Yaşamın her alanında başarı ile yer almış ve kendilerini güçlü bir şekilde ifade etmiş birçok kadınla çalıştım.
Yanı sıra kendini güçsüz ve ezilmiş hisseden, ya da gerçekten ezilmiş (buna izin vermiş) kadını da tanıma ve çalışma imkânım oldu.
Hikayelerini benimle paylaşan bu güzel kadınlara huzurlarınızda çok teşekkür etmek istiyorum.
Hatırlanması gereken, her yaşamın kendine özel olduğu ve emekle geliştiğidir.
Her kadın kendi yaşamını güzelleştirmek ve iyileştirmek zorundadır.
Bunun için kendi “gücü”nün farkında olmalıdır ve bunu hissetmelidir. Bu gücü derinden hissedebildiğinde, diğerlerine hissettirebilecektir.
Kadın kendi gücünün nasıl farkında olur?
Tabi ki kendini her alanda, duygusal ilişkilerinde, evliliğinde, çalışma hayatında, sosyal yaşamında, tüm ilişkilerinde, kendini “merkez” alarak.
Merkez olabilmek adı üstünde, kendini merkeze almaktır
Merkezde olabilmenin ilk şartı sağlıklı olabilmek ve bedeninize, ruhsal sağlığınıza özen göstermekten geçer.
Bu nedenle bedeninizin size söylediklerine kulak vermeniz gerekir.
Beslenmenize dikkat edip; spor, yoga ve meditasyon gibi çalışmalarla bedeninizi destekleyin. Bedeninizin varlığını, ritmini hissetmek ve bu yolla içsel bir bağ kurmak yaşamı algılayışınızı etkileyecektir.
Sizi belirleyen özellikleri, güçlü ve zayıf yönlerinizi tanıyın. Kendinizi ancak “kendinizi tanırsanız” sevebilirsiniz. Kendinize dair gerçekleri görüp kabul etmek, içinizde oluşacak duyguyla sizi huzurlu ve mutlu bir geleceğe taşıyabilir.
Gelişmek ve gelişimle renklenen bir yaşam sürmek için “keşke” ve “ama” kelimelerini yaşamınızdan uzak tutun.
Yaşam daima, ileri giden bir süreçtir. Geçmiş ise adı üstünde geçmiştir ve geride sadece “dersler” kalmalıdır.
Günümüzde birçok kadın iş hayatında kendini var etmiş durumda. Bu kadının hem kendisine, hem de yaşama yabancılaşmasını engeller.
Çalışma hayatında tüm gücüyle var olabilen kadının, “erkek” gibi hissetme, davranma ve olma kalıbına girmemeye özen göstermesi gerekir.
Kadınların gücü annesinden gelir ve kadınlar yeni oluşumlara, ilişkilere, büyümeye bu güçle yönelirler. Annenizden alabildiklerinizi büyük bir şükranla ve yeterlilik duygusuyla kabul edin.
Kadınların birbirine verdiği destek ve yakınlık gerçekten çok kıymetlidir. Benzer duygularla benzer olayları yaşayan kişilerin bir arada olması destek ve güvenle yalnızlık hissini giderir.
İhtiyacınız olduğunda aile bireylerinizin özellikle de hayat arkadaşınızın desteğini istemekten, ihtiyacınızı dile getirmekten ve size gereken desteği almaktan çekinmeyin. Partnerinin desteğini alabilen kadın yaşamın getirdiği zorlukları daha kolay bir biçimde göğüsleyebilir ve ilişkisinden aldığı güçle özünden uzaklaşmadan yaşam mücadelesini sürdürebilir.
Sevilmeyi değil sevmeyi yaşamınızda öncü kılın.
Ancak herkesten önce kendinizi sevin. Sevgi sadece severken oluşur.
Kendisini sevebilen başkalarını da sevebilir. Her kim olursa ve nasıl özelliklere sahip olursa olsun, karşınızdakinin sizin gibi olmasını, size benzemesini beklemeden sevin ve kabul edin.
Kadın tüm renkleri özünde barındıran bir gök kuşağı gibidir.
Hem güzellik, hem zarafet, hem renk, hem güç, hem bereket, hem de asalettir.
Kadın olduğunun farkında olarak yaşayabilenlerin her an'ı güzelliklerle dolsun.
Tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
Sevgi ve saygılarımla,
A.Nilgün Aktaş
nilgunaktas@hotmail.com