Şu an yaşamınız nasıl gidiyor?
Memnun musunuz yaşadığınız hayattan? Yoksa değil misiniz?
Sizi üzen sorunlarınız, sıkıntılarınız ve dertleriniz mi var?
Yaşamınızdaki bu meydan okuma karşısında ne yapıyorsunuz?
Bu meydan okumaya tavrınız ne oluyor?
Peki, bu en kötü olarak addettiğiniz zamanlarda, şimdide ve huzur içinde kalarak realitenizi değiştirebileceğinizi biliyor musunuz?
Bütün kadim uygarlıklar ve kutsal kitaplar bizim tanrının bir parçası olduğumuzdan bahseder.
Allah katında zaman kavramı yoktur, sadece şimdi anı vardır.
Geçmiş ve gelecek sonsuz “şimdi”de yaşanır ve şekillenir.
Şu an içinde bulunduğunuz zamana ne isim veriyorsunuz? Yanıt elbette BUGÜN veya ŞİMDİ değil mi ?
Yarın olduğunda siz ona ne isim vereceksiniz ?
Yanıt yine BUGÜN ya da ŞİMDİ olacak.
Yarın ise geriye dönüp baktığınızda geçmiş olarak nitelendireceğiniz şeyin içinde yaşarken ona ne isim veriyordunuz? Yanıt yine, BUGÜN ya da ŞİMDİ’dir.
Yani bizim geçmiş veya gelecek olarak gördüğümüz şey, yaşandığı anda daima BUGÜN veya ŞİMDİ olarak ifade edilir.
ŞİMDİ daima bizim realitemizdir, gerçeğimizdir ve geçmiş ile gelecek sadece kavramlardır.
Biz daima SONSUZ ŞİMDİ’de yaşarız.
Dün ve yarın sadece bir hayal edilen durumlardır.
Şimdi zamanı bir daire içinde bulunur. Olmuş olan ve olacak olan her şey ilahi bir şekilde oradadır.
Biz zaman dairesinin tam ortasında bulunuruz ve yapmış olduğumuz şeyler hala ŞİMDİ’de bizimle birliktedir.
Bir süre önce olmuş olan her şey, tüm anılarımız. şimdi sizinle birliktedir ve realitenizi oluşturur.
Gelecek, henüz realitenizde tezahür etmemiş olsa da, ŞİMDİ dairenizde “tezahür etme potansiyelleri” olarak bulunur.
Dolayısı ile, onlar da sizinle birlikte ŞİMDİ’de bulunurlar.
Tüm bu ŞİMDİ dairesi şimdimiz, geçmişimiz ve gelecek potansiyellerimizden oluşan ve REALİTEMİZ denen bir enerji eğilimine sahiptir.
Biz potansiyelleri tezahür ettirirken (ya da ettirmezken), REALİTEMİZİN eğilimi de değişir!
Siz bu ŞİMDİ bileşiminin potansiyellerini değiştirirken kendiniz için gerçek realiteyi de değiştirirsiniz.
Realite bizim için değiştiğinde, zaman nitelikleri de değişme eğilimi gösterir, ancak Einstein’in örneğindeki uzay yolcuları gibi, çevremizdeki her şey bizimle birlikte geldiği için biz bunu fark edemeyiz.
Biz lineer zamana alışığız. DÜN olmuş olandır ve asla tekrarlanmaz. BUGÜN şimdi bize olandır ve YARIN bilinmeyendir ve sadece bir umut kavramıdır.
Ama, kavramlar tümüyle ŞİMDİ’de sonsuz bir anlar dizi içinde olup bitmektedirler.
Siz bu yazıyı şimdi okuyorsunuz, öyle değil mi ? Ama bu sizin “şimdi”nizdi ve bir an sonra bir sonraki paragrafı okuyacaksınız ve bu da sizin “şimdi” niz olacak!
Öyleyse gerçek “şimdi” nerededir ?
O, siz nerede bulunuyorsanız, oradadır!
ŞİMDİ zamanında, sizin varoluşunuz mevcut geçmişin, mevcut şimdinin ve gelecek için yarattığınız mevcut potansiyelin enerjisinin art arda sıralanışır. Dolayısıyla, sizin kim olduğunuzun ve kim olabileceğinizin dengeli, tam bir tablosu vardır.
Bu aynı zamanda kendini kontrolün, muktedir olmanın ve bilgeliğin bir tablosudur.
Bu ŞİMDİ varoluşu geçmişin ardındaki niçin’i bilerek geçmişle birlikte yaşayabilen ve gelecek için niçin potansiyelini bilerek, şimdi dingin olabilen bir insan yaratır.
Bu, dairenin anlaşılacak kadar küçük olduğunu, ve onun tümünün geçmiş, şimdi ve geleceğin boyutlar arası bir biçimde bilindiğini idrak eden bir insandır. Bu insan ayrıca kendi ŞİMDİ dairesinin ona ait olduğunu da anlar. Bu da bilgelik ve huzur yaratır. Siz yarattığınız şeyi kontrol edebilir ve ondan sorumlu olabilirsiniz!
Realite “sizin başınıza gelen” bir şey değildir!
Geçmişe üzülüp, onunla şimdiyi dengelerken başa çıkmaya çalışan ve gelecekten korkan lineer insan yerine, ŞİMDİ insanı şu kavrama sahip olduğu için huzurlu,dingindir : “Olduğum ya da olacağım her şeyi ŞİMDİ enerjim içinde taşıyorum. Dolayısıyla ürettiğim ya da üreteceğim her potansiyele girecek aletlere ve donanıma sahibim!”
Lineer geleceğin nasıl tezahür edeceği bilinmez görünebilir, ama onun enerjisi kesinlikle bilinmez değildir. Bu gelen olay henüz gerçekten “bilinir” görünmese bile, aydınlanmış insanda “ben orada bulunmuştum, onu yapmıştım” hissini yaratır.
Bu bir filme benzer : Size filmin sonu söylenmiştir, ama henüz filmin ayrıntılarını bilmemektesinizdir.
4 Boyutlu bölmenin dışına çıkıp kendi yaşamımızın hakimi olmak, tümüyle, katıldığımız sınavın bir parçasıdır.
Kendini muktedir kılma, kendi sorumluluğunu üstlenme ve kendi değerini bilmeyle ilgili bir şeydir.
Örnek 1 : Ahmet sürekli olarak, kendisini hoşlanmadığı bir biçimde şekillendirmiş olan geçmişi peşinden sürüklemektedir. Dolayısıyla, o ŞİMDİ gördüğü şeyden hoşlanmamaktadır. Ayrıca, bu kişi geçmiş deneyimlerinden ötürü gelecekten de korkmaktadır. Böylece, o korkuya, kurban edilmeye ve kendi değerini bilmemeye eğilimli bir ŞİMDİ yaratmıştır!
Örnek 2 : Ahmet, işlerin işleyiş biçimini anlamaya başlamıştır. O geçmişe bakar ve onun sorumluluğuna sahip çıkar. Dolayısıyla, bu geçmiş onun izniyle var olmuştur ve bu geçmiş onun şimdiki deneyiminin alanı içinde ona değer vermiştir. O kendisini şimdi çok daha iyi hisseder ve geleceğin spritüel vaatle dolu olduğu konusunda güven duyar. Bu kişi sevgi, anlayış, sorumluluk ve umuda eğilimli bir ŞİMDİ yaratmıştır!
Öyleyse gerçek Ahmet ayağa kalksın!
Ahmet realitesini değiştirmiştir. O sadece dış görünüşünü değiştirmemiştir. O sadece olumlu düşünmeye başlamamıştır. Ahmet içsel anlayışını ve hatta kendi zaman çerçevesini de değiştirmiştir!
Çünkü Ahmet’in şimdi sahip olduğu şey içindeki tanrısallıkla çok daha uyum içindedir!
SONSUZ ŞİMDİ’de yaşayarak, içinizdeki tanrısallığı ortaya çıkartıp, tüm realitenizi değiştirebilirsiniz!
A.Nilgün Aktaş
NLP Uzmanı & Profesyonel Yaşam ve İlişki Koçu
http://www.facebook.com/a.n.aktas
nilgunaktas@hotmail.com