PazarYine yeni yeniden arabesk

Yine yeni yeniden arabesk

12.01.2025 - 02:00 | Son Güncellenme:

Ferdi Tayfur’un ölümüyle bir kez daha gündem olan arabesk günümüzde yeni nesil sanatçılar tarafından farklı türlerde yaşatılıyor ve yeniden üretiliyor. Peki arabesk müzik nasıl yeniden popüler hâle geldi, hatta popüler müziğin kalbine nasıl yerleşti? Yeni nesil arabeski masaya yatırdık

Yine yeni yeniden arabesk

SEYHAN AKINCI - Sene 1993, Mehmet Ali Birand 32. Gün’de heyecanla anlatıyor: “Sevgili seyirciler, bir süredir karşımıza hep o çıkıyor. Hangi kanalın düğmesini çevirsek, nereye gitsek o acıklı sesi duyuyoruz. O tabutlu, Mercedes’li, gitarlı klibi seyrediyoruz. ‘Emmioğlu’ âdeta kasıp kavuruyor. Arabesk öldü. Bir daha da belini doğrultamaz derken ortaya çıkan bu şarkı bütün listeleri altüst etti, satış rekorları kırdı.”

Haberin Devamı

Haberi hazırlayan Cüneyt Özdemir, “Bugünün arabesk anlayışı eskisinden çok farklı. Dünün gözyaşları içinde yıkılmış insanların teselli bulmak için dinlediği arabesk, bugün bambaşka bir forma girdi. Arabesk denince bugün akla son model arabalar, çok güzel kadınlar ama yine de çilingir sofraları geliyor. İşte ‘Emmioğlu’ da değişen bu arabeskin en yeni yüzünü temsil ediyor” diye anlatıyor arabeskte yaşanan dönüşümü.

O dönüşüm devam etti. Ve arabesk 2000’li yıllarda kendine yeniden alan buldu. Bir kez daha küllerinden doğmuştu ve galiba hiçbir yere gitmeye de niyeti yoktu. Spotify’ın en son 2022’de arabeske dair açıkladığı verilere göre, Türkiye’de arabesk dinlenmeleri son üç yılda 4’e katlanırken, tüm zamanların en çok dinlenen arabesk sanatçısı Müslüm Gürses, arabeski en çok dinleyen yaş grubu ise yüzde 46 ile 18-24 yaş grubu yani Z kuşağı!

Haberin Devamı

2020’de Nota Bene Yayınları’ndan çıkan ve Sibel Öz ile İsmail Afacan’ın hazırladıkları “Arabesk Yeniden” kitabı müzikte, sinemada ve edebiyatta 2000 sonrası arabeski inceliyordu.

Ferdi Tayfur’un ölümünün ardından arabesk bir kez daha gündemde. Peki, 2020’lerde arabesk nasıl dönüştü, neden hâlâ çok popüler ve yeni nesil arabesk ne söylüyor? Yazar Sibel Öz, gazeteci ve müzik eleştirmeni Mehmet Tez, sinema eleştirmeni Murat Tolga Şen ve İbrahim Tatlıses şarkılarına yaptığı cover’larla milyonlarca dinlenen Tefo ile pop arabesk tarzıyla kendine yer edinmeye çalışan DOU’ya sorduk.

Yine yeni yeniden arabesk

DOU: ARABESK DUYGULARIN EN İÇTEN İFADESİ

Arabesk hep güncel kalmayı başarıyor, çünkü duyguları en saf hâliyle yansıtıyor. Aşk, hüzün, özlem… Bunlar hepimizin hissettiği şeyler ve arabesk tam da bu noktalara dokunuyor. Bir de sürekli kendini yenileyebilmesi, bu müziği daha da güçlü kılıyor. Benim için arabesk, duyguların en içten ifadesi. Kendi müziğimde de bu samimiyeti yansıtmaya çalışıyorum. Müslüm Gürses ve Ferdi Tayfur gibi ustalar, arabeskin ne kadar güçlü bir tür olduğunu en iyi gösteren isimler. Onların eserleri benim için hem ilham kaynağı hem de bir rehber.

Haberin Devamı

Yine yeni yeniden arabesk

TEFO: KARA ÜZÜM HABBESİ 130 MİLYON DİNLENDİ

Arabesk zaman ne kadar geçse de hep kültürümüzde olan bir şeydi; gerek enstrümanlar, gerek sözler... 20 sene geçse dahi arabesk yine evrilerek kendini hatırtlatacak bir müzik türü. Şu an mesela sevgili İbrahim Tatlıses ile tekrar yaptığımız “Kara Üzüm Habbesi” yıllar sonra tekrar rap ile arabeski harmanlayıp dinleyicilerin karşısına sunuldu ve totalde 130 milyon dinlenildi. Arabesk bizim her zaman bir köşede tuttuğumuz bir müzik türü. Sokakları anlatır, aşkı anlatır, hayatı anlatır ve insanlar şarkıda kendisini bulur. Şu anda da rap ve pop ile harmanlanarak yeni nesil arabeskler piyasada ses getiriyor ve yine ses getiren arabesk oluyor. Arabesk bulamadığımız bir şarkıda bile arabesk enstrümanlar ve altyapılar çalınıyor. Arabesk müziği Türkiye’de sokak kültürünü hatırlatan bir müzik ve o yüzden 50 yıl geçse de farklı tarzlara evrilerek yeni şekilde dinleyicilerin karşısına sunulacağından eminim.

Yine yeni yeniden arabesk

SİBEL ÖZ: “GENÇLİĞİN RUH HALİNDEN BAĞIMSIZ DEĞİL”

Ferdi Tayfur’un vefatının ardından gelişen arabesk tartışması ve toplumun genel olarak ortaya koyduğu sahiplenme, arabeskin 2000’ler sonrası yükselen iktidarının âdeta göstergesi oldu. Oysa 1980’lerde yükselişe geçen arabesk müzik süreçle sönümlenmiş, köyden kente göç dalgasının tamamlanmasıyla birlikte popülerliğini yitirmişti. Aradan geçen süreçte ne oldu? Arabesk müzik nasıl yeniden popüler hâle geldi, hatta popüler müziğin kalbine yani merkeze nasıl yerleşti? Arabesk müziğin rap gibi türlerde yeniden hayat bulması ve popüler hâle gelmesi gençliğin ruh halinden bağımsız değildi. Toplumun geneli için de aynı şeyler söylenebilir. 2020’de yayımlanan “Arabesk Yeniden” isimli kitapta alanında uzman pek çok yazarla müzikte, sinemada ve edebiyatta arabeski masaya yatırmıştık. Arabeskin yeniden yükselişinin, yoksullaşma, ekonomik kriz, işsizlik, güvencesizlik ve umutsuzlukla bağları kurulmadan anlaşılması mümkün değil. Süreçle, arabeskin babalarından Müslüm Gürses’in imaj değiştirmesi ve ‘modernleştirilmesi’ dikkat çekicidir. Nitekim arabesk merkez tarafından hızla ‘soylulaştırılarak’ yeniden piyasaya sürüldü ve bugünün haksızlıklarını haykırmanın yeniden güçlü bir aracı hâline geldi. Sadece müzikte değil, gündelik yaşamda, bireylerin, toplumun, hatta muhalefetin haletiruhiyesinde, kültürel alanda, sinemada ve hatta edebiyatta da arabeskin izlerini bulmak mümkün. Sıradanlaşan yaşamın arabeskle restorasyonu, sinemanın iç sıkıntısının arabeskin içeriksiz ama güvenli kalıplarıyla aşılmaya çalışılması, edebiyatın, soslu arabesk ve melodramla popüler kültüre dâhil edilmek istenmesi, arabeskin etki alanını ne kadar genişlettiğini de gösterdi. Arabesk, gücünü hem bu iktidarın yarattığı siyasi, ekonomik, kültürel atmosferden hem de iktidarın kendisinden aldı.

Haberin Devamı

Yine yeni yeniden arabesk

MURAT TOLGA ŞEN: SİNEMADAKİ EN BÜYÜK PROTESTO “MUHSİN BEY”

Haberin Devamı

Arabesk filmlerinin doğuşu, beyazperdeyi ve televizyonu ele geçirişi ve ardından yeniden ait olduğu alt kültüre dönüşü ilginç bir hikâyedir. Bu hikâye, 70’lerin başında ülkemiz sinemalarında gösterilen ve büyük gişe gelirleri elde eden müzikli Hint ve Mısır filmlerinin etkisiyle başladı. Yeşilçam yapımcıları, bu kârlı damarı hızlandırılmış bir şekilde sömürmeye başladılar. Oyunculuk deneyimi olmayan birçok arabesk şarkıcısı da bu dönemde gişe rekorları kıran filmlere imza attı. Sinema yazarı Ali Murat Güven, Türk sinemasında en çok iş yapan filmlere dair bir soruya şöyle cevap verir: “Yerli sinemada rekorun Ertem Eğilmez ve Arzu Film’de olduğuna inanıyorum. Ardından da 1970’lerin Ferdi Tayfur ve Orhan Gencebay filmleri geliyor bana kalırsa…” Genç yönetmenlerden Levent Demirci ise “Hiç tartışmasız, Türk sinema tarihinin en çok gişe yapan filmi, Ferdi Tayfur’un başrolünde oynadığı ‘Derbeder’dir (1978). O dönemde düzenli kayıt tutulamadığı için değerlendirmeye alınamamıştır,” der.

Arabesk filmlerinin, Yeşilçam oyuncularının zorlu 80’ler şartlarını atlatmaları için verdiği kuvvetli bir destek vardır. Sırf bunun hatırına bile şarkıcı/türkücü çocuk filmlerini minnetle anabiliriz. Aynı dönemde bu furyaya tepkiler de oldu elbette. Sinemadaki en büyük protesto “Muhsin Bey” filmi sayılabilir. Yavuz Turgul’un “Muhsin Bey” filminin ünlü çatı sahnesinde, eski zaman beyefendisi Muhsin ile Urfa’dan gelmiş hevesli türkücü Ali Nazik çatıda düşmemek için birbirlerine sarılırlar ve Muhsin Bey’in ağzından o ünlü replik gelir: “Korkma, tutun bana! Şimdi sen bir adım ileri atacaksın, ben bir adım geri… Böyle kurtulacağız buradan.” 90’larda pop müziğin patlaması, Arabesk müziğini ve bu müziğe bağlı film sektörünü geriletti. Arabesk yeniden bir alt kültür unsuru hâline döndü. Müslüm Gürses gibi bazı şarkıcılar yeni sound’lar denedi ve zaman zaman başarılı da oldular. Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz şanslarını sinemada denemeye devam ettiler ama artık şarkılı türkülü filmler yerine yönetmenlik ya da oyunculuk içeren işlerde var olarak. Arabesk okuyan türkücü tayfa ise başladıkları noktaya geri dönerek devam etti. 2000’lerde kayda değer bir üretimden söz etmek pek mümkün değil. Ucuz yapımcıların VCD piyasası için çektiği birkaç kötü film dışında pek bir çalışma yapılmadı. Günümüzde de durum büyük ölçüde aynı; ancak arabesk müzik, başka bir alt kültür sesi olan rap ile yeni bir melezlenme sürecine girmiş durumda. Bu dönemde çekilen “Kadıköy Underground” gibi bazı filmler mevcut. Onur Ünlü’nün filmlerinde ve dizilerinde de arabesk kendine yer bulmayı başarıyor fakat hepsi bu kadar. Ferdi Tayfur’un ölümüyle yeniden gündeme gelen bu serüvenin sonunun nereye varacağını hep birlikte göreceğiz.