Hiç dikkatinizi çekti mi?
Hayattan sürekli bir şeyler istiyoruz.
Hem de o istediklerimizin çok iyi olmalarını, mükemmel olmalarını ve bizi çok mutlu etmelerini....
İyi bir evimiz olsun, iyi bir işimiz olsun, iyi bir gelirimiz olsun, güzel bir evimiz olsun, içinde muhteşem mobilyalar olsun, son model bir arabamız olsun, iyi bir sevgilimiz olsun, örnek bir evliliğimiz olsun, hayırlı, söz dinleyen, muhteşem çocuklarımız olsun, mükemmel dostluklarımız olsun... v.s. Hep en en iyileri alma derdindeyiz.
Burada harika bir soru devreye giriyor.
Peki sen yaşama, insanlara ve tabiki kendine ne veriyorsun?
“İyi bir beklenti içinde olmam için hayata bir şeyler mi vermem gerekiyor?” diye sorduğunu duyar gibiyim.
Cevap; evet.
Vermeden almayı beklemek saçma bir istek değil mi sence de? Kulağa bile tuhaf gelmiyor mu?
En azından üzerinde yaşadığımız Dünya'nın yasalarına uygun değil. Sanırım hem fikiriz.
Diyelim ki kırıcı bir insansın ve önüne geleni kırıyorsun, ağzından çıkanı kulağın duymuyor. Eleştirelsin, yargılayıcısın – buna kendini yargılamak ve eleştirmek de dâhil -. Sonra gelip şunu söyleyebilir misin?
İnsanlar beni anlamaz, hep üzer ve kırarlar !
Deme...
Ya da diyelim ki, cimri ve bencilsin Sokakta yürürken köşe başındaki dilenciyle göz göze gelmemek için yolunu değiştiriyorsun. Sokaklarda yaşayan canlılara bir kap su ve mama almamak için bin tane bahanen var. Ayrıca onlarla ilgilenen, onları besleyen insanlara adeta düşman gibi davranıyorsun.
Kalkıp şunu söyleyebilir misin?
“Kendimi çok yalnız hissediyorum, en zor zamanlarımda hiç kimse yardımcı olmadı!”
Deme...
"İstediğim gibi beni anlayan, dinleyen, hoş vakit geçirdim bir sevgilim olmuyor" diyorsun belki.
Deme...
Peki ben de sana sorarım hemen, sen kendine ne kadar sevgilisin? Kendini hoş tutmak, iyi hissettirmek için neler yapıyorsun? Kendinle nasıl geçiniyorsun?
Sevgili arkadaşım, şimdi senden derin bir şekilde düşünmesi istiyorum.
Hayatta şu anda var olan neyin varsa bir bak. Bütün bunlar seni memnun ediyor mu ? Sana yeterli geliyor mu? Maddi ve manevi her şeyi buna dahil edebilirsin.
Eğer cevabın “evet” ise, demek ki hayatla, diğer insanlarla, canlılarla, ve kendinle uyumlu bir yaşam sürdürüyorsun.
Ama eğer cevabın “hayır” ise, orada dur ve derin derin düşün... Çünkü orada bir problem var.
Hayatla arandaki uyumu gözden geçirmen gerekiyor.
Ben hayata ne veriyorum?
Ne ekiyorum ve neyi biçiyorum?
Soruların bunlar olmalı. Bu sorular yaşamını o kadar güzelleştirecek ve değiştirecek ki. Derinlemesine düşünmeni ve kendini analiz etmeni sağlayacak.
İşte yaşamının değişmeye başladığı an, bu soruya verdiğin cevaplar olacak.
Her gün sor lütfen kendine, "bugün yaşama, canlılara ve kendime ne vermeliyim?"
Yaşama kattığın iyilik ve güzellikler sana katlanarak geri dönecek.
Yaşama ve kendine kattığın değerler her zaman seni ileriye götürür ve sana pozitif bir alan yaratır.
Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve yaşama her daim anlam katabildiğin güzel günler dilerim.
A.Nilgün Aktaş
Kuantum Yaşam ve İlişki Koçu
NLP Uzmanı ve Eğitmeni
nilgunaktas@hotmail.com