doğal olmadığının ve başka maddelerle karıştırılmış olması bir diğer riskler arasında yer almaktadır. Aynı zamanda açıkta satılan çayların dışarda bekleme süresi uzun olduğundan son kullanma tarihleri geçebiliyor ve etken maddelerinde kayıplar olabiliyor. Bundan dolayı marketlerde satılan ambalajlı çayları kullanmak içeriğinde nelerin olduğunu görüp, okuyabildiğimiz için çok daha yararlı olacaktır. Tek bir çay kişiyi zayıflatmaz. Mutlaka kişiye özel yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni gereklidir. Ek olarak bir bitki çayı kullanmak istiyorlar ise hem kullanım dozajına dikkat edilmeli hem de mutlaka çay içeriği kontrol edilmeli ve içeriğini diyetisyeninize danışmalısınız."