PazarGönül Paksoy’un "dostlar sofrası"

Gönül Paksoy’un "dostlar sofrası"

05.01.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gönül Paksoy’un "dostlar sofrası"

Gönül Paksoy’un dostlar sofrası



Gönül Paksoy her yılbaşından sonraki hafta boyunca dostlarını, müşterilerini, sevdiklerini, sevenlerini Atiye Sokak’taki atölyesinde zengin bir "Adana sofrası" başında ağırlar. Her yıl farklı Adana yemekleri ve tatlıları hazırlar, kendine özgü masa düzenlemesiyle ikram eder. Masa düzenlemeleri de görülmeye değer.
Gönül Paksoy’un anne tarafı Kölemenoğlu sülalesinden. Baba tarafı Musul’dan. Aile önce Darende’de sonra Kadirli’de yaşamış.
Kimya eğitimi görmüş. Çukurova Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaparken üniversiteden ayrılıp sanatla ilgilenmeye başlamış. Ben Gönül Paksoy’u, İstanbul’da Atiye Sokak 6 numaralı mağazasında eski Türk takıları, giysileri ve süs eşyaları satarken tanıdım. Dükkanındaki eşyalara ve dükkanın düzenine hayrandım. Gönül Paksoy’un sohbetine doyamazdım.
Derken yepyeni bir alana atıldı. Eski Türk kumaşları ve eskiye benzer biçimde dokuttuğu ipek kumaşlarla giysiler tasarlayıp üretti. Atiye Sokak 1 numarada bir giysi salonu açtı.
Paksoy’lar altı kardeş. Diğer kardeşlerin hayatı ve uğraşıları da Gönül Paksoy’unki gibi renkli. Her kardeşin bir "ana" işi, bir "keyif" işi var.
Altı kardeşin üçü Ceyhan’da yaşıyor, üçü İstanbul’da. İstanbul’da yaşayan erkek kardeşlerden Doğan ve Şahin Paksoy, Güzel Sanatlar Akademisi mezunu. İkisi de resim yapıyor. Doğan Paksoy’un resim galerileri var. Şahin Paksoy’un eşi Sema Paksoy, Atiye Sokak 9 numarada takı yapıyor. Hemen yanında Şahin Paksoy galeri açıyor. Adana’daki küçük kız kardeşi Gül Paksoy ise Gönül Paksoy’un oradaki atölyesini yönetiyor.

Biraz da atölyesini anlatayım. Gönül Paksoy ham ipeği, ham keteni ve ham pamukluyu, bir kimyager olarak tabii boyalarla boyuyor. Kumaşın doğal yapısına uygun çizimlerle giysiler ortaya çıkarıyor. Bunlar renk renk insanın içini açan, daha çok kendini genç hisseden ve çalışan hanımlara dönük giysiler. Erkeklerin gönlü kalmasın diyerek onlar için de renkli kravat ve yelekler dikiyor.
Yılbaşı sofralarında tabii boyalarla renklendirilmiş ham ipek örtüleri cömertçe kullanıyor. O örtülerin üzerine aileden kalma koca koca sahanları, sinileri diziyor. Sahanların, sinilerin içini ise her yıl farklı yiyecek ve tatlılarla dolduruyor.
Gönül Paksoy’un yılbaşı yemeği klasiği döş dolması. Döş dolması koyunun kaburga bölümünden hazırlanıyor. Bu yılın özel yemekleri şayop denilen pek bilinmeyen avokado şeklinde kabak türü bir sebzenin yemeği, erik domates yemeği, beyaz minik patlıcan dolması, kabak çiçeği dolması, şalgam dolması... Geçen yıllardan bu yıla sarkanlar lakerdalı, zencefilli etli börek, kalamar dolması, meyveli yoğurtlu karides, zeytinyağlı rezenye kökü, kişnişli patlıcan, zeytinyağlı patlıcan kabuğu, zeytinyağında pişmiş nar ekşili kuru soğan, kuru kabak içinde hamsi ve zencefilli levrek balığı...
Yemeklerin üzerine de hurmalı Adana’nın taş baklavası, kireç suyunda sertleştirilmiş Adana kabağı ile şeftalili asma kabağı tatlısı ikram ediliyor. Bu kadar zengin yemek ve tatlı çeşitlerini masaların üzerine dizmek mesele... Misafirlere ayrı ayrı tattırmak mesele. Gönül Paksoy, kardeşi Gül Paksoy ve yengesi Hatice Paksoy ev sahibeliğini aksatmamak için çırpınıyor...
Gönül Paksoy çalışan ve tek başına yaşayan bir genç hanım. "Ben yemek yapmaktan, farklı yemekleri hazırlamaktan hoşlanıyorum ama tek başına yemek yemenin hem zevki yok hem de yemek hazırlamak zaman alıyor. Dostları bir sofra başında toplayıp onlara ikramda bulunmanın zevki başka oluyor" diyor.
Yemeklerini beğenenlerin ısrarı üzerine Gönül Paksoy özel yemeklerinin tariflerini bir kitapta topladı. "Yemek İçin Tasarımlar" ismini taşıyan, İngilizce ve Türkçe bastırılan 130 sayfalık büyük boy kitap 100 milyon liraya satılıyor.
Telefon: (0212) 261 90 81

YOĞURTLU DÖVME
Her mevsim, her sofrada bulunabilecek nefis bir soğuk Adana yemeği. Bir ölçü "aşurelik" buğdayı, 2,5 ölçü suda pişiriniz. Bu arada bir büyük kapta yoğurdu döverek karıştırınız. İstediğiniz kıvama gelecek şekilde su katınız. Mevsim sebzelerinden hangilerini beğeniyorsunuz? Mesela ıspanak, mesela semizotu... Veya kabak... Yahut taze ayşekadın fasulyesi... Bunları yıkayıp küçük küçük doğrayınız. Ispanak veya pazı bu mevsim en kolay bulunan sebzeler. Pişen buğdayın ateşini söndürürken, içine küçük küçük doğradığınız sebzeleri boca ediniz. Tahta kaşıkla karıştırınız. Kabın kapağını kapatınız. Buğdayın kendi sıcaklığı o taze sebzeleri öldürür. Ayrıca pişirmeye gerek yoktur. Sonra nane ve beğendiğiniz diğer otları küçük küçük doğrayıp yoğurda karıştırınız. Dövmeye her ot yakışır, "sarmısak" yakışmaz. Sakın sarmısak katmayınız. Buğday tenceresi soğuyunca sebzeli buğdayı da yoğurda katınız. İşte size yoğurtlu dövme. Koyusu yemek niyetine yenilir. Hafif sulandırılmışı "cacık" gibi içilir. Avrupalıların "soğuk çorba" diye içtikleri çorbanın en nefisinden daha nefistir.

HAMSİLİ DOLMA
Adana nire, Karadeniz nire? Ossun! Adanalılar hamsili dolmayı da bilir. Az miktarda hamsi alınız. Kılçığını çıkarınız. İki kanat haline gelen lop etleri teflon tavada hafif pişiriniz. İri lahana yapraklarını suda haşlayıp bir kenara koyunuz. Sonra dolma içini hazırlayınız. Soğanı yağda öldürünüz. Pirincini katınız. İçine küçük küçük doğranmış bir baş kereviz, bir baş enginar ekleyiniz. Tabii, tuzunu, biberini, baharatını, zevkinize göre ayarlayınız. Sonra lahanaları masaya yayınız. Her lahana yaprağının içine bir hamsiyi ikiye açılmış vaziyette oturtunuz. Üzerine dolma içini koyunuz. Yaprağı kapatıp dolma haline getiriniz. Tekrar pişirmeye gerek yok. Tabağa dizip sofraya getiriniz.

PEKMEZ TATLISI
Sizi sofradan tatlısız kaldıracak değiliz ya... Pekmezi sulandırıp biraz nişasta katarak pelte haline gelinceye kadar kaynatınız. Pelteyi kenarı düz bir tepsiye veya cam kaba sıcakken dökünüz. Pelte bir süre sonra donar. Üzerine fındık, fıstık, ceviz, evde ne varsa serpiniz. Dilim dilim kesip yiyebilirsiniz. Pekmez tatlısına şeker katmayınız. Bu tabii bir tatlıdır.