12.06.2024 - 08:01 | Son Güncellenme:
Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - 1950'de kayıp vakaları üzerinde çalışan bir New York polis memuru, morga getirilen yaklaşık 30 yaşındaki bir adamın cesedini inceledi. Adam o akşam saat 23.15'te, karşı karşıya geçmeye çalışırken Times Meydanı'nın ortasına gelmiş, arabalara ve tabelalara sanki daha önce hiç görmemiş gibi bakmış ve ardından hızla gelen bir taksinin çarpması sonucu ölmüştü.
RUDOLPH FENTZ ADINDA KİMSE BULUNAMADI
Kıyafetlerinin ceplerinde, onlarca yıldır üretilmeyen çok sayıda madeni para bulunuyordu. Ancak bunların çoğu yeni durumdaydı. Eşyaları arasında artık New York City'de bulunmayan faturalar ve eşyalar, 1876 posta damgalı bir mektup ve üzerinde Rudolph Fentz adını taşıyan kartlar da vardı. Polis memuru dahil kimse çıkan eşyalara ve adama anlam veremedi. New York City telefon rehberlerinde 'Rudolph Fentz' adında hiçkimse bulunamadı. Ölen adamın kartlarında belirtilen 5. Cadde adresi yıllardır bir konuttan ziyade bir iş yeriydi ve orada hiç kimse Rudolph Fentz'in adını duymamıştı. Üstelik adamın parmak izleri dosyadaki hiçbir izle eşleşmedi ve mevcut kayıp şahıs raporları veya soruşturmaları morgdaki cesedin ayrıntılarına uymuyordu. Ayrıca ölen adamın kıyafetlerinin modası üzerinden yaklaşık 75 yıl geçmiş gibi görünüyordu, kıyafetlerinde kimsenin adını duymadığı bir terzinin adı ve adresinin yer aldığı etiketler vardı. Şapkasında da şimdilerde olmayan bir mağazanın etiketi vardı.
Soruşturma memuru nihayet eski bir telefon rehberinde, beş yıl önce vefat eden 60'lı yaşlarında bir adam olan 'Rudolph Fentz Jr.'ın adını buldu. Polis memuru kayıp şahıs dosyalarını kontrol etti ama yabancının tanımına uyan kimse yoktu. 1876'nın kayıp şahıs dosyalarını kontrol ettiğinde gerçekten de Fentz'in adı ve görünüşüyle tam olarak eşleşen bir rapor buldu. Bununla ne yapacağından emin olamayan ve mesleki itibarının zedelenmesinden korkan kaptan, soruşturmasının sonuçlarını resmi olarak belgelememeye karar verdi. Hikâyeye göre, Fentz'den ya da davasının garip koşullarından başka kimseye hiç bahsetmemişti. Ancak birine söylemiş olabilirdi. Çünkü hikaye 1950'lerden sonra da uzun süre devam etti.
ZAMAN PORTALI AÇMIŞ OLABİLİR MİYDİ?
1972'de, Borderland Bilim Araştırma Vakfı adı verilen doğaüstü bir araştırma topluluğunun organı olan Journal of Borderland Research, 19'uncu yüzyıl New York'u ila 1950 New York'u arasında görünmez bir 'zaman portalının' açıldığını öne sürerek hikayeyi bildirdi. Makalenin devamı, farkında olmadan Fentz'in oradan geçip gitmiş olması gerektiğini söylüyordu.
Bu yayından kısa bir süre sonra Times Meydanı Zaman Gezgini'nin hikayesi Çekoslovak bilim kurgu romancısı Victor Farkas'ın kitaplarında yer aldı. Daha sonra 2000'li yılların başında hikaye tuhaf ama gerçek bir New York City olayı olarak internette kısa bir süreliğine yayıldı. İspanya, İsveç ve Norveç'tekiler de dahil olmak üzere dünya çapındaki dergiler ve gazeteler bunu alıp hikayeyi gerçekmiş gibi yayınladılar. Ancak zaman gerçeği ortaya çıkardı. Polis şefi aslında soruşturmasının ayrıntılarını kimseye anlatmamıştı çünkü Fentz aslında hiç var olmamıştı. Peki bu nasıl mümkün olabilirdi?
2000 yıllarında İspanyol dergisi Mas Alla, Times Meydanı Zaman Gezgini hikayesini gerçekmiş gibi yayınladı. Olay, İspanya'da yaşayan ve doğaüstü olayları araştıran Londralı bir göçmen olan Chris Aubeck'in de dikkatini çekti. Aubeck, internet dışında hikayeyi destekleyecek çok az kanıtın bulunduğunu kısa sürede keşfetti, bu da hikayenin uydurma olduğunun bir göstergesiydi. 2001 yılında Aubeck araştırmasını yayınladı. Efsanenin, Ralph M. Holland'ın 1953 tarihli 'Galeriden Bir Ses' adlı kısa öyküsüne dayandığı sonucuna vardı. Yaklaşmıştı ama hikayenin tamamı bu değildi.
KİTAP ALINTISI NASIL ŞEHİR EFSANESİNE DÖNÜŞTÜ?
Holland makaleyi gördü ve Aubeck'ten bir düzeltme istedi: Çalışması aslında Jack Finney'nin Collier's Magazine'in 1951 sayısında yayınlanan 'Korkuyorum' adlı farklı bir hikayesine dayanıyordu. Hikaye, Times Meydanı'nın ortasında birdenbire ortaya çıkan Fentz adında bir yabancının ölümünü araştırmak için çağrılan Hubert V. Rihm adlı bir NYPD Yüzbaşısının bakış açısından anlatılıyordu.
Peki, popüler bilim kurgunun kısa bir çalışması nasıl oldu da dünya çapında bu kadar çok insan tarafından gerçekmiş gibi yanlış yorumlandı?
Times Meydanı Zaman Gezgini efsanesi varlığını sürdürüyor çünkü insanlara büyük sorular sorduruyor: "Zaman ve uzay tam olarak nedir? İnsanlığın bu kadar gizemli ve görünmez boyutlara hakim olması mümkün mü? Peki insanlık nedir?" Bilim kurgunun hevesli okuyucuları için bu tür sorular yeni değil. Türün en iyisi bizi kendimizden daha büyük düşünmeye ve evrenimizin gizemini hayranlıkla merak etmeye teşvik ediyor. Ancak Times Meydanı Zaman Gezgini hikayesinin ardındaki hikaye aynı zamanda gerçeği kurguyla karıştırma konusunda ne kadar istekli olduğumuzu da ortaya koyuyor.