16.11.2016 - 12:05 | Son Güncellenme:
Dişleriniz sağlıklı, kontrollerini düzenli yaptırıyorsunuz. Yediklerinize dikkat ediyor, karanfil, tarçın, maydanoz gibi besinleri sıklıkla tüketiyorsunuz. Tüm bunlara rağmen ağız kokusu kabusunuz olmaya devam ediyorsa, en basit yöntemi atlamış olabilirsiniz: Su içmek!
Yetersiz sıvı alımı sonucunda tükürük miktarının azaldığına ve buna bağlı olarak ağız kokusu yaşanabildiğine dikkat çeken Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, günde iki litre su içerek bu sorunun giderilebileceğini söyledi.
Kalabalıklar içine çıkmak istemiyor, biriyle konuşurken sürekli elinizi ağzınıza götürüyorsunuz. Oysa dişleriniz sağlıklı, geniz akıntısı, bademcik iltihabı gibi rahatsızlıklarınız yok. Kokusu ağır olan yiyecekleri hayatınızdan çıkartalı o kadar uzun zaman oldu ki, artık tatlarını bile hatırlamıyorsunuz. O halde hayatınızı büyük bir kabusa çeviren ağız kokusunun sebebi ne olabilir?
Belki de, sizin için sosyal fobiye dönüşen bu rahatsızlıktan kurtulmada uygulayabileceğiniz en basit yöntemi atlıyorsunuz! Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, günde iki litre su içerek ferah bir nefese kavuşmanın mümkün olduğunu söyledi.
Diyetisyen Canan Aksoy, yetersiz sıvı alımı ile ağzı kokusu arasındaki ilişkiye şöyle açıkladı, “Gün içinde az besin tüketimi ve yetersiz sıvı alımı nedeniyle tükürük miktarı azalabilir. Aynı zamanda tansiyon ve psikiyatri ilaçları, kansızlık, ağız içi enfeksiyonları, ateşli hastalıklar ve diyabet de, tükürük üretiminin azalmasına yol açabilir.
Tükürük üretiminin azalması nedeniyle, ağız temizliği için gerekli olan sıvı yetersiz kalır. Bu durum da, ağız kokusuna neden olur.” Çeşitli nedenlerle azalan tükürük sıvısını artırmak için suyun çok önemli olduğunu söyleyen Aksoy, günde iki litre suyun ağız sağlığını korumaya yardımcı olduğunu belirtti.
Konuşmayı bile etkiliyor!
Tükürük salgısının azalmasının kokunun yanı sıra ağız kuruluğuna da yol açtığını ifade eden Canan Aksoy, bu durumun yutkunma, çiğneme ve konuşmayı etkilediğini söyledi. Aksoy, “Bu etkilerden korunmak için yeterli sıvı tüketmek gerekir. Sık sık içilen su ağız kuruluğunu giderir, dokuları nemlendirir, yutmayı kolaylaştırır ve ağız temizliğine yardımcı olur” diye konuştu.
Su ihtiyacı kişiye göre değişiyor
Oksijenden sonra en önemli yaşamsal öge olan suyun günlük ihtiyaçtan daha az tüketilmesi, vücut fonksiyonlarında aksaklıklara neden oluyor. Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, bu aksaklıkların nedeni ile ilgili olarak, “Besinlerin sindirimi, emilimi, hücrelere taşınması, eklemlerin kayganlığının sağlanması, elektrolitlerin taşınması ve ağız sağlığı su ile gerçekleşiyor. Bu nedenle yemek yemeden haftalarca yaşanabilirken susuz ancak birkaç gün hayatta kalınabilir. Vücut suyunun yüzde 10’u yitirildiğinde yaşam tehlikeye girer, yüzde 20 oranında eksilmesi ise ölümle sonuçlanır” dedi.
Kilo vermekten böbrek sağlığına, cilt güzelliğinden bağışıklık sisteminin güçlenmesine kadar birçok görevde rol alan suya ne kadar ihtiyaç duyulduğu, kişinin fiziksel aktivitelerine, fizyolojik durumuna ve sosyal yaşantısına göre değişiklik gösteriyor. Günlük su ihtiyacı genel olarak alınan kaloriye göre belirleniyor ve her bir kalori alımı için, 1-1.5 ml su tüketmek gerekiyor. Örneğin, günlük 1500 kalori alan birinin su ihtiyacı 1.5-2 litre. Terleme, spor - egzersiz, nemli yaşam alanı ise su gereksinimi artıran faktörler olarak sıralanıyor.
Yeterli su alıp alınmadığını takip etmek için en kolay yöntem, idrarın sayısını ve rengini kontrol etmek. Yetişkin bir birey günde 6-7 kere idrara çıkıyorsa ve idrar rengi açık sarı veya soluk sarı renkteyse, yeterli su tüketimi olduğu kabul ediliyor.
Çay ve kahve, suyun yerini tutmuyor
• Sabah uyandığınızda ve gece yatarken su içmeyi alışkanlık haline getirin.
• Bebeğinizi biberon ile besliyorsanız, sütünü içirdikten sonra ağız temizliği için su içirin.
• Sağlıklı suyun arıtılmış olması ve iyi koşullarda saklanması gerekir. En iyi saklama koşulu da, cam şişede saklama şeklidir.
• Su, yaşam içeceğidir. Çay, kahve gibi içecekler suyun yerine geçmediği gibi, idrarda artış yaparak vücudun daha fazla sıvı kaybetmesine yol açar.
• İçtiğimiz sularda bile bulunabilen ağır metallerden kurtulmanın en kolay yolu, arıtılmış su tüketmektir.
• Suyun tadını sevmiyorsanız, içine bir dilim limon, taze nane, salatalık veya çubuk tarçın atarak lezzetlendirin.
• Su içmeyi unutuyorsanız hatırlatıcı notlar yazın.