Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Fatih Demir, 1991 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi ev hanımı, babası polis memuru olan Fatih’in bir ablası var. Babasının işi dolayısıyla 1 yaşında ailesiyle Ankara’ya taşınan Fatih; ilkokul, ortaokul, lise eğitimini tamamladıktan sonra Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü kazandı. Derslerinde çok başarılı olan Fatih’in ilgisini çeken başka bir konu daha vardı. İstanbul’da yaşayan dedesinin ayet ve hadis yazıyor diye atmaya kıyamayıp biriktirdiği takvimleri yaprakları…
“Hacı Kamil dedem hep takvim yapraklarıyla haşir neşirdi. Odasında Kur'an-ı Kerim okur, takvim yapraklarından namaz vakitlerine bakar, arkasındaki hadis ve ayetleri okurdu. İstanbul'a dedemi ziyarete gittiğimde takvim koleksiyonu dikkatimi çekiyordu. Ancak ev halkı bu yaprakların evde çok fazla yer kaplamasından dolayı çok şikâyetçiydi. Arkasında ayet ve hadis yazdığı için çöpe atmıyorlardı ama dedemden gizli olarak ya dağıtıyor ya da kış mevsiminde sobada yakıyorlardı.”
‘BU MUTLULUĞU HERKES YAŞASIN İSTEDİM’
Aslında Fatih’in takvim yapraklarıyla olan ilk bağı, teyzesinin doğduğu günün takvim yaprağını ona vermesiyle başladı. Bu durum Fatih’i çok mutlu etti. Bu motivasyonla Fatih’te bir arkadaşının doğum gününde ona doğduğu günün takvim yaprağını hediye etti. Arkadaşı da çok mutlu oldu, yaşadığı sevincin yanı sıra büyük bir şaşkınlık yaşadı. Çünkü arkadaşı Fatih’ten böyle bir hediye beklemiyordu. Fatih o gün, “Neden herkes bu mutluluğu yaşamasın” diye düşündü ve bunu bir iş haline getirmeye karar verdi. Tabii bu kararı almasın da üniversite öğrencisi olması dolayısıyla ek gelir kaynakları arayışı da etkili oldu.
TORUNUNA VERDİ, AİLESİ SICAK BAKMADI
Fatih, kendisi ve arkadaşlarının yaşadığı mutluluğu herkesin yaşamasını istiyordu. Ancak önce dedesini ikna etmesi gerekiyordu. Çünkü dedesi takvim yapraklarını atmaya kıyamamıştı, satma fikrine sıcak bakar mıydı? Fatih, kafasında tasarladığı fikri yani dedesinin yıllarca biriktirdiği takvim yapraklarını satma isteğini dedesine anlattı. Dede Kamil Bey, ilk başta bu fikri çok anlamadı ve torunu Fatih’e “Kim, neden alır?” diye sordu. Ancak onu kırmamak için “Ben bu yaştan sonra ne yapacağım, istiyorsan orada duruyor hepsi alıp götür” dedi.
Dedesi Kamil Bey, 50 yıllık takvim yaprağı koleksiyonunu artık torununa devretmişti. Fatih, paketlediği tüm takvimleri otobüsle İstanbul’dan Ankara’daki evlerine götürdü. Ancak annesinin bu durumdan haberi yoktu. Çok şaşırdı ve bu durum çok hoşuna gitmedi. Çünkü bekârken evin her yerinde takvim yaprağı görmekten bıkmıştı. Fatih’e, “Niye bunları eve getirdin?” diye sitemde bulundu. Ailesi Fatih’in bu fikrini çok mantıklı bulmadı. Ancak Fatih kararlıydı, kafasındaki bu fikri hayata geçirecekti.
TOZLU RAFLARDAN BİR YAPRAK NOSTALJİ’YE
Fatih, kafasındaki işi daha profesyonel bir şekilde gerçekleştirmek için 2013 yılında bir internet istesi kurdu. Yani dedesinin takvim koleksiyonu mühendis torununun elinde 'Bir Yaprak Nostalji'ye dönüştü. İlk başlarda takvim yapraklarına çok talep olmadı. Çoğunlukla genç adamın çevresinde bulunan ve onu tanıyan insanlar satın aldı. Ancak daha sonra insanların birbirine aktarmasıyla takvim yapraklarına ilgi giderek arttı.
“Dedem yıllarca biriktirmiş takvimlerini, üzerlerine kendine göre çeşitli notlar almış, anılarını karalamış. Bunlardan biri de 1971 yılındaki takvim yaprağına alınan bir not. O tarihte dedemin dört tane kızı var ve beşinci çocuğu da dünyaya kız olarak geliyor. Dedem takvim yaprağına, ‘Çok fenalandım’ yazıyor. Bunun nedeni bebeğin erkek olarak doğmasını istemesi.”
'1 OCAK VE 1 NİSAN’A YOĞUN TALEP VAR'
Fatih, bu işi ilk yapmaya başladığı zamanlarda istenilen tarihleri bulma konusunda sıkıntı yaşamıyordu çünkü elinde oldukça büyük bir koleksiyon vardı. Talebin artmasıyla birlikte Türkiye’nin dört bir tarafında takvim arayışına başladı. Sahaflardan, koleksiyonculardan, eskicilerden takvim temin ederek elindeki koleksiyonu genişletti ve 30 katına çıkardı. 1 Ocak ve 1 Nisan gibi tarihlere çok fazla talep olduğunu söyleyen Fatih, “Şu an belirli birkaç yıl dışında çok fazla problem yaşamıyorum ancak geleceği düşünerek orijinal eski takvim arayışım sürekli devam ediyor” dedi.
İnsanların genellikle, dostlarını mutlu etmek için ve eşlerinin; doğum günlerini, tanışma günlerini ya da evlilik tarihlerini gösteren takvim yapraklarını satın aldıklarını söyleyen Fatih; zarf, sandık ve çerçeve olmak üzere farklı sunum seçeneklerinin bulunduğunu, bu durumun müşterilerinin isteklerine göre çeşitlendiğini söyledi. Babası vefat eden Fatih’e satış yaparken annesi yardım ediyor. 2018 yılında evlendiği iletişim fakültesi mezunu eşi de takvim yapraklarının fotoğraf çekimlerini gerçekleştiriyor.
‘DOĞUM GÜNÜNÜ TAKVİMDEN BULDUK’
Takvim yaprağı satışları sırasında ilginç durumlarla da karşı karşıya geldiğini söyleyen Fatih, bunlardan birini şöyle anlatıyor: "Bir müşterim bir arkadaşına takvim yaprağı hediye almak istediğini ancak doğum gününü bilmediğini söyledi. Elimizdeki tek bilgi 1960 yılı Ramazan Bayramı olmasıydı. Takvimlere tek tek bakarak Ramazan Bayramı’nı dolayısıyla doğduğu günü buldum. Hediye edilen kişi bu hediye karşısında çok mutlu oldu."