Tam randevu saatinde gelmişti.
İnce uzun bedeni ve siyah gür saçları ile oldukça alımlı görünüyordu.
Gözleri şişmiş ve nemliydi. İçeri girer girmez hıçkırılıklara boğuldu yeniden.
Çok ciddi bir ağlama krizi yaşıyordu.
Biraz sakinleştikten sonra, onu dinlemeye başladım.
On iki yıldır iyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla süren bir evliliği vardı.
Tabiri caizse saçını süpürge etmiş ve evliliği için bir çok fedarlık yapmıştı. Ama eşi tarafından aldatılacağı aklının ucundan bile geçmemişti !
Geçenlerde aldatıldığından şüphelenmiş, bir kaç takipten sonra da eşini yakalamıştı.
Eşiyle yüzleşmiş, eşi de onu aldattığını, bir hata yaptığını ve pişman olduğunu itiraf etmişti.
Şimdi ne yapmalıydı ?
Duyguları ve kafası karmakarışıktı.
Eşinden ayrılmak istiyordu ancak hala eşini seviyordu !
Ancak bu durumda onunla beraber olmakta doğru değildi !
Kadınlık gururu kırılmış, kendini yetersiz, değersiz ve tabiri caizse bir paçavra gibi hissetmişti.
Üstelik çocuğu da vardı ve onu babasız bırakmak, evladına da haksızlık olacaktı.
Amacı tüm bu sorulara bir cevap bulabilmek, rahatlayabilmek ve ne yapacağına karar vermekti....
<>>>
Yukarıdaki hikayeyi günümüzde bir çok çift yaşıyor.
Bu durumda ne yapılmalı? Nasıl davranılmalı? Bu durum zamana mı bırakılmalı ? Yoksa hemen ayrılığa mı başvurmalı ?
Yıllar önce birbirini çok severek bir deftere imza atıp hayatlarını birleştiren bir çok çift, değişen şartlar, duygular ve birbirlerine olan sevgi ve sadakatın azalması sonucu birbirlerini aldatabiliyor.
Aldatılan eş kendine olan güvenini ve özdeğerini tamamen yitirebiliyor. Kendini değersiz ve yetersiz hissedebiliyor. Aldatılma sonucu yoğun bir öfke, kaygı veya depresyon yaşayabiliyor.
Öncelikle aldatılan eşin sakinliğini koruması çok önemli.
Bunu sağladıktan sonra ise, kesinlikle arkadaş, aile, çocuklar v.s. ikinci şahıslara bu olayı aktarmamalı.
Aldatılma psikoloji ile bu duyguyu paylaşmak ve rahatlamak isteyecektir kişi. Ancak arkadaş, akraba, mesai arkadaşları v.s. sağlıklı yorumlar yapamayacak ve kişi bu ağır psikoloji ile yorumlardan, tavsiyelerden fazlasıyla etkilenerek yanlış kararlar alma yoluna gidebilecektir.
Karar verilmeden önce, kesinlikle sakinleşmek, psikolojik bir destek almak çok önemli.
Eğer bu sağlanmazsa yoğun öfke ve kızgınlık, karamsar bakış açısı ile verilen karar sizi mutlu etmeyecektir.
Bu dönemde ilişkinizin artı ve eksilerini mutlaka sorgulamalısınız.
Çünkü bu duruma muhtemelen bir günde gelinmedi. İlişki içinde sizin eksikleriniz, eşinizin eksikleri, her ikinizin ilişkiye neler kattığı veya neyi katmaktan kaçındığını sorgulayın. Aldatılmaya yol açan nedenleri saptayın. Tüm bunları yaparken öfkesiz ve sakin olduğunuzdan emin olun.
Eşinizle açık açık herşeyi konuşun. Ondan, sizi aldatmaya iten nedenleri anlatmasını isteyin. Bu zor gibi görünebilir. Ancak ilişkinin kurtarılması için bunları bilmeniz ve eğer evliliğinizi devam ettirmek istiyorsanız gerekli önlemleri almanız gerekebilir.
Eşinizi affetmeye karar verdiyseniz bunu layıkıyla yapın. Ona sürekli "sen beni aldattın, beni üzdün, v.s." gibi suçlamaları tekrar tekrar gündeme getirmeyin.
Onu affettiğinizden emin olduktan sonra, birlikte yeniden mutlu anılar yaratmaya özen gösterin.
Sevgi, saygı ve sadakati yeniden oluşturmanın en önemli yollarından biridir ilişkide yaşanan güzel anılar.
Eğer çocuklarınız varsa, kesinlikle aldatılmış olduğunuzu onlara söylemeyin. Eğer bir şekilde duymuşlarsa, her iki tarafın da çocuklara aynı bilgiyi vermesi gerekir. Anne farklı bir bilgi, baba farklı bir bilgi vermemeli ve kesinlikle çocuklara birbirinizi suçlayıcı sözler etmemelisiniz.
Sadece çocukların mutluluğu için eşinizi affetmeden evliliğe devam kararı almamalısınız. Bu durumda çocukların da mutlu olamayacaklarını bilmelisiniz.
Güven dolu ve mutlu ilişki dileklerimle,sevgi ve saygılar sunarım.
A.Nilgün Aktaş
Kişisel gelişim uzmanı, eğitmeni
www.aysenilgunaktas.com
nilgunaktas@hotmail.com