Bayram geldi. Peki, nerede o eski bayramlar? Son birkaç yıldır bu soruyu sormadan duramıyoruz. Eski bayramları mı özlüyoruz, yeniler iyi değil mi? Güzel değil mi şimdikiler? Ne değişti sahi? Bayram aynı bayram peki ya değişen ne ki insanlar bu kadar sorguluyor her şeyi. Ben de sorguladım, işte benim gözümden bayram.
Nerede o eski bayramlar? Gezmeye gitmiş. Evet, gezmeye gitmişler, gezmeye gidiyorlar artık. Sorunun cevabı bu kadar basit ve komik… İnsanların bayram anlayışı artık tatil! “Bayram mı? Ne! Hemen tatile kaçmalıyım!!!” kaçmalıyım dedim çünkü çıkmıyoruz, kaçıyoruz. Kafalar artık böyle çalışıyor. Gideyim de aile ziyareti yapayım, büyükleri gezeyim, küçükleri sevindireyim yok artık. Bayram = Tatil. Tatile gidenler de haklı tabii. O kadar çalışmışlar, yorulmuşlar, tatil onların hakkı! Hakkı tabii… Ama önce büyükleri hoşnut edip öyle mi gitmeli? Sanki daha iyi olur he, ne dersiniz?
Eski bayramlar uzakta değil aslında hala içimizde var, içimizde yaşıyorlar. Sorun onu dışarı çıkaramıyor oluşumuzda. Saklıyoruz içimizde, bastırıyoruz bazı duygularımızı, isteklerimizi. Ve bazı isteklerimizi de çok fazla ön plana çıkarıyoruz… Denge yok, sorun burada! Dengeli olunabilir mi? Elbette ki olunabilir. Bayramda özellikle yaşlılar ilgi bekler aranmak, ziyaret edilmek ister. Onları kapılara bakar, telefon bekler bir şekilde yalnız başlarına bırakmayalım. Tatile mi gideceğiz, gidelim ama önceliğimiz büyüklerimiz olsun. Büyüklerimizi hoşnut edelim, küçüklerimizi sevindirelim, sonra ver elini tatil! Böyle yaparsan herkese bayram olur işte!
Bayramı sırf kendin için yaşama, paylaş. Bayramlar, sevgiler, mutluluklar paylaşıldıkça güzeldir; paylaşıldıkça değerlidir.
Sevdikleriniz hayatta ve yanınızdayken kıymetini bilin. Bu bayram ve yanınızda oldukları her bayram bayramlaşın. Bayramlaşacağınız biri kalmadığında onun pişmanlığını yaşamamış olursunuz.
Mutlu Bayramlar, Mutlu Tatiller…