Emine Gözen - İzmir
Dört yıl önceydi, Fikriye Özgöçmen, 40 yaşında acı haberle sarsıldı. Göğüs kanseriydi. Çorlu'da astsubay eşi Necdet, iki çocuğu Ebru ve Togay'ın desteklerini aldı, direnecek, hastalığı yenecekti.
Bu acı haberin üstünden birbuçuk ay bile geçmeden ikincisi geldi. Özgöçmen çiftinin güzelliği, üç yaşında girdiği yarışmada Türkiye ikincisi olarak tescillenen, İstanbul Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi kızları Ebru Özgöçmen (23) üç arkadaşıyla birlikte trafik kazasında öldü.
Ramazan Bayramı için evine gelen Ebru, çocukluk arkadaşlarıyla Silivri'ye gezmeye giderken trafik canavarına yakalandı. Karşı yönden gelen alkolllü sürücü Gürbüz Gürses, gençlerin otomobiline bindirdi. Gürses ve iki arkadaşı araçlarında yanarak ölürken otomobillerinden fırlayan Ebru ve üç arkadaşını arkadan gelen başka bir
araba ezdi. Yedi kişinin öldüğü kaza yerine bile gelmeyen savcı, kazaya karışan bu ikinci otomobilin, yolu tıkamaması için salıverilmesini istedi.
Kansere savaş açan Fikriye Hanım, bunları öğrendiğinde çılgına döndü. 20 Şubat 1995 gecesi meydana gelen kazada, bilirkişi raporuna dayanılarak hakkında dava açılmayan Necdet Cin'in peşine düştü. Altı ay dedektif gibi çalıştı. Servise çekilen otomobilini buldu, fotoğrafladı ve delil olarak mahkemeye sundu.
Necdet Cin hakkında, "Dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle yedi kişinin ölümüne neden olmak"tan toplam 20 yıl hapis istemiyle dava açtırmayı başardı, ancak tutuksuz yargılanan Cin'i mahkemeye getirtemedi.
İki yıl önce aile İzmir'e göçerken kanser tedavisini, öte yandan hukuk savaşını sürdüren Fikriye Hanım şöyle yakındı:
"Dava dört yıldır sürüyor. Kusur oranıyla ilgili üç farklı rapor verildi. Görgü tanıklarını bulmasak dava bile açılmayacaktı. Dört hayat dolu gencin kaza sırasında tüm kıymetli eşyaları çalınmıştı. Kızım olmadan, yaşamamın anlamı da yok, ama o adamın ceza alacağı günü görmeden ölmek istemiyorum. Kızım en büyük desteğimdi, her şeyimdi. Ebru'lar ölmesin artık."
Cin'in karıştığı kazada ölüme neden olmadığı konusunda üç ayrı rapor verildiğini söyleyen Baba Necdet Bey de şunları söyledi:
"Yedi kişinin öldüğü bir kazaya nasıl savcı gelmez? Bunu hala anlayamadık? Bir de af gündemde. Cinayet gibi kazaları yapanları demir parmaklıkların arkasına gönderemezken, girenleri de çıkarmayı düşünmek neyin nesi?"
İstanbul Şişecam Fabrikası'nda çalışan Necdet Cin (50), talimatla alınan ifadesinde, "Toz bulutu önüme çıktı. Göremedim, sadece motor parçalarına çarptım. Benim suçum yok" dedi.