Boşanma Avukatı Kime Denir?
Türkiye’de avukatların belli bir alanda vekillik hizmet verme zorunluluğu bulunmamaktadır, bir avukat her türlü konuyu içeren davaya vekillik hizmeti verebilmektedir. İstanbul ya da herhangi bir şehirde boşanma avukatı olmak için hukuk fakültesinden mezun olmak, 1 yıllık zorunlu yasal stajını tamamlamak ve avukatlık ruhsatnamesi almak gerekmektedir. Bazı ülkelerde olduğu gibi belli bir alanda avukatlık yapmak adına ayrı uzmanlık sınavına tabi tutulmamaktadır.
Ülkemizde belli bir hukuk dalında çalışmayı tercih eden ve kendisini o alanda uzmanlaştırmış avukatlar, o alan adıyla anılıyor veya kendilerini o alan avukatı olarak anıyorlar. Boşanma avukatı olarak bilinen veya hitap edilen avukatlar ise Türk Medeni Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Çocuk Koruma Kanunu gibi kanun, yönetmelik ve uluslararası sözleşmelere hakim olan ve boşanma ile birlikte boşanmaya bağlı olan davaları tercih eden avukatlardır. Sonuç olarak çekişmeli ve anlaşmalı boşanma, nafaka, velayet, mal rejimi tasfiyesi, boşanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri içeren davalarda vekillik ve hukuki danışmanlık hizmeti veren avukatlara halk tarafından boşanma avukatı denilmektedir.
Korona (COVID-19) Dönemi Sonrası Boşanmalar Artacak Mı?
Hepimizin günlük ritüelleri değişti, korona nedeniyle aileler artık tüm gün boyunca ev içerisinde birlikte kalıp kendisini izole etti. Sabah işe gitmek için ayrılan çiftler, akşam evlerinde buluşuyordu; ancak şimdi, bütün gün ev içerisinde birlikte vakit geçirerek ofis ve günlük rutin işlerini bir arada yapmak zorunda kaldılar. Elbette insanların düzeninde değişim meydana gelince aile hayatına dair radikal kararlar da gündeme gelmeye başladı, peki neler oldu?
Pandemi öncesinde aralarındaki iletişimi iyi olmayan çiftlerin bir kısmı evde birlikte vakit geçirme süreleri arttığından karantinada ilişkisini sağlamlaştırıp sorunlarını çözerken diğer kısım ise sorunlarını çözemedi ve boşanma konusunda kararlarını kesinleştirmiş durumdalar. Bu nedenle adli yargı sürelerinin durdurulmasına dair kararının kaldırılması halinde boşanma davası işlemleri başlatacak aileler çok fazla.
Bir yandan COVID-19 öncesinde boşanma davasını açan ancak duruşmaların 15 Haziran 2020 tarihine kadar ertelenmesi nedeniyle askıya almak zorunda kalan çiftler de var. Bu nedenle pandemi sürecinin bitmesiyle birlikte süreç öncesi açılan ve devam eden dosyaların duruşmaları yoğunlaşacağından yeni açılan davalara verilecek duruşma günleri merak konusu oldu. Genel kanaate göre pandemi sonrasında büyük şehirlerde mahkemelerin iş yükünde yığılma olacağından adli tatil öncesinde yeni açılan davalarda hemen duruşma günü verilemeyeceğidir. Muhtemelen büyük şehirlerde açılan boşanma davalarında verilecek duruşma günleri adli tatil dönemi sonrasına olacaktır.
Türkiye’de açılan çekişmeli boşanma davalarında en çok ileri sürülen boşanma sebebi evlilik birliğinin temelden sarsılmasıdır.Taraflardan biri veya her ikisi açısından evlilik artık çekilmez hale gelmiş, çiftlerin birbirine sevgisi ve saygısı kalmamış ise, eski adıyla bilinen “şiddetli geçimsizlik”, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanarak boşanma davası açılmaktadır. Çoğu kişinin psikolojisinin olumsuz yönde etkilendiği, evliliklerin büyük bir sınavdan geçtiği bu dönemde muhtemelen bu sebebe dayalı olarak binlerce boşanma davası açılacaktır.
Aile içerisindeki çatışmaların kaynak noktası insanların COVID-19’a yakalanmama, sağlığını korumaya dair kaygıları, ekonominin durmasıyla işini kaybedip kaybetmeyeceği ve maaşını alıp almayacağına dair endişelerin birikmesidir. Aslında insanların işlerinden olma korkusunda da haklılık payı var, çünkü çoğu kişi bu dönemde işten çıkarıldı veya ofisler kapatıldı ve birçok kimse dükkanını kapatmak zorunda kaldı. İşte bütün bu stres ile birlikte ailevi meseleler de gündeme gelince ne yazık ki tartışmalara, kavgalara gebe oldu. Sonuç olarak aile içerisindeki krizlerinin meydana gelmesinin çoğunda karantina sürecindeki insanların psikolojisinin olumsuz yönde etkilenmesidir ve maalesef korona süreci dolaylı da olsa evliliğin bitimlerine neden olacaktır.
Koronanın doğrudan sebep olarak gösterileceği boşanma davaları da açılması beklenmektedir. Eşlerden birisinin COVID-19’a yakalanması ve diğer eşin tedavi boyunca eşiyle ilgilenmemesi, eşinin bakımını aksatması da boşanma dava açma nedeni olarak gösterilebilecektir. Eşlerin birbirlerine evlilikten gelen sorumlulukları bulunmaktadır, özellikle bu dönemde aksatması halinde eş, haklı nedenle boşanma davası açabilecektir.
Sonuç olarak hem devam eden boşanma davalarının adli yargı sürecinin durması hem de karantina psikolojisinin evliliği etkilemesi nedeniyle boşanma davalarında avukat arayışı ve dava açma yoğunluğu getireceği düşüncesindeyim.
Herkese önce sağlık, sonra huzur diliyorum.