Son günlerde yaşadıkları ruhsal korkular yüzünden zorlanan ve çıkış yolu arayan bir çok danışanla çalışıyorum.
Korku dualitenin bir parçasıdır ve egonun almış aldığı kararlar neticesinde, bizi sahte bir gerçeklik içinde tutmak üzere ordadır.
Derinde ise bize yolunda gitmeyen durumu düzeltmemiz için birer işarettir.
Çoğunlukla hayatımızı korkular yönetir. Yaşadığımız bu korkular ilişkilerimizi, maddi olanaklarımızı, başarılarımızı, aile yaşantımızı ve bazen de fiziksel ve ruhsal sağlığımızı tehdit ederler.
Korkular içlerinde çok yoğun duygular barındırır ve unutmamak gerekir ki duyguların ciddi bir çekim gücü vardır.
İşte bu yüzden korktuklarımızı hayatımıza hızla çekeriz!
Hani halk dilinde de bir söz vardır, “korktuğum başıma geldi” diye, maalesef öyledir. Korktuklarımız er-geç başımıza gelmek zorundadır.
O korku sahnesini o kadar fazla düşünür ve bize yaşatacağı duygunun provasını bilinçsizce o kadar çok yaparız ki, başımıza gelmemesi artık mümkün değildir!
Bir örnekle açıklamak gerekirse, korkumuz kaybetme korkusu olsun. Kişi, elindekini kaybedeceğine (sevgili, eş, çocuk, anne, baba, iş, başarı, para… v.s.) dair yoğun ve endişeli bir tutum sergiler. Bu tutum bir süre sonra o kadar artmaya başlar ki, kişi gerçekten korkularını yaşar. Böylece artık kaybetme korkusu ile ilgili gerekli referansları bilinçaltı kayıt altına alır.
Kişinin kaybetme ile ilgili referansları çoğaldıkça, artık onun inanç kalıbı “ben elimdekileri mutlaka kaybederim” olur.
Bu oldukça tehlikeli bir durumdur, zira bilinçaltımızdaki negatif referansların oranı, bizlere korkumuzu o nispette yoğun yaşatır.
Peki korkularımızı dönüştürmek için neler yapabiliriz?
Profesyonel bir yardım alamayanlar için şimdi bazı ipuçları vermek istiyorum.
Korkunuz her ne ise aşağıdaki adımları takip ederek, farkındalığınızı artırarak, korkularınızla mücadele edebilir ve zamanla korkularınızı aşabilirsiniz.
Ancak hatırlanması gereken çok önemli bir konu var ki, bu bir süreçtir.
Korkularınız nasıl ki kısa bir sürede oluşmadıysa, kısa bir sürede de hayatımızı terk etmesini beklememeliyiz.
Geçen süreçte gerekli adımları atarsak bitirebileceğimize yürekten inanmalıyız.
Bakalım adımlar neymiş :
1. En önemli adım : korkunuzun farkında olun. Hangi korkuyu yaşıyorsunuz, öncelikle bunu net olarak tespit edin.
2. Sonra bulduğunuz bu korkunuzu samimi bir şekilde kabul edin. Korkuların dönüştürülmesinde kabule geçmek ikinci en önemli adımdır. Açık yüreklilikle yüzleşin bu korkunuzla. Örneğin yüksek sesle : benim kaybetme korkum var… deyin.
3. Önemli ve biraz meşakkatli bir adım daha atacağız. Bugüne dek kaybetme korkusu yaşadığınız ve bu korkunun gerçekleştiği, hatırlayabildiğiniz tüm anıları hatırlayın ve yazın. Bu uzun zaman alabilir, olsun. Hiç önemli değil, yazmaya devam edin. Çocukluğunuza kadar inin, tek tek tüm kaybetme korkusu yaşadığınız ve bu korkuyla yüzleştiğiniz anıları en ince ayrıntısı ile hatırlayarak yazın. Daha önemlisi yazarken o an yaşadığınız tüm endişeleri, öfkeyi, korkuyu yaşayın hatta iliklerinize kadar hissedin!
Korkuyu bitirmenin en etkin yollarından biri o korkuyu hissetmek ve korkuyla yüzleşmektir.
4. Şimdi geçmişe dair bulduğunuz tüm negatif anıları değiştireceğiz! Evet yanlış duymadınız değiştireceğiz. Bulduğunuz anıları tek tek okuyarak, olumlu şekli ile düşünün, hissedin ve yazın!
Hemen küçük bir örnekle açıklayayım. Diyelim ki ilk gençlik yıllarınıza gittiniz ve orda erkek/kız arkadaşınız tarafından terk edildiğinizi hatırladınız. Şimdi bu olayı olumlu hali ile yazıp düşünüyoruz. Aynı sahneye gidiyorsunuz, kalbinizin sevgi, aşk ve mutluluk dolu olduğunu hissediyorsunuz. Erkek/kız arkadaşınızla o gün harika bir gün geçirdiğinizi ve kulağınıza şunu fısıldadığını duyuyorsunuz “Ömrümün sonuna kadar seninle beraber olacağım”. Bu duyguyu sık sık yaşayın şimdi, o anı olmuş gibi defalarca zihin ekranınızda renkli, parlak, sahici bir şekilde oynatın.
5. Artık geçmişe dair referaslarınızı yavaş yavaş değiştirmeye başladınız. Şimdi önünüzde yaşanması gereken korkusuz bir hayat var. Ne yapmalısınız ? Karşınıza çıkan deneyimlere ve hissettiklerinize bakın. Çevreyi gözlemlerken veya bir şeyler işitirken yakalayın kendinizi. Neler görüyor ve duyuyorsunuz ? Gördükleriniz ve duyduklarınız duygusal çekim gücünüzün bir parçasıdır. Ayrılığa, hüsrana, kaybetmeye dair mi gördükleriniz, duyduklarınız… Yoksa yolunda giden harika beraberliklere, aşklara, ilişkilere dair mi? Bunları iyi gözlemleyin ki, korkularınızın hala ne derece size hakim olduğunu tespit edin. İçinize sık sık göz atın, duygularınızı değerlendirin. Sık sık kendinize ben şimdi nasıl hissediyorum sorusunu yöneltin.
6. Artık hislerinizi yavaş yavaş düzelttiğimizi varsayarak, mantık düzlemine bakalım. Yeni bir aşk, ilişki ve beraberlik yaşama konusundaki düşüncelerinize göz atın şimdi. Eğer negatif bir söylem varsa, hemen onunla konuşmaya başlayın. Diyelim ki sakın aşık olma yine kaybedersin diye bir düşünce var. Bunu tahmin edersiniz ki egonuz söylüyor. Şimdi mantığınız ile ona cevap verin. Ne dersiniz ona? Sesli bir şekilde konuşmaya başlayın. Ona şunu söyleyin mesela, “Hayır ben sevilip, sevilmeyi hak ediyorum ve bundan sonraki tüm ilişkilerimde mutlu olacağım, beni korkutamazsın.”
Başta da söylediğim gibi bu bir süreç, gerekli adımları attığınızda ve bu çalışmaları düzenli olarak yaptığınızda korkularınızın yavaş yavaş eriyip gittiğini ve korku illüzyonundan kurtulduğunuzu hissedeceksiniz.
Korkusuz, sevgi dolu günler sizin olsun.
A.Nilgün Aktaş
Kişisel Gelişim Uzmanı
info@nilgunaktas.com