Pazar“Oğlumun doğumunda hediye edilen tabloyu aldıklarında içim cız etti”

“Oğlumun doğumunda hediye edilen tabloyu aldıklarında içim cız etti”

17.08.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Ekavart.tv’yi açıp galerileri internete taşıyan İnci Aksoy’un sanat merakı yeni değil. Kocası Erol Aksoy ile birlikte zengin bir koleksiyonları vardı. Ancak sahip oldukları İktisat Bankası’nın borçları yüzünden bu da ellerinden gitti. İnci Aksoy: “En çok oğlumun doğumunda hediye edilen tabloyu aldıklarında içim cız etti”

“Oğlumun doğumunda hediye edilen tabloyu aldıklarında içim cız etti”

İnci Aksoy... Marie Claire dergisinin 13 yıl yayımcılığını yapmış, Eğitim Kültür Araştırma Vakfı’nı (EKAV) kurmuş, güzel mi güzel bir işkadını. Alacak verecek davaları ile gündemden düşmeyen eski İktisat Bankası’nın sahibi Erol Aksoy‘un eşi. “Bizim neslimiz Polyanna kitaplarıyla büyüdü. ‘Aman cici kız ol’ anlayışı empoze edildi. Ama ben çalışanı severim. Çünkü çalışmak gelişmektir” diyor.
Mal varlığının büyük bir bölümüne el konan Aksoy ailesi bilindiği gibi sanata çok meraklı. İnci Aksoy bu ilgisini artık tamamen hayatının odak noktası haline getirmiş, bir internet sitesi kurmuş.
Ekavart.tv‘de yabancı ve yerli sanatçıların çalışmalarını video olarak izleyebilir, evinizde oturup Osman Hamdi‘nin müzesini Ömer Faruk Tekbilek‘in müziği eşliğinde gezebilirsiniz. İnternet sitesinde röportajlar ve çeşitli sahne performansları da var. Sitenin iki haftada 60 bin ziyaretçisi olmuş.
İnci Aksoy “İnsanlara bir tıkla birçok kuş vurma imkanı sunuyoruz. Bu site sayesinde sanatçıyla sanatseverler arasında bir köprü kuruyoruz. Türk toplumunda sanattan bir çekinme var. Ama bu internet sitesiyle sanat ellerinin altında oluyor” diyor.

Sizin sanata ilginiz nasıl başladı? Eşiniz Erol Aksoy’un koleksiyon merakı olduğunu biliyoruz.
İnsanın o kadar güzellikler içinde yaşayıp sanata kayıtsız kalması mümkün olabilir mi? Tabii ben Erol bey kadar resim toplayamadım. Ama vakfımızın koleksiyonu var, birçok galeri ve sanatçı bağışta bulundu. Onların da kartpostallarını bastırıp satıyoruz. Elde edilen geliri de EKAV olarak Mimar Sinan Üniversitesi’nde okuyan bursiyerlerimize bağışlıyoruz. 

“Bizi internetten bulurlardı”

Şimdi de internet alanına yöneldiniz. Bu projeye başlamanız nasıl oldu?
Biliyorsunuz Erol Aksoy’a ait birçok şey gibi vakfın galerisinin yer aldığı Zincirlikuyu’daki binaya da el konuldu. Orada 1000 metrekarelik bir müze vardı. Ama bizi oradan çıkardılar. Biz de o zaman ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Bir laf vardır: “Çaresizseniz, çare sizsiniz.” 

Çareyi internette buldunuz...
Sanat galerilerine gelenlerden en çok “Sizi internetten bulduk” lafını duyardık. Bugün baktığımda hem ulaşılabilirlik hem de çok büyük bir kitleye hitap edebilmesi açısından geleceği internette görüyorum. Bir de çocuklarımı gözledim. Bugün gençlerin çoğu vaktini internette geçiriyor. Kızımla birlikte internette bir sanat galerisi açmanın çok iyi olabileceğini düşündük.
Ben aslında bir sanat dergisi çıkarmak istiyordum ama bir soruşturdum, dediler ki “İnci hanım hiç yorulmayın. Paranıza yazık olur”. 

Müze gezme alışkanlığı olmayanlar, okumaktan hoşlanmayanlar için internet iyi bir fikir olabilir.
Ben 13 yıl boyunca Marie Claire dergisinin yayımcılığını yaptım. Erol bey de Show TV’nin sahibiydi. O yüzden halkın ne istediğini biliyorum. Biz genelde okumaktan değil, izlemekten, bakmaktan hoşlanan bir milletiz. Yavaş yavaş bir uyanış var ama daha da olması için dikkat çekici girişimlerde bulunmak gerekiyor. Ekavart.tv’nin bu anlamda başarılı olacağını düşünüyorum. 

Sitedeki müze videoları nasıl çekiliyor? Özel bir ekibiniz mi var?
Biz bir vakıf olduğumuz için çalışanlarımız çoğunlukla gönüllü. Cine5’in kameramanları bizim için çekimler yapıyor. Ya da sanatçıların ve galerilerin kendisi videolarını yükleyebiliyorlar. 

Bu projeden para kazanacağınızı düşünüyor musunuz??
Bizim ticari bir beklentimiz yok. Ben bir misyon yüklendim ve bir sloganla yola çıktım: “Sanat geliştirir, sanat iyileştirir, sanat birleştirir”. Sanat eserlerini internet sitesinde sergilemek isteyen sanatçılardan para almak istemiyoruz. Sponsorlar olmasını istiyoruz sadece. Büyük sermaye gruplarının, işadamlarının sanatçılara destek olması lazım. Rönesans dönemiyle birlikte tüm dünyada sanatçılar bu şekilde yükselişe geçmedi mi?

“Oğlumun doğumunda hediye edilen tabloyu aldıklarında içim cız etti”



“Artık kıyafet bile almak istemiyorum”
İktisat Bankası’nın borçları nedeniyle birçok şey elinizden alındı. Ev, araba gibi malların yeri doldurulabilir ama sanat eserinin yerini doldurmak çok daha zor.
Evet. Oğlumun doğumunda hediye edilen bir tablo vardı. En çok onu aldıklarında içim cız etti. Çünkü o çok “Bana ait” bir şeydi ve onu benden aldılar, sattılar. Ama ben şöyle düşünüyorum. Önemli olan bir şeye sahip olmak ve onu duvarımıza asmak değil. İnsanlar tablo alıp daha sonra onun yüzüne bakmıyor bile. Sadece başkalarını etkilemek için ona sahip oluyorlar. Sanat eserlerinin olduğu ortamlarda durmak bile çok güzel.

Dergiciliği artık düşünmüyor musunuz?
O bir devirdi ve kapandı. Tirajı 30 binlere kadar yükselttik. Ben de tatmin oldum. Ama ayrılışımız fevkalade üzüntülü oldu. Şu anda dergi grubunun sahibi Fransızlarla mahkemeliğiz. Her işte bir hayır varmış. Çünkü bence artık moda dergilerinin modası da geçti. Oysa ben artık modası hiç geçmeyecek bir şeyle, sanatla ilgileniyorum. Herhalde bu yaşımdan kaynaklanıyor.

Hayata da daha farklı bakıyorsunuz o zaman.
Yapacağınız iş sizin yaşamınızı anlatan bir şey olmalı. Ben artık kıyafet bile almak istemiyorum. Seyahate gittiğimde bir dükkana girmek içimden gelmiyor. Kendimi hemen müzelere, sanat galerilerine atıyorum. Ruhum orada mutlu oluyor. Eserlerin içinde yaşamı buluyorum. Üç gün boyunca dört gözle bir müzenin açılmasını bekledim Paris’te. Durduğum yerde dans ediyordum buz gibi havada ısınmak için. Etrafımdaki Fransızlarla dost oldum konuşa konuşa. 

Seyahate birlikte gittiğiniz kişiler sizin bu sergi gezme trafiğinize ayak uydurabiliyor mu?
Maalesef hayır. Özellikle çocuklarım “Yeter anne, bıktık senin müzenden de galerinden de” diyor. Onlar denize gidiyor, geziyorlar ben müzeye gidemezsem internete giriyorum. Harıl harıl bizim siteye bakıyorum, son yenilikleri takip ediyorum.

“Oğlumun doğumunda hediye edilen tabloyu aldıklarında içim cız etti”



“Ormanda dört köpeğimle 7 kilometre koşardım”
Başka bir sanat galerisi açmayı düşünmüyor musunuz?
Süzer Plaza’da vakfımıza bir yer verdiler; 200 metrekare. Eylül ayında açılacak. Bir daha 1000 metrekarelik bir yeri zaten maddi olarak tutma imkanımız olamaz. Gerçi öyle bir yer de bulamadık. Alışveriş merkezi denince herkes yer veriyor ama galeri açacağız dediğimizde kimse yanaşmıyor. 

Sizin resim veya heykel yapmak gibi bir hobiniz var mı?
Keşke. Hiç denemedim. Ama hiçbir şey belli olmaz. “Hayatınızda her zaman beyaz bir sayfa açabilirsiniz” düşüncesine çok inanırım. İstediğiniz zaman hayat size kapılar açıyor.

Çağdaş ressamları mı, eskileri mi seviyorsunuz?
Aslında tüm sanatçılar benim için çok değerli. Ama Muzaffer Akyol ile bir gönül bağım var. Benim için çok çok özel bir ressam. Onun resimlerinde çok farklı şeyler görüyorum. Koleksiyonumda “Pembe Ağaç” adlı bir çalışması var. O ağacın altında oturup güzel güzel hayaller kuruyorum.

Sizi artık cemiyet hayatında göremiyoruz. Neden?
Hayatın içindeki gelişmeler, değişen düşünceler, yapmak istediklerim, olmak istediğim... Enerjimi sadece odaklandığım hedefe ve amaçlarıma uygun şekilde kullanmak istiyorum. Acar Baltaş’ın dediği gibi “Enerjinizi nereye koyarsanız hayat orada gelişir’’. İşimden fırsat buldukça yakın birkaç dostumla birlikte olmayı tercih ediyorum. 

Bu formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Güne erken kalkıp spor yaparak başlarım. Her gün bir saat spor yaparım. Haftanın iki günü tenis, iki günü jimnastik, diğer günler hiç aksatmadan yürüyüş yaparım. Daha önceleri her sabah dört köpeğimle ormana gidip yedi kilometre koşar, oradan Atlı Spor’a gidip at binerdim. Müsabakaya hazırlanırken düşüp belimi kırdıktan sonra farklı sporlara yönlendim.
KEŞFETYENİ
İbrahim Erkal'ın eşinden duygusal sözler! 'Bu acının tarifi yok'
İbrahim Erkal'ın eşinden duygusal sözler! 'Bu acının tarifi yok'

Cadde | 22.04.2025 - 10:36

Yıllar önce hayatını kaybeden şarkıcı İbrahim Erkal'ın eşi ''Bir yanımız her zaman eksik'' dedi.

Yazarlar