26.01.2021 - 14:48 | Son Güncellenme:
Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Koytak, “2020 yılını neredeyse tüm dünya, özellikle çocuklar evde ve kapalı ortamlarda geçirdi. Miyopluk gelişimi açısından risk taşıyan bu yaş grubu, dışarıda, gün ışığında yapılan oyun ve spor gibi aktivitelerden uzak kaldı. Alınan tedbirlerle birlikte ders ve eğlence amaçlı aktiviteler için neredeyse tüm günlerini tablet, bilgisayar ve cep telefonu ekranı karşısında geçirirdiler. Bu zorunlu kısıtlamaların çocuklarda miyopluk gelişimi ve ilerleme hızı üzerinde olumsuz etkisi olacağını tahmin etmek hiç zor olmadı. Bu kaygıların haklı olduğunu çarpıcı olarak kanıtlayan ilk bilimsel araştırma Çin’den geldi” dedi ve araştırma sonuçlarına yönelik şu bilgileri verdi:
“Yaklaşık 125 bin çocuğun son 5 yıldaki göz kırma kusuru ölçümlerine dayanarak yapılan çalışma, Çin’de 2020 yılının ilk altı ayında uygulanan sıkı sokağa çıkma yasağı ve uzaktan öğretim gibi uygulamaların 6-8 yaşları arasındaki çocuklarda miyopluk gelişimini belirgin olarak artırdığını kanıtlamış oldu. Araştırmada 2020 yılında miyopluk görülme sıklığının önceki yıllara göre 6 yaşındaki çocuklarda tam 3 kat, 7 yaşındaki çocuklarda 2 kat, 8 yaşında 1,4 kat arttığı tespit edildi” diye konuştu.
Prof. Dr. Arif Koytak, “Hafif ve orta düzeydeki miyopluğun kişinin yaşam kalitesi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu söylenemez. Fakat tüm miyopluk olgularının %10’unu oluşturan yüksek miyopluk (6 ve üzeri numaralar) orta yaş sonrası gözlerde ilerleyici hasara ve kalıcı görme kayıplarına neden olabilmektedir. Çin’de 6 ay, yani diğer ülkelere kıyasla kısa süren karantinanın etkisi bu kadar çarpıcı sonuçlar vermişken batıda daha uzun süren ve daha da sürmesi beklenen sokağa çıkma yasağı, uzaktan eğitim gibi uygulamaların göz sağlığı üzerine bu olumsuz etkisinin de dikkate alınması gerekiyor” dedi.
DSÖ: 2050 yılında tüm dünya nüfusunun yüzde 50’sinden fazlası miyoplaşacak!
Miyop gelişiminin nedenlerini açıklayan Prof. Dr. Arif Koytak, “Miyopluk özellikle uzak mesafede bulanık görüşe yol açan göz bozukluğudur. Önceleri miyopluğun büyük oranda genetikle ilgili olabileceği düşünülüyordu. Fakat artık tek faktörün genetik olmadığını biliyoruz. Toplumda miyopluk oranının hızlı artışı üzerine eğilen araştırmacılar, bu artışın çocuk ve gençlerin yakın mesafeye odaklanarak yaptıkları işlerin belirgin biçimde artmasından kaynaklanabileceğini ortaya koydu. Yine farklı ülkelerde çok sayıda çocuk üzerinde yapılan uzun süre takipli çalışmalarda oyun ve spor aktiviteleri için dışarıda az zaman geçirmenin miyopluk gelişimi açısından belirgin bir risk faktörü olduğu anlaşıldı; açık hava ve parlak gün ışığında yapılan aktivitelerin miyopluk gelişimi açısından koruyucu etkisi tespit edildi” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Son 25-30 yılda yaşadığımız teknolojik ve toplumsal dönüşüm sonucu çocuk ve gençlerin artık çok daha az gezdiğini, sokakta ve oyun alanlarında daha az zaman geçirdiğini ve daha az spor yaptığını; öte yandan çok daha fazla okuyup yazdığını, bilgisayar, tablet ve akıllı telefon ekranına baktıklarını biliyoruz. 2000 yılında toplumdaki miyop oranı Avrupa ve Amerika’da %25, Çin ve Singapur gibi Uzak Asya ülkelerinde %50 civarındaydı. 2020 yılında bu oran Batı ülkelerinde %33’e, Uzak Doğu ülkelerinde %80 üzerine çıkmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü’nün beklentisi 2050 yılında tüm dünya nüfusunun %50’den fazlasının miyop olacağı şeklinde.”
10 yaş altındaki çocuklarda miyop oluşumu ve artışını önleme tedbirleri
Prof. Dr. Arif Koytak 10 yaş altındaki çocuklarda miyoplaşmanın önüne geçmek için yapılması gerekenleri sıraladı:
- Yakın zaman içinde göz muayenesi olmamış olan tüm çocuk ve gençlerin göz muayenesinden geçerek mevcut kırma kusurlarının düzeltilmesi.
- Sosyal mesafe ve karantina kurallarına uymak şartıyla, her fırsatta özelikle gün ışığında yapılacak oyun, yürüyüş, bisiklet, spor gibi açık hava aktivitelerine ağırlık verilmesi.
- Bilgisayar, tablet ve cep telefonu karşısında geçirilecek zamanın mümkün olduğunca kısıtlanması.
- Ekran karşısında aralıksız durulan zamanın olabildiğince kısaltılması. Her yarım saatlik yakın çalışmanın ardına 5-10 dakikalık göz dinlendirme molasının konulması.
- İçeriği uygun bazı derslerin görüntülü değil, sesli kayıttan sunulması.
- Ekrandan izlenmesi gereken şeylerin mümkünse TV ekranından ve mümkün olduğunca uzaktan izlenmesi.-
- Loş ortamlarda çalışmaktan kaçınılması. Okumak, yazmak, resim çizmek gibi yakın mesafeden yapılan uygulamaların mümkün olduğunca aydınlık ortamlarda yapılması.