Dünyada görmeyi istediğiniz değişimin, ta kendisi olmanız gerekir. / Gandhi
İlişkiler ile ilgili çalıştığımız birçok danışanım (bay/bayan) var.
Çalışmalar esnasında bir bölüm vardır. Danışanlar hayatlarına çekmek istedikleri partnerlerin özelliklerini yazarlar. Bazen liste o kadar uzar ve ölçülemez boyutlara ulaşır ki araya girmek zorunda kalır ve sorarım.
- Peki, bu yazdığınız özelliklere siz haiz misiniz?
Şaşıran danışan önce düşünür ve sonra cevap verir.
- Hayır, birçoğuna haiz değilim herhalde.
O zaman lütfen tekrar düşünün ve yazmaya devam edin derim.
Özellikle de sevgi ve aşk konusunda büyük bir açlık içindedir birçok danışan.
Liste şöyle devam eder…
* Beni deli gibi sevsin,
* Bana çok âşık olsun.
* Bana ömrümün sonuna kadar tapsın.
* Beni arkadaşlarından, ailesinden çok sevsin.
Peki, siz kendinizi bu kadar seviyor, kendinize bu kadar tapıyor, değer veriyor ve kendinize delicesine aşık mısınız dediğimde ize çok şaşırırlar ve ne alakası var der gibi yüzüme bakarlar.
Çok fazla alakası var!
Sevilebilir, âşık olunabilir, değer verilebilir olmanız için tüm bu güzel duyguların hepsini siz önce kendinize karşı hissediyor olabilmesiniz.
Üzgünüm aksi takdirde, sizi böyle delice sevebilen birini hayatınıza çekmek imkânsız
Bu her zaman kolay olmayabilir. Zira insanın aslında kendini bu kadar sevebilmesi bilinçli bir çaba ve bazen de bir çalışma gerektirir.
Çünkü biz kendimizi ve başkalarını sevip değer vermeyi, duygusal anlamda tüm ilişkilerimizde mutlu olabilmeyi, değerli, yeterli hissetmeyi, henüz küçük bir çocukken ebeveynlerimizden öğrendik.
Eğer ebeveynlerimiz bize bunun tam tersi davranmış ve bize sevgiyi, sevmeyi, sevilmeyi, değer vermeyi, değerli, yeterli hissetmeyi öğretememişler ise, oluşturduğumuz negatif duygular ileriki yaşamımızda duygusal ilişkilerde bizi mutsuz kılacaktır.
Bir dizi çalışma ile tüm bu gerçeklikler değişebilir ve siz elbette sizi mutlu edecek duygularla buluşabilirsiniz.
Kendini sevmek bir eylemdir ve yeterince, gönülden sevebilince, istediğiniz gibi sevilebileceksiniz. Ancak içsel yolculuğunuzu tamamlamadan bu mümkün görünmüyor.
Cömert olun ve kendinize olabildiğince sevgi verin, ilgi gösterin ve değer verin.
Size aşık olmalarını istiyorsanız önce siz kendinize aşık olabilmelisiniz!
Kendi kendinize uygulayabileceğiniz çalışmalar da mümkün tabii.
Öncelikle kendinizle bir çocuk ile hatta çocuğunuzla ilgileniyormuş gibi ilgilenin. Bir çocuk ne ister? Öncelikle sevgi, ilgi ve şefkat değil mi?
O zaman olabildiğince sevgi, ilgi ve şefkat gösterin kendinize.
Sevgi duygusu öncelikle sevecen davranışlarla başlar bunu daima hatırlayın. Evrendeki her canlıya müşfik ve şefkatli olmaya özen gösterin. Pozitif enerjiniz her zaman yüksek olsun. Hayata sevgi penceresinden bakmaya çalışın.
Saf sevgi olduğunuzu hissetmek için her sabah uyandığınızda banyoya gidip yüzünüzü yıkamadan hemen önce, derin derin gözlerinizin içine bakın ve içten bir şekilde “seni çok seviyorum, sen benim her şeyimsin” deyin. Hatta güzel aşk sözleri bile söyleyebilirsiniz aynada gözlerinizin içine bakarak.
Bunları yaptıkça yavaş yavaş enerjiniz değişmeye başlayacak.
Kendinize her zaman her konuda sevgiyle davranın. Çünkü seni seviyorum demek kadar, bunu hissettirmek de çok önemlidir. Davranışlarınızın sözlerinizi destekler olması çok önemlidir.
Ruhunuz sevildiğini hissetmek ister. Güzel, sevgi dolu davranışları kendinizden esirgemeyin.
Sevilebilir olmak için önce kendinizi sevmeniz gerekir.
Birinin size aşık olması için, önce kendinize aşık olmanız gerek.
Her birimiz içimizdeki sevgi kaynağına ulaşabiliriz.
Gelecekteki tüm ilişkilerimizi daha anlamlı ve sevgi dolu yaşayabilmemiz için kendimizi yürekten sevelim.
Sevgilerimle,
A.Nilgün Aktaş
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Eğitmeni
info@aysenilgunaktas.com