01.07.2016 - 11:29 | Son Güncellenme:
Diş eti hastalıklarının Gingivitis (basit diş eti hastalığı) ve Periodontitis (ilerlemiş diş eti hastalığı) olarak ayrıldığını belirten Aykol, "Basit diş eti hastalığı olarak tanımlanan Gingivitis, ağız hijyeninin yeterli olarak sağlanamadığı durumlarda oluşan diş eti hastalıkları grubunu temsil ediyor. Gingivitis, en basit tanımıyla diş eti iltihabıdır ve diş etlerinin ağız ortamındaki dental plağa, plak içerisinde çok sayıda bulunan mikroorganizmaya karşı verdiği ilk yanıttır. Diş etlerinde kanama, kaşıntı, şişlik, kırmızılık ve hassasiyet gibi tipik belirtilerdir” diye konuştu.
Sağlıklı diş etinin sıkı kıvamlı, tıkız, gül kurusu pembe renkli olup kurutulduğunda mat özellik gösterdiğini belirten Aykol, diş etlerinde hastalık olup olmadığının teşhisinde öncelikle bu sağlıklı diş eti kriterlerinin bilinmesinin çok büyük önem taşıdığını belirtti. Aykol, “İlerlemiş diş eti hastalığı olarak adlandırılan Periodontitis’in, basit diş eti hastalığından farklı olarak, dişin kök yüzeyini, diş kökünü saran kemiği ve bu iki doku arasındaki bağ dokusunu yok eden iltihabi bir hastalık. Periodontitis, tedavi edilmemiş olan Gingivitis’in ilerlemiş haline benzetilebilir.
Genellikle hastayı rahatsız edecek boyutlara ulaştığında, ne yazık ki ileri düzeyde harabiyetlere neden olmuş demektir. Eğer hastalık ilerlemiş düzeydeyse dişetinde apse oluşumu görülebilir. Hastalar genellikle bu durumu, dişten kaynaklanan iltihabi bir durum sanarak, ağrı ile diş hekimine başvurulmaktadır” dedi.
Uzm. Dr. Aykol, "Periodontal hastalıkların esas sebebi ağız ortamında yaygın olarak bulunan mikrobiyal dental plaktır. Aynı zamanda ağız kokusu ve diş çürüğü gibi pek çok problemin temel sebebidir. Dental plağın uzaklaştırılabilmesi amacıyla diş fırçası, diş macunu, ağız çalkalama suyu, ara yüz fırçası, diş ipi gibi ağız hijyenine yardımcı araçlardan yararlanılmalıdır.
Günlük olarak en az 2 kere, 2-3 dakika süreyle dişlerin doğru bir şekilde fırçalanması ve fırçalamaya ek olarak diş ipi ya da ara yüz fırçası ile diş aralarının temizlenmesi gerekmektedir. Günlük kişisel oral hijyen uygulamalarının yanında rutin olarak 6 aylık periyotlarla herhangi bir şikayet bulunmasa dahi hekim kontrolü erken teşhis ve tedavi şansı açısından çok büyük önem taşır" dedi.