01.11.2020 - 03:00 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı
Dünyada milyonlarca insan organ ve doku nakli bekliyor... Onları hayata bağlayacak bağışlar konusunda farkındalık yaratmak için 3-9 Kasım tarihleri “Organ ve Doku Nakli Haftası” olarak belirlendi. Bu anlamda rahim nakli son yıllarda tıp dünyasında çığır açan operasyonlardan. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan’ın 1 Ağustos 2011’de gerçekleştirdiği kadavradan rahim nakli bu alanda başarıyla sonuçlanan ilk nakil olarak literatüre geçti. Bu başarıya karşın naklin gerçekleştiği Derya Sert’in çocuğunu kucağına alması için 9 yıl beklemesi gerekti. Haziran ayında Ömer Özkan adını verdiği bebeğini kucağına alan Derya Sert’in hastane süreci tamamlandı ve iki hafta önce bebeğiyle birlikte evine geçti. Operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan ve anne Derya Sert ile yaşananları konuştuk.
Nakil sürecini anlatabilir misiniz? Kaç kadın arasından Derya Hanım ile uyuşma sağlandı?
Derya Hanım’da 4-5 bin kadında bir görülen rahim yokluğu hastalığı vardı. O dönem rahim nakline ihtiyaç duyan 50 hastamız vardı. Nakil konusunda dünyada birkaç başarısız deneme gerçekleşmişti sadece. Ayrıca rahim nakliyle ilgili hem ülkemizde hem de dünyada bir mevzuat da yok. Sağlık Bakanlığı’na başvurduğumuzda uzun süreli bir inceleme yaptı. Daha önce gerçekleştirdiğimiz kol nakli nedeniyle de kliniğimize güvenleri vardı. Sürecin sonunda 3 hastamız için izin aldık. Bunlardan biri de Derya Sert’ti. Uygun donör bulunduğunda, doku bir akrabasından alınmış kadar uyum gösterdiği için Derya ile iletişime geçtik ve süreç başlamış oldu.
Süreç pek öngörmediğiniz kadar uzun sürdü... İki taraf için de sabırlar sınanmış. Derya Hanım bebeğini kucağına alana kadar geçen 9 yılda neler yaşandı?
Aslına bakarsanız sabrımızın sonuna geldiği bir döneme girmiştik. Son embriyo denemelerimizde çok şükür ki olumlu sonuca ulaştık. Biz rahim nakli sonrası en geç 3 yıl içerisinde çocuk sahibi olunmasını planlıyorduk. Rahim naklini gerçekleştirdiğimizde büyük bir yankı uyandırdı bu operasyon. Bizden sonra benzer ameliyatların yapılmasına çok büyük katkımız oldu. Dünyada şu ana kadar 35 rahim nakli yapıldı. Bu ameliyatlarda bizim 2011’de gerçekleştirdiğimiz teknik uygulanıyor. Bizim naklimizden sonra rahim nakli gerçekleştirip çocuk sahibi olanlar oldu dünyada. Biz o gebelikleri gördükten sonra doğru yolda olduğumuza emin olduk. Bir kadın rahim sahibi olsa da çocuk sahibi olamayabiliyor. Bunun nedenleri üzerine Derya’da çok önemli bulgularımız oldu. 9 yılda yaptığımız her transferde nelerin eksik olduğu üzerine yoğunlaşarak belli periyotlarda transferle gerçekleştirdik.
Organ bağışı içerisinde yer almıyordu bugüne kadar rahim bağışı... Bundan sonra belki insanlar rahmini de bağışlayacak...
Biz ameliyatı gerçekleştirdikten sonra bölgemizde çok sayıda kadın organ bağışında bulunurken rahmini de bağışladı. Ama dediğimiz gibi henüz bununla ilgili bir yasa yok. Eğer mevzuat çıkarsa kadavradan bağışların artacağına inanıyorum. Ülkemizde kadavradan bağışlar çok yaygın değil. Bu yüzden mevzuat sonrası hastanın birinci derece yakınından ve kan grubu aynı olan insanlar arasında bu tür nakiller yapılmış olacak. Donörün hayatını riske atmamak için kadavradan bağışların artıp bu operasyonu gerçekleştiren kişilerin tecrübe kazanması önemli. Tecrübeleri artırıp, insanlara zarar vermeden operasyonları gerçekleştirmek en doğrusu.
Bir hekim olarak sizin için nasıl geçti bu süreç?
O kadar güzel bir soru ki... Şimdi düşününce yaklaşık 10 işlemimiz oldu. 5-6 defa kalp atışlarını duyduk... Bu gebeliklerin bittiği anda anne ve babanın yaşadığı umutsuzluğun her birini ayrı ayrı yaşadım. Ümitsizliğe kapılıyorsunuz, anne için üzülüyorsunuz. Doğru yolda olduğumuzu bildiğimiz için devam ettirdik. Eğer ümidiniz yoksa en geç 5 yılın sonunda bunu devam ettirmemek çok daha doğru. Ömer Özkan bebek 9’uncu yılın sonunda sondan bir önceki embriyomuzdu.
Rahim alındı anneden... Bu karar annenin sağlığı ile ilgili verildi sanırım...
Dünyada bu konuda tecrübeler farklı. Biz operasyonu yaparken de şöyle bir notumuz vardı: Gebeliği sonlandırıyoruz. Anneye de şunu sorduk, elimizde sadece bir embriyo kaldı bu ameliyat sonrası olur da bebekte bir sorun olursa denemeye devam etmek ister misin yoksa sonlandıralım mı diye sorduk. Bebek sağlıklı bir şekilde doğduktan sonra ilaç kullanımını devam ettirmemek için rahmi aldık. Bebek prematüre doğduğu için bir süre hastanede kalması gerekliydi. Geçtiğimiz günlerde de sağlıklı bir şekilde taburcu oldular.
“Bakışı, gülüşü ömre bedel”
On bir yıllık evli olan 29 yaşındaki Derya Sert, çocuk hasretinin son bulmasını şu sözlerle anlattı: “Yaklaşık 11 yıldır mücadele ediyorduk çocuk sahibi olmak için ve şu anda çok şükür bebeğimize kavuştuk. Evlenmeden önce rahmimin olmadığını biliyorduk. Ömer Hoca’yla tanıştık, yollarımız kesişti. Çok şükür iyi ki de kesişmiş. Zorlu, cesaret isteyen bir süreçti. Olumlu veya olumsuz her şeye hazırlıklıydık. Sonuçta garantisi yoktu, beklememiz gerekiyordu. Haziranda 760 gram doğdu şimdi kilo alımı da, beslenmesi de sağlıklı bir şekilde ilerliyor. Yaklaşık iki hafta önce eve geçtik, çok mutluyum. Dediğim gibi çok zorlu bir süreçti ama tüm bu zorluklara değdi. Bebeğimin bakışı, gülüşü ömre bedel...”