17.07.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
fturkmenoglu@milliyet.com.tr Kayaköy'ün kuruluşu kesin olarak bilinemese de, 14'üncü yüzyılda başlayan bir yerleşimin izlerini sürmek mümkün. Antik Karmilassos kenti üzerine kurulan kentin eski adı Levissi. Çoğunluğu Rum olan halkın, Müslüman civar köylerle çok iyi ilişkiler içinde olduğunu söylüyor okuduğum kaynaklar. 1923'te, malum mübadele sonrası, Batı Trakya Türkleri ile yer değiştirmiş halk. Kimi bir tek terliklerini alıp gitmiş, kimi evini kalan bir dosta emanet etmiş. Hepsi "dönerim" umuduyla yollara düşmüş.Gidenler dönmemiş; köy ne bir zamanlar 25 bine varan nüfusuna ne de eski görkemli günlerine bir daha yaklaşabilmiş. Batı Trakya Türkleri terk edilen evler yerine, yamaçlarda kendi yaptıkları evlerde yaşamayı tercih etmişler. Mübadele öncesi; okulları, eczanesi, üzüm bağları, zeytinciliği, pekmezi, doktorları ile ünlü olan bu bereketli ve medeni kent, turistler tarafından ancak 90'larda keşfedilmiş. Duvarları ve tavanları çökmüş, define aramaktan delik deşik olmuş evler, nihayet SİT alanı ilan edilmiş. Hem Çevre hem de Kültür Bakanlığı'nın koruması altına girmiş. Kayaköy'de kalacak sadece iki pansiyon, bir de Kayaköy Sanat Kampı var. Dışarıdan gelen çok turist olduğu için, lokanta sayısı fazla ve yemekler leziz. Fethiye'nin en güzel köşelerinden biri. En fazla yarım saatlik yürüyüşle sahile ulaşmak mümkün. Her taraf çam ormanlarıyla kaplı. Akşamları hafif bir serin rüzgar esiyor, bol oksijen insanı çok mutlu ediyor. Ayrıca, sivrisinek hiç yok. Yöre halkı köyde yıllardır kanser vakasına rastlanmadığını söylüyor. Tepeye mutlaka çıkmalısınız. Biraz zahmetli gibi görünse de, karşılaşacağınız manzara her şeyi unutturacak. Bol yürüyüş yanında, onarılmayı bekleyen iki kilisenin (Kataponayi ve Taksiyarhis) kalıntılarını gezmek ve yerel halkla konuşmak burada yapılacak aktiviteler.Köye yerleşen çok sayıda yabancı ve şehirli Türk var. Ev almayı bekleyen bir o kadarı daha. Biraz zaman geçirince, bu kadar çok kişinin neden burayı kafaya taktığını anlıyorum. Hem her yerin ortasında hem bu kadar ırak, bu kadar medeni ve bu kadar güzel başka bir yer var mı diye düşünüyorum; çıkartamıyorum. Arabayla kıvrılarak geldiğim meydanda, dilim tutuldu adeta. Dağın iki yamacında terk edilmiş yüzlerce ev. Olağanüstü bir manzara. Köy kahvesinde oturup bir kahve söyledim, köylülerle sohbete daldım. Daha ilk andan, "İyi ki buraya gelmişim" havasına girdim... Kaya Apart: Odalar 40, üç kişinin kalabileceği apartlar 50 YTL. Kahvaltı dahil. Tel: (0252) 618 01 59 Selçuk Pansiyon: Kişi başı kahvaltı dahil 15 YTL. Taş ev manzaralı. Tel: (0252) 618 01 48 Nerede kalınır? Aracınızla gidiyorsanız, İzmir üzerinden Marmaris, Göcek ve Fethiye yolunu takip etmek en akıllıcası. Ayrıca, birkaç durakta durmak isterseniz, yol o yönden çok bereketli. Uçakla seyahati tercih ederseniz, Dalaman'a inmeniz gerekiyor. Havaş servisleri ile Fethiye'ye gidip, merkezden minibüse binebilirsiniz. Dalaman-Kayaköy arası aşağı yukarı 60 km. Nasıl gidilir? Kayaköy Sanat Kampı: Fotoğraf, resim, perküsyon, dokuma, drama çalışmaları yapılıyor. Taş ev pansiyonlar veya çadırlarda konaklamak mümkün. Ayrıca, safari turları, Kelebekler Vadisi dahil çevre gezileri, tekne gezintisi yapılıyor. Üç öğün yemek, dersler, konaklama dahil kişi başı taş evde bir hafta 395 YTL. Çadırda kalmak isterseniz, ücret 330 YTL. Tel: (0252) 618 01 83, www.kayasanat.com, kayasanat@yahoo.com Taş döşemeli dar yolu takip ederek tepeye ulaşın ve Soğuksu Koyu'nu mutlaka izleyin. 5 km.'lik yürüme yoluyla Ölüdeniz'e varıyorsunuz. Yol çam ormanları arasında. Saklıkent, Kelebekler Vadisi, yamaç paraşütü yapılan Babadağ çok yakın, birer gün ayrılabilir. Ne yapılır? Talihli gençler Amerika'yı keşfetti Önce, "Kazandınız" diyen sese, "Haydi canım, birisi benle dalga geçiyordur mutlaka" tepkisi verdiler. Günler ilerledikçe, artan telefonlar ve ciddiyetle, gerçekten de talihli olduklarını anladılar. Altı "gnctrkcll" üyesi, New York'un yolunu tuttular.4 Temmuz kutlamalarını Empire State Building'in tepesinden izlediler. Robert De Niro'nun restoranı Nobu'da yemek yediler. "Chicago" müzikalini seyrettiler. Central Park'ta fayton turu yapıp, Özgürlük Anıtı'na gittiler. Dünya mutfaklarını tattılar; kısaca, New York'ta ne yapmak gerekiyorsa yaptılar. Ve bir haftalığına, tam bir "Amerikan Rüyası" yaşadılar.Hepsi üniversite öğrencisi ve beşi ilk kez yurtdışına çıkan altı genç, en çok MTV stüdyolarından ve New York'taki binaların görkeminden etkilendiklerini söylediler. Turkcell İletişim Proje Yöneticisi Demet Arınç, seyahatin ilk çıkış noktasının MTV olduğunu ama daha sonra geziyi bununla sınırlamak istemediklerini anlattı. "Gezi hazırlığımız 2,5 ay sürdü ve 25 kişi çalıştık" dedi.6 Flags Eğlence Parkı'nda eğlenen ve safariye de katılan grup, Türkiye'ye dönerken çok mutluydu. Talihlilerden Burcu Olcay, uçakta geziyle ilgili en çok aklımda kalan yorumu yaptı: "Bir daha böyle bir gezi yaşayabilir miyiz, bilemiyorum..." Ve geziye katılan talihli bir gazeteci olarak, ben de Burcu'nun yorumlarına katılıyorum. New York bir daha bu kadar güzel yaşanmaz! Genç Turkcell üyesi altı genç, altı gün boyunca New York'u gezdi ve MTV stüdyolarını ziyaret ederek bir programa konuk oldular