04.02.2016 - 11:18 | Son Güncellenme:
Anemi; mide ve bağırsak gibi sindirim sistemi kanserleri başta olmak üzere, tüm kanser çeşitlerinin belirtilerinden biri olabiliyor. Aneminin nedenleri arasında kanser de yer alıyor. Bu nedenle anemi tedavisine başlanmadan önce kanserin de akla gelmesi ve buna yönelik tetkiklerin yapılması gerekiyor.
Central Hospital’dan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Rafet Yiğitbaşı, 4 Şubat Dünya Kanser Günü sebebiyle oldukça tehlikeli bir hastalık olan Anemi ve kanser ilişkisi hakkında bilgiler veriyor.
Anemi, nedeni itibariyle geniş bir hastalık spektrumu ile ilgili olabileceğinden, anemi testleri de çok çeşitlilik gösterebilir. Rutin check-up programlarındaki ilk adım test olarak hemograma bakılmasıdır. Bu test genel olarak anemi hakkında bir ön bilgi verir. Aneminin gerçek nedenini ortaya koyabilmek için ise daha detaylı testlere ve uzmanlık görüşüne ihtiyaç duyulur.
Anemi; tüm kanser çeşitlerinde ortak bulgudur
Anemi, kanın oksijen taşıma kapasitesinin düşmesi anlamına gelen bir tıbbi terimdir. Anemi tespit edilen
hastalar, solukluk, halsizlik, efor kapasitesinin düşmesi, nefes darlığı ve çarpıntıdan şikayet ederler. Anemi, sağlıklı kırmızı kan hücresi yani eritrosit üretiminin bozulması, kan hücrelerinin aşırı yıkımı, kronik hastalıklar veya görünür ya da görünmez kan kayıpları sonucunda gelişir.
Kan hücrelerinin üretim yeri kemik iliğidir diyen Central Hospital’dan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Rafet Yiğitbaşı, “Sağlıklı eritrosit üretimi için hemoglobin denilen protein yapısında bir madde, bu maddenin üretimi için de demir, protein, iyi bir beslenme ve vitamin desteğine ihtiyaç vardır. Kanser dışı spesifik nedenlere bağlı anemi tipleri tanıda önemli bir yer tutar ve uygun bir tedaviyle düzelebilir.
Hekimler daha sık rastlanan demir eksikliği anemisini ilk planda düşünerek, ampirik tedavi uygulayabilirler. Çünkü demir eksikliği anemisi en sık rastlanan anemi tipidir. Nedenleri arasında da kanserler önemli bir yer tutar. Ancak anemi nedenleri arasında sayılan kanser türü hastalıklar özel bir önem arz eder. Anemi, mide ve bağırsak gibi sindirim sistemi kanserleri başta olmak üzere tüm kanser çeşitlerinde, diğer belirtilere eşlik eden ortak bir bulgu olarak kaydedilir.” dedi.
Erkeklerde görülen kansızlık, ciddi hastalıklara işaret edebilir
Erkeklerde anemi görülme sıklığı daha düşüktür. Çünkü erkekler kadınlarda olduğu gibi jinekolojik sebeplere bağlı olarak kan kayıpları yaşamazlar. Ayrıca kadınlara nazaran daha çok fiziksel efor gösterirler. Bu nedenle anemi tespit edilen erkek hastalarda gerçek bir patoloji saptama olasılığı çok daha yüksektir.
Karşılaşıldığı durumlarda ise sebebinin iyi araştırılması ve değerlendirilmesi gerekir. Çünkü erkeklerde görülen kansızlık ciddi hastalıklara işaret ediyor olabilir. Özellikle erkeklerde anemi gözlemlendiyse ilk olarak mide bağırsak sisteminde yaşanan kan kaybı düşünülmelidir.
Demir eksikliği anemisi de erkeklerde sıklıkla görülen anemi çeşitlerindendir. Erkeklerde yaşanan kan kaybının öncelikli nedenlerinden biri de basurdur. Hemoroid gözlemlenen durumlarda belirli aralıklarla kanamayla kaybedilen kan da erkeklerde demir eksikliği anemisi yapabilir.
Gizli kan kayıplarına işaret eden anemiye dikkat
Gizli kan kayıplarına işaret eden anemiye dikkat çeken Central Hospital’dan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Rafet Yiğitbaşı, “Anemi – Kanser ilişkisi” yönünden bakıldığında, gizli kan kayıplarına işaret eden anemi tipi söz konusu ise, sistemik belirtiler olarak halsizlik, çabuk yorulma, kilo kaybı yanında sindirim sistemine ait bulantı, iştahsızlık, kusma, karın ağrısı, dışkılama alışkanlığında değişme, gaz şişkinliği gibi belirtiler mutlaka önemsenmeli ve tetkikler derinleştirilmelidir.
Üriner sisteme (idrar yolları) ait yakınmalar da anemi varlığında titizlikle değerlendirilmelidir. Makul sürede düzelmeyen kuru öksürük, göğüs kafesinde ağrı, öksürükle kan gelmesi ciddi bir akciğer hastalığı belirtisi olabilir.
Bu bilgiler ışığında, gaitada gizli kan testi, laboratuar testleri, endoskopik incelemeler, BT, MR gibi günümüzün gelişmiş tanı yöntemlerine baş vurmak suretiyle kanser araştırması yapılmadan, uzun sürebilecek ampirik bir anemi tedavisine başlanılmamalıdır. Aksi takdirde böyle bir tedaviden tam bir sonuç alınamayacağı gibi, tedaviyi üstlenen hekim bir kanser tanısının geciktirilmesi sorumluluğunu da taşır.
Erken saptanan ve uygun bir şekilde tedavi edilen kanser hastalarında, kanserden kurtulma ihtimali yanında aneminin de kolayca düzelebileceği unutulmamalıdır. Tedavi ile hastanın yaşam standardı yükseltilebilir. Bu sebeple nedeni saptanarak, etkin tedavi başlatılmalı ve tedavi yanıtı izlenmelidir.” diyor.
Mide ve bağırsak kanserinde anemi ciddi bir uyarandır
Mide ve bağırsak gibi sindirim sistemi kanserleri başta olmak üzere, tüm kanserlerde anemi, diğer belirtilere eşlik eden ortak bir bulgu olarak kaydedilir.
Kanser hastalığı birkaç mekanizma ile anemiye neden olur:
İçi boş organ kanserleri, tümör yüzeyinden görünür veya görünmez kan kayıplarının nedenidir. Sağlıklı bireylerde günde 20 ml’nin altındaki kan kayıpları kolayca telafi edilebilirken, kanser gibi kayıpların kronikleştiği durumlarda bir süre sonra demir (Fe) eksikliği tipinde anemi ortaya çıkabilir. Görünmeyen (gizli) kan kayıpları özel testlerle tespit edilebilir.
Kanser, vücuda saldığı toksik maddelerin sistemik etkileri ile birlikte, uzun vadede hastanın iştahını ve sağlıklı beslenmesini bozar. Metabolizmayı alt-üst ederek, beslenme ve vitamin eksikliğine de neden olabilir. Bu durum sağlıklı kan üretimi için gerekli desteğin eksikliği sonucunu doğurarak anemiye zemin hazırlar.
Bazı kanser tümörleri erken evrelerde bile fiziksel varlığıyla sağlıklı beslenmeye izin vermeyip, protein-vitamin eksikliğine yol açabilir. Yine kanser hücrelerinin saldığı toksik maddeler, kan üretiminden sorumlu kemik iliğini baskılayarak veya bazı kanser türleri de kemik iliği dokusunu istila ederek anemiye neden olabilir.
Sindirim sisteminin her seviyesinde gelişen kanserler bağırsak kanalında görünür veya görünmez düzeylerde kan kaybına neden olmak suretiyle değişik derecelerde anemiye neden olabilir. Bunlar içinde kalın bağırsağın sağ parçasında ve midede yerleşmiş kanserler daha derin anemiye sebebiyet verebilirler. Böbrek ve mesane kanserleri idrar yoluyla, kadın genital organ kanserleri de vajinal yolla kan kaybına ve anemiye neden olabilir. Aneminin ağırlığı kanser hastalığının evresiyle paralellik gösterir.
Çocuklarda en çok solid organ tümörlerine rastlanır
Halsizlik, solgunluk, çabuk yorulma gibi belirtilerin çocuklarda kansızlığın habercisi olabileceğini söyleyen Central Hospital’dan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Rafet Yiğitbaşı, “Kansızlık çocuklarda bulaşıcı hastalıklara karşı dirençleri azaltır. Ve onların daha sık hastalanmalarına neden olabilir. Ayrıca kansızlık, iştahsızlığa da yol açtığından çocuklarda beslenme düzeninin de bozulmasına sebep olur.
Ancak çocuk yaş grubunda, yetişkinlerde sık rastlanan kanser tipleri çok ender görülür. Aksine o yaş grubuna özgü daha çok solid organ tümörleri saptanır. Anemi her olguya eşlik etmese de, büyük boyutlu bu tümörlerin kendi içinde oluşan kanamaları anemi tablosuna yol açabilir.” dedi.