08.10.2015 - 12:23 | Son Güncellenme:
Op. Dr. Ayşegül Sivri, göğüs ölçülerinin ideal sınırlar dışında olmasının kadınlarda önemli bir estetik kusur olarak görüldüğünü söyledi.
Son zamanlarda göğüs küçültme ve toparlama ameliyatlarına olan ilginin artış nedeni; bu operasyonun keyfi bir ameliyattan daha çok zaruri bir hale gelmesinden kaynaklandığını belirten Op. Dr. Ayşegül Sivri büyük göğüslü kadınların sıkıntılarına dikkat çekerek, “Göğüslerin büyük ve sarkık olması, sadece kadının estetik görüntüsünü bozmuyor, bunun yanında boyun, sırt ağrısına ve kollarda uyuşmaya neden oluyor. Büyük göğüslerin vücudu öne doğru çekmesine bağlı olarak kamburlaşma başlıyor, memenin alt kıvrımının terlemesiyle pişikler ortaya çıkıyor.” dedi.
Büyük göğüslerin kadınların psikolojisini de olumsuz etkilediğini ifade eden Op. Dr. Ayşegül Sivri, şunları söyledi:
“Büyük göğüslü olan kişilerde, göğüslerini sürekli gizlemeye çalışmak gibi bir davranış bozukluğu gözleniyor. Toplumda bakışların sürekli kendilerinde olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden kambur durmaya başlayan ve zamanla kamburlaşan kişi, dışarıdan bakıldığında da kendine karşı güvensiz bir görüntü sergiliyor. Tabi bu şikayetler göğüslerin büyümeye başladığı ve belirginleştiği ergenlik yıllarında başlıyor.
Göğüslerin büyüklüğü kıyafet seçimlerinde belli kısıtlamalar getiriyor. İstediği kıyafeti dilediğince giyemeyen kadın mutsuz oluyor. Göğüste oluşan sarkmalar kadınlarda estetik kaygısı yaratıyor. Büyük göğüslü kadınlarda özellikle yaz aylarında şikayetleri artarak göğüs altında terlemeye bağlı mantar ve cilt enfeksiyonu da sık gözlenir. Göğüs küçültme ve toparlama ameliyatı sonrası bu şikayetlerin de tamamı giderilmiş olur. Bir diğer önemli yakınma yatarken ağırlığa bağlı nefes alma zorluğu, kollarda ve ellerde uyuşukluklardır. Bu operasyon en erken 18 yaşında uygulanan bir operasyondur.
Şayet gecikilirse zaman hep kadınların aleyhine işlemektedir. Çünkü ağırlık etkisi ile bel ve boyun fıtıkları oluşmakta ayrıca hamilelik döneminde göğüslerin daha da büyümesine bağlı olarak ağırlık etkisi daha da artmaktadır. Kişileri korkutan en önemli nokta ameliyat sonrasında meme başında his kaybı ya da hamilelik sonrasında emzirememe korkusudur. His kaybı çoğu zaman kalıcı değildir.
Günümüzde yeni teknikler sayesinde süt bezleri ve süt kanalları da ameliyat esnasında artık korunmaktadır. Böylelikle hamilelik sonrası emzirememe riski de oldukça azalmaktadır. Genel görüntünün kişide yaratmış olduğu psikolojik çöküntü hakkında “bedeniyle barışık olmayan kişi kendiyle de barışık değildir” diyebiliriz. Yani sosyal yaşamda pek çok aktiviteden kendini soyutlayan kişide bu, psikolojik bir çöküntü de yaratabilir. Dolayısıyla yapılabilecek estetik cerrahi girişimler kişinin sosyal hayata katılımını arttıracaktır aynı zamanda meme küçültme ve toparlama ameliyatı hayat standartlarını oldukça arttıran bir operasyondur.”
Yaşam kalitesi artan ve kendine güveni geri gelen kadınların hem iş hem de aşk yaşamlarında daha başarılı olduklarını dile getiren Op. Dr. Ayşegül Sivri, “Bizim için önemli olan hastamızın mutluluğu. Estetik kaygılarından kurtulan kişiler hayata daha olumlu bakmaya başlıyor. Kendilerine güvenmeleri dışarıdan da fark ediliyor. İş yaşantılarında daha aktif roller almak istiyorlar” ifadesini kullandı.