Olur! Neden olmasın ki? Vücudumuza çeşitli yollarla giren ve atık madde olarak dışarı atılmayı bekleyen zararlı toksinlerden kurtulmak olduğuna göre detoks, hem de pek güzel olur. Üstelik kim istemez saflaştırılmış duyguları ve onların huzur dolu etkilerini. O halde nasıl yapılır kısmına geçelim:
Öncelikle olması gerekenlerin başında "Sevme" gerekiyor.
Ancak burda yanılgıya düşülmesin, saflaştırma yaptığımız için bize sade Sevme gerek. Doğrudan, tek yönlü, sadece sevme. İçine sevilmenin karıştırılmadığı sevme.
"İyi de nasıl olurmuş sevilmenin karışmadığı bir sevme?"
diyen olursa diye örneklemek için; düşünün sevdiğiniz sizi sevmediğinde de onu sever misiniz? Evet! diyenlerde hazır olduğundan şüphe yok bu tarife gerekli olan sevme. Hayır! diyenler yazının başlığına geri dönüp, tekrar cevaplayacaklar ya da başka bir tarif bekleyecekler.
İkinci ana malzeme "Düşünme"
Burda da önemli olan aklın bağımsız, tarafsız ve etkiden uzak bir bölümünden alınmış bir düşünme olmalı. Herhangi bir düşünceden etkilenmiş, yönlendirilmiş, çevrelenmiş bir düşünme saflığa yapaylık karıştırmış olacaktır.
"İyi de bunu nerden bulucaz, bunca düşünce arasında?"
diyen olursa diye örneklemek için; sizi hiç kimsenin görmediği, herhangi biri olmanız beklendiği gibi olmadığınız bir anda, bir tek sizin bildiğiniz asıl kendiniz olduğunuz anda tüm diğer düşüncelerin yok olduğu bir alan oluşur saf Ben olduğunuz bir an. İşte o alandan gelen bir düşünme gerekiyor.
Üçüncü malzeme "Anlama"
Hemen "ilişkilerdeki anlaşıya bağladın sen de!" denilmesin diye görme, duyma, analiz etme, kavrama, algılama hali diye altını çizmek lazım. Yaşadığınızı anlama, durumu anlama, gerçeği anlama, işine gelmeyeni anlama gibi.
ve son olarak "Hissetme"
Bunun her koşulda her bünyede olacağı için çok önemli değil bulunduğu yerin, bir miktar bulunsun yeterli. Tarifle güçlendirilecektir.
Şimdi sevmeyi düşünmeye başlayın. Tümüyle saflaştırılmış sade sevmeyi, beklentisiz, yalın, katkısız. Ruhunuzun eliyle dokunarak sevmeyi, varlığınızla sarmal olduğunuz sevmeyi. Huzurun doyurucu tonundaki renklerin; düşünmeye başladığınız anda içinizi tarifsiz mükemmelliğe büründürdüğü anda anlamayı ekleyin. Varlığınızdan doğan sevmenin koşulu olup olmadığını, beklentilerin, planların, hedeflerin sevmeyi nasıl etkilediğini anlamaya çalışın. Huzur dolu gökkuşağı renkleri arasına neden ilgisiz renklerin bulaştığını anlayın ve kıvama gelmesi için son malzeme olan hissetmeyi katın çünkü anladığınız an hissetmeye başlayacaksız.
İşte tam bu kıvam Sevgiyi saf olarak hissettiğiniz an; aklınıza çeşitli yollarla giren ve atık düşünce olarak dışarı atılmayı bekleyen zararlı duygulardan kurtulmuş olmanızı sağlayacaktır.
Şu an pırıl pırıl Pırıltı dolu bir Aşk içindesiniz; ne kadar süreyle içinde kalacağınız sevmenize, düşünmenize, anlamanıza, hissetmenize bağlı.
- 15 Haziran "Sevmek yada Sevilmek.. iyi de mesele nerede?" etkinliğime gelen ve gelmeyi düşünen herkese teşekkür ederim. -
Yorumlarınız için
Birol Boyacıoğlu
brlbo.com