Lipödem, yani vücudun alt yarısının üst kısımlara göre orantısız bir şekilde geniş ve yağlı olması durumu, kadınlar arasında oldukça yaygın bir hastalıktır. Lipödem, birçok hekim tarafından yanlış bir şekilde "armut tipi obesite" olarak adlandırılmaktadır. Lipödem obesite değildir. Obesitede tüm vücut, hem alt hem de üst bölgeler orantılı bir şekilde kiloludur.
Lipödem hastalığıyla ilgili deneyimi olan bir hekim için lipödem ve obesite ayrımını yapmak zor değildir. Aslında kendi durumuyla ilgili hekimlerden aradığı cevapları bulamayan birçok hasta, internetten yaptığı araştırmalarla lipödem tanısını kendi kendilerine kolayca koyabilmektedirler. Ancak ne yazık ki lipödem, hekimlerin büyük çoğunluğunun ilgi alanlarına giremediği için lipödem-obesite ayrımında hekimler tarafından sıkça hata yapılmaktadır. Lipödem hastalarına "obes" tanısı konarak tedavileri buna göre planlanmaktadır. Fakat obesite tedavisinde etkili olan diyet ve egzersiz programları lipödem hastalarında işe yaramadığından bir süre sonra bu hastalar diyet ve egzersizlerini terketmektedirler. Bu durum hem lipödemlerinin ilerlemesine, hem de beraberinde obesite gelişmesine yol açmaktadır. Ayrıca lipödem ve obesite, farklı hastalıklar olmalarına rağmen bir kadında ikisi birarada bulunabilir. Bu durumda, her iki hastalığın ayrı ayrı değerlendirilmesi ve ayrı tedavi edilmesi gerekir. Bu hastalarda lipödem genellikle birincil hastalık olup, obesite daha sonra gelişmektedir.
Lipödem ve obesitenin birlikte bulunduğu kadınlarda yaşanan en büyük sorunlardan biri de tüp mide ameliyatından sonra ortaya çıkmaktadır. Bu hastalar, başarılı bir tüp mide ameliyatından sonra bile, obesiteye bağlı oluşan vücutlarının üst tarafındaki kiloları kolayca verirlerken alt taraftaki kilolardan kurtulamamaktadırlar. Tüp mide ameliyatı öncesi bu konuda bilgi verilmeyen hastalar, bu durumla karşılaştıklarında hayal kırıklığı yaşamakta ve neden bedenlerinin alt kısmından kilo veremediklerini anlamamaktadırlar. Lipödemli obes hastalar, tüp mide gibi kilo verdirici ameliyatlardan önce bu konu hakkında mutlaka bilgilendirilmeli ve bu ameliyattan sonra alt kısımlardan beklediklerinden daha az kilo vereceklerini anlamaları sağlanmalıdır. Tabi bunun için lipödem ve obesiteyi tanıyabilmek gerekir.
Peki lipödem ve obesiteye birlikte sahip olan hastalarda doğru tedavi planı nasıl olmalıdır?
Morbid obes olmayan, yani obesitesi çok ileri evre olmayan lipödemli hastalarda, lipödem tedavisi için uygulanacak "Lymph SAVER Lipo", yani "Lenf Koruyucu SAVER Liposuction" ameliyatı tek başına yeterli olabilir. Çünkü bu ameliyattan sonra uygulayacakları diyet ve egzersiz programıyla hastalar tüm vücutlarından kilo verebilmektedirler. Obesitesi ileri evrede olan hastalarda ise önce obesite tedavisi uygulanmalı, lipödem tedavisi daha sonraya ertelenmelidir.