Danışanlarım bilirler herhangi bir sorunla bana danışmaya geldiklerinde, çalışmaya anne, baba ve danışanın içindeki “içsel çocuğu” iyileştirmekle başlarız.
Bazıları şaşırır ve “konunun, annemle, babamla ya da çocukluğumla ne alakası var?” derler.
Ben de onlara ne kadar çok ilgisi olduğunu ve yaşamımızdaki çoğu sorunun anne, baba ve senin küçüklüğünle ilgisi var diye cevap veririm.
Bugün sizlere de bu konudan bahsetmek istiyorum.
Birçoğunuz biliyorsunuz bilinçaltı yaklaşık 5-6 yaşlarına kadar önemli bazı kararlar alır ve bu kararları ya anne, ya baba, ya da evde kiminle yaşıyorsa onlar kanalıyla alır.
Kararlar alındıktan sonra ise o karar kişinin tüm hayatını bilinç dışından yönetmeye devam eder. Ne zaman kadar? Kişi bu blokajlarının farkında varıp, değiştirmeyi seçene kadar…
Bazen bir danışan gelir ve bana şunu der. “Neden hayatıma hep aynı erkekleri çekiyorum?” Ben de ona cevap veririm, “Çünkü sen hep aynısın da ondan!”
Değişime karar vermek ve bu sürece anne, baba, içsel çocukla başlamak değişiminizi hızlandırır.
Çünkü ilk gördüğünüz ilişki annenizle babanızın ilişki ve siz bir erkekseniz muhtemelen ilerde babanızın annenize davrandığı gibi davranacaksınız ve öyle hissettireceksiniz eşinize, sevgilinize. Ve annenize benzeyen bir kadını hayatınıza çekeceksiniz.
Ya da siz bir kadınsanız, muhtemelen annenizin babanıza davrandığı gibi davranıp, öyle hissettireceksiniz eşinize, sevgilinize babanıza benzeyen bir erkeği hayatınıza çekeceksiniz.
Hayatta en sevdiğimiz kişiler anne ve babamızdır ve genellikle öfke duyduğumuz kişilerde anne ve babamızdır. Eğer bu öfkeyi dönüştürmez ve onlara karşı öfkeli kalmaya devam edersek tüm ruhsal ilişkilerimiz, maddi ve manevi hayatımız bu tesir altında yolunda gitmeyecektir.
Peki, ne yapabiliriz?
Önce varsa annenize olan öfkenizi, sonra da yine varsa babanıza olan öfkenizi içinizde tamamen sona erdirerek, bu duyguyu koşulsuz bir kabul ve sevgiye dönüştürmelisiniz.
Bundan sonra da sıra içinizdeki çocuğa gelecek.
Bu çalışmada tıpkı anne ve babanızda yaptığınız gibi eğer varsa kendinize olan öfkenizi, koşulsuz bir kabul ve sevgiye dönüştürmeniz gerekir.
Bu çalışmalardan sonra yaşamınızdaki sis perdesinin yavaş yavaş ortadan kalktığını fark edeceksiniz.
Atalarımızdan aldığımız ve artık bize hizmet etmeyen her ne varsa, onları kendilerine teslim etmek ve yola daha hafif devam etmek size iyi hissettirecek.
Sevgilerimle,
A. Nilgün Aktaş
Kuantum Yaşam ve İlişki Koçu
NLP Uzmanı ve Eğitmeni
www.aysenilgunaktas.com