Alışverişin geçmişten bugüne yolculuğu Galataport İstanbul’da konuşuldu

Karaköy sahil şeridini 200 yıl sonra halkın erişimine açıp turizmden kültür-sanata kadar yaşamın her alanına dokunacak bir dünya projesi olan Galataport İstanbul, çok özel bir etkinliğe sahne oldu. Galataport İstanbul’un Karaköy’deki Tanıtım Ofisi’nde gerçekleşen “Port Talks” serisinin üçüncüsünde, her biri kendi alanında uzman davetliler ve basın mensupları “Gelenekselden moderne alışveriş kültürü”nü masaya yatırdı. Ev sahipliğini Galataport İstanbul Genel Müdürü Erdem Tavas ve Proje Geliştirme, Pazarlama ve Kiralama Genel Müdür Yardımcısı İrem Yücel Kaymak’ın üstlendiği etkinlikte, dünden bugüne değişen alışveriş alışkanlıkları, moda ve tasarım gibi konu başlıkları ile birlikte ele alındı.

Port Talks’a katılanlar arasında, Doğuş Perakende Genel Müdürü İlhan Sipahi, modacı Atıl Kutoğlu, marka ve sanat danışmanı Yonca Ebüzziya, Les Benjamins markasının yaratıcıları Bünyamin Aydın ve Lamia Aydın, Bey Karaköy’ün kurucularından Nil Ertürk, Lug Von Siga markasının yaratıcısı Gül Ağış ile modacı Gül Hürgel gibi moda ve tasarım dünyasından davetliler vardı.

Alışverişin kalbi “deneyim” olacak

Yemekli sohbette, dijitalleşmeyle birlikte alışveriş kültürünün büyük ölçüde değiştiği ve önümüzdeki dönemde bu değişimin devam edeceği konuşuldu. Galataport İstanbul’un, geleneksel ve modernin birleştiği bir adres olacağına işaret eden davetliler, yakın gelecekte alışverişte deneyimin ön planda olacağını, insanların dokunarak, hissederek, iletişim kurarak alışverişi bir deneyime çevirebilmesinin önemini vurguladı.

İstanbul’un tarihi açıdan en özel noktasında, şehrin enerjisiyle oluşan bir proje olan Galataport’un, mahalle dokusunda ve sokak konseptindeki planlamasıyla ziyaretçilerine bu deneyimi sunacağının ve bölgeye büyük değer katacağının da altı çizildi.

İstanbul’da yepyeni bir destinasyon

Galataport İstanbul, 1,7 milyar dolarlık yatırım tutarı ile Boğaz kenarında 1.2 km’ye sahip sahil şeridini kapsayan, dünyanın en önemli destinasyon projeleri arasında yer alıyor. Galataport ile şehrin tarihi limanı bir yandan dünya standartlarında bir kruvaziyer limanına ve yeni bir destinasyona dönüşürken bir yandan da yaklaşık 200 yıldır halkın erişimine kapalı olan bu sahil şeridi erişime açılacak. Şimdiden dünyadaki benzer projeler için bir ilham kaynağı haline gelen proje, dünyada ilk kez hayata geçirilen ve özel bir kapak sistemi ile yerin altında kurgulanan terminale ev sahipliği yapacak. Tarihi liman ise İstanbul’un dünyaya denizden açılan kapısı olacak.

Her zevke hitap eden marka yelpazesi

Galataport İstanbul’da yaklaşık 250 adet perakende ve yeme-içme noktası planlanıyor. Alışveriş ve yeme-içme birimleri için ayrılan kiralanabilir alan toplamı yaklaşık 52.000 metrekare, kiralanabilir ofis alanı ise 43.000 metrekare. Bu 52.000 metrekarelik alanda yer alacak ulusal ve uluslararası markalar, temelinde deneyim olan bir konseptle ziyaretçilere hizmet verecek. Proje içerisinde ayrılan ve standardın iki katı olan %35’lik yeme-içme oranı ise Galataport İstanbul’u şehrin yeni gastronomi merkezi konumuna taşıyor.

The Hongkong and Shanghai Hotels Limited (HSH)’e ait olan ve dünyada sadece 10 seçkin lokasyonda bulunan Peninsula Hotels markası da 2021’den itibaren Galataport İstanbul’da hizmet verecek. HSH aynı zamanda %50 oranında yatırımcı olarak girdiği Peninsula İstanbul oteli ile ülke turizmine büyük katkı sağlayacak. Tarihi yarımadanın tam karşısında yer alacak otelin 177 odası olacak.

İlk gemi 5 Nisan’da yanaşıyor

2020’de açılacak Galataport İstanbul limanına ilk gemi 5 Nisan’da yanaşacak. Bu yıl içinde yaklaşık 70 sefer ile 75.000, 2021’de ise 200’e yakın sefer ile 350.000 yolcu bekleniyor. Proje tamamlandıktan sonra da yılda mürettebat dahil yaklaşık 1,5 milyon kruvaziyer yolcusunun İstanbul’u ziyaret edeceği öngörülüyor. Galataport İstanbul, 7 milyonu yabancı olmak üzere yılda toplam 25 milyon ziyaretçiyi ağırlayacak.