Beynimizin kötü haberlere karşı daha fazla duyarlı olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Bunu o kadar hızlı yapıyor ki, beynin bunu otomatiğe bağladığını söylemek mümkün.
Universty of Chicago’da görev yapan John Cacioppo bazı deneylerle bunu ispatladı.
Cacioppo insanlara değişik duygular uyandıracak resimler gösterdi.
Pozitif duygu uyandıran resimler: Ferrari araba, pizza v.s. sonra negatif duygular uyandıracak resimler, kötürüm bir insan, ölü bir kedi v.s. daha sonra nötr duygular uyandıran resimler gösterdi, tabak, bardak, fön makinesi v.s.
Bunlar yapılırken, bu sırada beyinde oluşan bilgi işlemin şiddetini yansıtan ve beynin serabrel korteksinde meydana gelen elektriksel aktivite kaydedildi.
Sonuçlara göre, beynin negatif uyaranlara karşı çok güçlü bir tepki verdiği gözlemlendi. Elektriksel aktivitede daha fazla bir dalgalanma olduğu saptandı.
Beynin bunu gerçekleştirmede tek bir amacı vardı. Hemen tepki göstermemizi sağlayarak, kötü olaylara karşı bizi korumak. Hayatta kalmamızı, beynimizin bu negatif tutumuna borçluyuz.
Bu iyi haberdi.
Kötü haber, beynin çalışma prensibi bu olduğundan, beynin negatif olaylara aşırı duyarlı olması yaşamımızın tüm alanına yansıyor.
Sırada ise daha da kötü haber var, hazır olun!
Beynin bu negatif tutumu, en çok da duygusal ilişkilerimizi etkiliyor.
Çiftlerin birbirleriyle olan ilişkileri olumlu, olumsuz arasındaki ideal denge ile sağlanıyor.
Sağlıklı ilişkilerde olumlu ve olumsuz arasında sağlıklı bir denge olduğu gözlemlenmiş. Çok sık tartışsalar bile, birbirlerine olan saygı ve sevgileri bu tartışmaları ve negatiflikleri dengeliyormuş.
Ancak burada hileli bir yan tespit edilmiş.
Negatif pozitife göre daha ağır bastığı için, dengenin sağlanması demek, pozitifle negatifin arasındaki dengenin % 50 olduğu anlamını taşımıyormuş.
Araştırmacılar çiftlerin kavga ederek ve olumlu bir şekilde geçirdikleri zamanın planını çıkarıp, evlilik hayatını her iki taraf içinde tatmin edici kılmak için gerekli olan negatif ve pozitifin belirli bir orana sahip olması gerektiğini bulmuşlar.
Bunun içinde gereken spesifik oranı saptamışlar.
Bu sihirli oran bire beş.
Çiftler arasındaki her negatif olaya karşılık, beş kez pozitif duygular ve etkileşim meydana geliyorsa, bu ilişki veya evlilik ilerde başarılı olacak demekmiş.
Bu sihirli bire beş oranını, yaşamımızdaki her duruma yansıtırsak, mutluluğu bulmak zor olmasa gerek.
Önemli olan bire beş oranındaki bu küçük pozitif hareketlerin sıklığı.
Ara sıra meydana gelecek büyük pozitif deneyimler de iyiymiş, ancak bu tip deneyimler, beynimizin negatif eğilimi önemsememesini sağlayacak etkiyi yaratmıyormuş.
Terazide mutluluğun ağır basması için, küçük pozitif deneylerin sıklığı.
Sihirli oran bire beş.
Kaynak :
Saygı ve sevgilerimle,
A.Nilgün Aktaş
nilgunaktas@hotmail.com