Bu yıl sizin yılınız olsun
2020 yılı hepimiz için zorlu bir yıl oldu bu zorluklar hepimize sağlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. 2021 yılından beklentimiz büyük artık daha sağlıklı, daha keyifli, daha neşeli, kucaklaştığımız günleri iple çekiyoruz. Kendimizi daha iyi hissetmenin yolu ise beslenmemizden geçiyor. Beslenmenize yapacağınız birkaç dokunuş ile 2021’de tüm bu dahaları yaşamanız mümkün.
D vitamini seviyelerinizi kontrol ettirin.
D vitamini bağışıklık sistemini olumlu etkileme özelliği ile son günlerde çok daha fazla konuşmaya başladığımız bir vitamin. Besinlerle alınsa dahi sentezi güneş ışığı ile gerçekleşmektedir. D vitamini eksikliğinde genel vücut ağrısı, yorgunluk, depresyon, baş ağrısı gibi sağlık sorunları görülebilmekte. Fazla düşük D vitamini seviyesi 30 nmol/L’nin altında, hafif düşük D vitamini seviyesi 30 nmol/L-50nmol/L, Normal D vitamini seviyesi 50nmol/L-125nmol/L’dir. Genel sağlık durumunuzda problem yaşamamak ve bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirmek için D vitamini seviyenizi kontrol ettirmeniz ve gerekirse uzman tavsiyesiyle desteklemeniz çok önemlidir.
Çinko mineraline dikkat
Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak zorunda olduğumuz bu günlerde beslenmenizde yapabileceğiniz değişimler ile bunu başarmanız mümkün. Öncelikle yeterli ve dengeli beslendiğinize emin olmalıyız. Bununla beraber bazı spesifik mineralleri de yeterli miktarda alıp almadığınıza emin olmalısınız. Çinko minerali de bunlardan bir tanesidir. Bağışıklık sistemi üzerinde etkilidir. Hastalık riskini en aza indirir. Antioksidan özeliktedir yani vücudu serbest radikallere karşı koruyucudur. Uzun süreli zindelik ve dinçlik sağlar. Eksikliğinde kronik yorgunluk yaşanabilir. Antioksidan özelliği sayesinde beyinde ağır metallerin birikmesini önleyerek Alzheimer hastalığına yakalanma riskini de azaltır.
Su tüketiminizi arttırmayı hedefleyin
Su tüketiminin yeterli olması sağlıklı yaşayabilmek ve genç kalabilmek için çok önemlidir. Su vücudumuzda besin ögelerini ve metabolik atıkları taşır. Vücut ısısının ayarlanmasında görevlidir. Vitamin, mineral, glikoz gibi maddeler için çözücüdür. Eklemlerde ve iç organlarda kayganlığı sağlayarak aşınmayı önlemek. Eksik su tüketimi vücudun çabuk yorulmasına, enerjisinin düşük olmasına neden olur. Çünkü vücudumuzun bölümleri susuz kaldığında yeterli miktarda çalışamamaktadır.
Hareketinizi arttırın
Evde kaldığımız bugünlerde fiziksel aktivite seviyemizi arttırabilmekte daha önemli olmaya başladı. Özellikle evde kalınan sürelerin artmasıyla besin alımının artması da sağlık problemlerini beraberinde getirebildiği için mutlaka sosyal mesafe ve kısıtlama kurallarına dikkat ederek hareketinizi arttırmaya çalışın.
Temiz beslenin
Metabolizmanıza yabancı her madde bağışıklık sistemi için risk faktörüdür. Çoğu paketli gıda ise koruyucu madde, katkı maddesi, renklendirici, kıvam arttırıcı gibi yabancı maddeleri içermektedir. Bu nedenle bu dönemde paketli ürünlerden kaçınmalı alacağınız paketli ürünlerin etiket bilgisini mutlaka okumalı ve temiz beslenmeye çalışmalısınız.
Omega-3 mucizesinden faydalanın
Omega-3 ve krill oil yağı bağışıklık sistemini kuvvetlendirmede, kansere yakalanma riskini azaltmada, karaciğer sağlığında, kalp damar hastalıklarının önlenmesinde, ruh durumunun olumlu yönde etkilenmesinde çok etkilidir. Balık, keten tohumu, ceviz, semizotu, keten tohumu gibi besinler omega-3’ün iyi kaynağıyken yeterli karşılanamadığı zamanlarda omega-3 takviyelerinden de uzman kontrolünde faydalanılabilir.
Çörekotu yağı ile bağışıklığınızı kuvvetlendirin
Yapılan çalışmalar çörek otu yağının vücudu toksinlerden koruduğunu ve zararlı etkileri azalttığını kanıtlamaktadır. Çörekotunun antioksidan, antibakteriyel ve anti-inflamatuar etkileri vardır. Ve bu etkiler hücre hasarının olasılığını azaltarak vücudu desteklemektedir. İçerdiği fitokimyasalların kansere karşı dahi olumlu etkileri olabilmektedir. Beslenmenize çörekotunu ekleyeceğiniz gibi takviyelerini de uzman kontrolünde kullanabilirsiniz.
Diyetisyen Deniz Zünbülcan
https://denizzunbulcan.com.tr/
https://www.instagram.com/dytdenizzunbulcan/