03.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
ÖZLEM ÜLKÜ - ozlem.ulku@milliyet.com.tr
Sarp Levendoğlu’nun Avrupa şampiyonu milli boksör Savaş Türkyılmaz’ı canlandırdığı “Deliormanlı”, cuma günü vizyona girdi. Yönetmenliğini Murat Şeker’in üstlendiği filmin senaryosunda Şeker ile Ali Tanrıverdi’nin imzası var. Levendoğlu, eşi Birce Akalay’la başrollerini paylaştığı filmi anlattı.
- Senaryoyu okuduğunuzda neler hissettiniz?
Filmin yönetmeni Murat Şeker 13-14 yıllık arkadaşım. Senaryo öncesi bir araya geldik ve “Cüneyt Arkın’dan sonra başarılı bir kahraman filmimiz yok” dedik. Özellikle son dönemlerde komedi furyası başladı. Çok iyi iş yapan da oldu ama artık filmlerin afişleri dahi birbirine benzemeye başladı. Biz de birlik beraberliğimize ihtiyacımız olduğu bugünlerde, bir tane kahramanımız olsun istedik. Ali Tanrıverdi senaryoyu yazdı, başladık.
“Elimizden geldiğince Türk malı bir iş yapmaya çalıştık”
- Canlandırdığınız karakteri anlatır mısınız?
Biraz travmatik biri. Hayattaki tek bağı annesi. Şike yapmam dediği için eşini öldürüyorlar ve boksu bırakıyor. Savaş’ın tek özelliği iyi bir insan olması.
- Film için ekrandan uzak kalıp saçınızı ve sakalınızı uzattınız. Bu imajınıza alışmanız zor oldu mu?
Televizyonda eli yüzü düzgün, ideal damat gibi oyuncu istiyorlar. Sinema daha özgün. Çok uzun sakalı sevmem. Öyle dolaşmak kolay olmasa da işimi sevdiğim için çok takılmadım.
- Geçtiğimiz nisan ayından beri sıkı bir hazırlık süreci geçirdiğinizi biliyoruz. Neler yaptığınızı anlatır mısınız?
Murat Şeker “İzleyiciye ‘Bu çocuk boksör gibi’ dedirtebilirsek inandırırız” diyordu. Her gün antrenman yaptım. Ali Çitak’ın antrenörlüğünde, milli boksör Adem Kılıççı’yla çalıştım. O ne yaptıysa onu yaptım. Hatta bana “Benden daha çok antrenman yaptın” dedi. Sabah iki saat atletizm, akşam da iki saat boks... Beş ay sonra ringe çıktım. Dışarıdan göründüğü gibi değil, ilk çıktığınızda eliniz ayağınız titriyor. Hiç tanımadığınız bir adamla karşılaşıyorsunuz. Zamanla yumruk atıyorsunuz ve yumruk yemeye alışıyorsunuz.
- Sosyal medyada çok sayıda olumlu yorumun yanı sıra, “30-40 yıl geriden Rocky çakması” diyenler de var. Bunlar için ne diyeceksiniz?
Neticede bu bir boks filmi. Antoine Fuqua’ın “Southpaw” adlı bir filmi var. Çok değerli bir yönetmen ama o da ister istemez andırıyor. Neticede benzer şeyler yaşıyoruz. Herkes beğenmek zorunda değil. Biz elimizden geldiğince Türk malı yapmaya çalıştık. Özenti bir şey değil. Ayrıca Rocky benim en beğendiğim isimlerden. Çocukluğumun kahramanı. Benzetiliyorsam da gocunmam, aksine hoşuma gider.
“Danny vurduğunda içim titriyordu”
- Dünyaca ünlü ingiliz boksör Danny Williams’la ringe çıkıyorsunuz. Çekimler nasıl geçti?
Böyle bir boksörle ringe çıkmak büyük bir şans. Hayatım boyunca unutamayacağım bir anı oldu. Danny inanılmaz naif ve kibar bir insan. Onunla çalıştığım için çok mutluyum, ringe çıkana kadar ama... Vurduğunda gerçekten içim titriyordu. Yaşına rağmen hâlâ çok kuvvetli. Ben sadece boksör gibi görünmeye çalıştım. 10-15 kere yumruk da yedim. Hatta birinde bayılıyordum, tuttu.
- Film öncesinde boksa ilginiz olmuş muydu?
Hayır, kick boks dersleri almıştım ama boks daha eğlenceli bir spor. Antrenman yapmaya devam ediyorum. Bir gün atletizm, bir gün boks yapıyorum.
- Gerçekten ringe çıkar mısınız?
Ben boksör değilim. Ringe çıkmam boksörlere karşı ayıp olur. Bir faydam olacaksa sosyal proje kapsamında çıkabilirim o kadar.
- İnsanlar “Deliormanlı”yı neden izlemeli?
İnsanların kendinden bir parça bulacağına, güvenlerini tekrar kazandıracağına inanıyorum. Sevmek için, hayatta yol almak için cesaretlendireceğine inandığımdan izlemeliler.
“15 yıl sonra şunu yapsaydım dediğim bir şey kalmadı”
- Gişeyle ilgili beklentileriniz neler?
Zor bir dönemden geçiyoruz. Önce vizyonu ertelesek mi diye düşündük. Ama bu saldırılara boyun eğmek olurdu. Oyuncu olarak elimden geleni yaptığıma inanıyorum. Gişeyi bilemem ama 15 yıl sonra şunu yapsaydım dediğim bir şey kalmadı.
- Yeni bir dizi projeniz var mı?
Bir-iki tane görüşmem var ama kesinleşmiş bir şey yok. Özer Kızıltan Must Medya’yla “Adam ve Çocuk” diye bir televizyon filmi çektik. Şimdi de Güzide Duran’la “Resimdeki Sevgili” diye televizyon filmi çekeceğiz.
“Birce’yi düşündükçe heyecanlanıyorum”
Birce dendiğinde aklıma hep ilk karşılaştığımız an geliyor. Komikti, onu görünce şaşırmış ve ayağım takılmıştı, resmen düşüyordum. Onu düşündükçe heyecanlanıyorum, hiç değişmeyen bir yoğunlukla...Yakın zamanda çocuk sahibi olmakla ilgili planladığımız bir durum yok ama kısmet. Çok ciddi bir sorumluluk. Şimdilik o kadar cesaretli değilim.