12.09.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
axpaz011.jpg Filmin uyarlandığı "Eğreti Gelinler" kitabını (Bilgi Yayınevi) yazan Şükran Kozalı bir gün dayısının mezarının başında gördüğü ve sonra da hikayesini öğrendiği eğreti gelinin perişan olmasına neden olan aşkının, yani dayısı Alinin fotoğrafını ilk kez Milliyet okurları için verdi. Ali, eğreti gelinin uğruna bütün yaşamını hiçe saydığı sevgilisi Aliydi bu.Aslında emekli bir matematik öğretmeni olan Şükran Kozalı, önce romanına, sonra da Atıf Yılmazın "Eğreti Gelin" filmine konu olan aile hikayesini anlattı. Bu arada Kozalının "Eğreti Gelinler" kitabı bu hafta Bilgi Yayınevinden çıktı. Atıf Yılmazın çektiği filmde Nurgül Yeşilçay bir eğreti gelini canlandırıyor. Ve eğreti gelin olarak ilişkiye girdiği Alinin aşkından perişan oluyor. İşte ben gerçek hayattaki Alinin fotoğrafını gördüm. Meğer Deniz Akkaya, Nurgül Yeşilçay haberleriyle adını duyduğumuz "Eğreti Gelin" filminin hikayesi gerçekmiş. Evet. Annemin dayısı aslında: Ali dayı. Nurgül Yeşilçayın oynadığı eğreti gelin karakterinin, uğruna hayatını hiçe saydığı erkek, gerçek hayatta sizin dayınız Aliymiş... Ben bunu uydurmadım ki. 1990da ailece dedemin mezarını ziyarete gittik. Bu arada ben Ali dayımın mezarında tuhaf bir kadın gördüm. Siyah giysiler içinde, bir kulağının arkasında sigara, bir kulağının arkasında yediveren gül... Dayımın mezarının başında adeta tapınıyor, mırıldanıyor, bir şeyler anlatıyor, ağlıyordu. Dayılarımdan biri anneme, "Abla seninki gene gelmiş" dedi. Ben şaşırdım, demek bu kadın hep geliyor, diye. Anneme sordum "Bu kadın kim?" diye. Annem Ali dayının eğreti gelini olduğunu söyledi. Çok trajik bir aşk hikayeleri varmış. Bütün Denizliyi birbirine kattınız. Bazı Denizlililer "Burada hiç eğreti gelin geleneği olmadı" diyorlar. "Bir fahişe gibi değil geçici bir gelin gibi görülüyorlar" Ali dayımla eğreti gelini birbirlerine aşık olmuşlar. Dayımın eğreti gelini Kostak Emineymiş. Kostak Emine 13 yaşında yaşlı bir adamla evlendirilmiş. Kocası ölünce de öylece ortada kalmış ve karnını doyurmak için eğreti gelinlik geleneğine girmiş. Ali dayımdan önce de başkalarına eğreti gelinlik yapmış. Sonra dayıma almışlar. Yıllar geçip evlenme yaşı geldiği halde dayım evlenmemiş. Aile birbirlerine aşık olduklarını anladığı için dayımın evde olmadığı bir gün Emineyi göndermiş. Emine gururlu kadın, hemen gitmiş. Dayım da o gidince kimseyle evlenmemiş ve verem olup 27 yaşında ölmüş. Nedir hikayeleri? Ortada kalmış, kimsesiz. Bir süre sokaklarda yaşamış. Öğrendiğim kadarıyla eskiden eğreti gelinliğini yaptığı Ahmet diye bir adam ona yardım etmiş. Öyle sürdürmüş yaşamını. Ömür boyu da her gün dayımın mezarına gelip böyle ağlamış. Emine ne yapmış? Ne yazık ki değil. Tanışmak istedim. Annem, aile büyükleri kızar diye izin vermedi. Daha sonra onu bulmaya çalıştım ama ölmüştü. Hayatta mı hâlâ? Evet. Tabii kimse rencide olmasın diye bazı isimleri değiştirdim. Annemin sülalesi zengin bir aileymiş. Sadece dayımın değil, başkalarının da eğreti gelinleri olmuş. Mesela Ragıp amcamın da Ladik diye bir eğreti gelini varmış. Bunu öğrenince, o dönemi görmüş insanlarla konuştum. Üç ayrı eğreti gelinin gerçek öyküsünü öğrenip belgesel niteliği de olan bir roman yazdım. Kitabınızda üç eğreti gelinin hikayesi var zaten. Hepsi gerçek mi? Evet. Geçici gelin gibi görülüyorlar. Asla bir fahişe gibi görülmüyorlar. İlk gece aileyle birlikte yemeğe katılabiliyorlar. Sonra kendi odalarında yaşıyorlar. Hiçbir zaman kocalarıyla sokağa çıkmıyorlar. Evde başka genç erkek varsa, ona da ayrı eğreti gelin alınıyor. Yani başka erkeklere hizmet etmiyorlar. Eğreti gelinlerin diğer aile bireyleriyle ilişkisi nasıl? Saygı görüyorlar mı? İyiyse başkasına tavsiye ediliyorlar. Ya da sokakta kalıyorlar işte. Evdeki kadınlar da eğreti gelinlerden çok etkilenmiş. Hayatları değişmiş. Ben bunları hep annemden dinledim. Çünkü annem eğreti gelinin oduğu evde büyümüş. Dayımla aralarında 10 yaş varmış. O yüzden annem Emineyi yıllarca görmüş. Küçüklüğünde onunla sohbet etmiş. Zaten sonra taşındığı mahallede de başka eğreti gelinler varmış. Zamanla bu gelenek yok olmuş. Peki evden kovulunca ne yapıyorlar? "Akkayayı eğreti gelinliğe daha çok yakıştırmıştım" Aslında emekli matematik öğretmeniyim. Ama edebiyata düşkünlüğüm vardı. Yedi kitabım var. Bu hikaye beni çok etkileyince de "Eğreti Gelinler" romanını yazdım. Siz yazar mısınız? Yazdığım romanı tiyatrocu arkadaşım Tarık Günersele okutmuştum. Hikayeden çok etkilendi ve "Senaryolaştıralım" dedi. Üzerine çalıştık ve Türkan Şoraya götürdük. Türkan Hanım "Ben çok oynamak isterim. Yönetmeniniz kim" diye sordu. "Yönetmenimiz yok" deyince askıda kaldı. Sonra Atıf Yılmaza götürdük. Üç yıldır maddi imkansızlıklar nedeniyle çekilemiyordu. Şimdi çekimler başladı. Deniz Akkaya oynayacaktı. Sonra uygun görülmedi, çok üzüldüm. Film projesi nasıl oluştu? Memnun değilim işin açıkçası. Çünkü ben Denize eğreti gelinliği çok yakıştırdım. İyi bir diyalog kurmuştuk. Gerçekten çalışıyordu rol için. Ama sonra ne oldu bilmiyorum, sormak istemedim. Memnun değil misiniz Nurgül Yeşilçayın oynayacak olmasından? Evet öyle tabii. Zaten ben oyunculuktan anlamam. Atıf bey öyle uygun gördüyse bir bildiği vardır. Denizle oturduk dertleştik bu konuda. O da çok üzgündü. Ama ben Denizin ileride çok iyi bir oyuncu olacağına eminim. Nurgül Yeşilçay da çok iyi oyuncu ama... Nurgül Yeşilçay eğreti gelini oynuyor. Onur Ünsal aşık olduğu genci yani Ali dayımı... Fikret Hakan gencin babasını, Müjde Ar gencin annesini oynuyor. Hepsi aynı evde yaşıyorlar. Füsun Demirel de aslında amcamın eğreti gelininin annesi ama filmde değiştirmişler. Bir bohçacıyı oynuyor. Kastamonunun dokusu daha uygun diye film Denizli yerine orada çekiliyor. Zaten filmde neresi oduğu da söylenmiyor. Filmde kim hangi rolü oynuyor? "Hamile kalmayacak, aşık olmayacak, istendiği an bohçasını alıp gidecek" 1930larda, Denizlide varlıklı aileler erkek çocuklarının cinselliği temiz bir şekilde öğrenebilmesi için eve eğreti gelin alırlarmış. Yani geçici, emanet gelin. Çocuk gerçek bir evlilik yapınca da eğreti gelin eline bohçası verilip gönderilirmiş. Eğreti gelinlik için bizim Denizlide "kulağı kesik, ayağı yorgandan çıkmış" gibi deyimlerle ifade ettiğimiz ne fahişe, ne çok namuslu fakir aile kızlarını seçerlermiş. Bu kızlar para karşılığı değil, sadece karın tokluğuna, zengin ailelerin yanında iyi bir yaşam sürmek için bu işi yaparlarmış. Tabii bazı kuralları da var. Eğreti gelin tam olarak ne demek? Hamile kalmayacak, aşık olmayacak, gitmesi istenirse bohçasını alıp gidecek. Ne gibi kurallardan bahsediyorsunusuz? Evet, maalesef. Çok acımasızca!