PazarDünyada esen Mevlana fırtınası

Dünyada esen Mevlana fırtınası

16.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Dünyada esen Mevlana fırtınası

Beş-altı yıl önce Londranın en ünlü konser salonu Royal Albert Halla Türkiyeden gelen dervişlerin muhteşem gösterisi salonu tıka basa İngilizlerle doldurmuştu. Hem de biletler tam 50 pounddu. Atlantiki aşarak Amerikadan dalga dalga gelen sufi felsefesini yerinde incelemek için İstanbula gelen İngiliz gazeteci Peter Culshaw bir gün Kapalıçarşıdaki halıları seyrederken "Süperman" gibi önemli filmlerin yapımcısı Omar Kaczmarczyke rastlamış. Yapımcı ona Celaleddin Rumi ile ilgili bir film yapmayı düşündüğünü, filmin Rumi ile şiirlerinin çoğuna ilham kaynağı olan Tebrizli Şemsin ilişkisini konu alacağını söylemiş. Konu senariste gelince Kaczmarczyk "Coleman Bark tabii ki. Damarlarında akan kan Rumininki adeta" demiş.Bark yıllarca Georgia Üniversitesinde dünya şiiri profesörlüğü yaptı. 1970lerde şair arkadaşı Robert Bly kendisine Ruminin bazı şiirlerinin İngilizceye tercümesini verir ve "Bu şiirler kafeslerinden artık azat edilmelidir" der. Bly sonraki 7 senesini Ruminin şiirlerini tercüme etmekle geçirir ve bunları birkaç kitap halinde tanınmayan bir yayınevine bastırır. San Fransiscodaki Harper Yayınevi bunlardan derlenen "Essential Rumi" adlı koleksiyonu yayımlayınca kitap yarım milyonluk satışı ile Amerikada şiir kategorisinde bestseller olur. ABDden sonra İngilterede de, 8 asır önce Anadoluda yaşamış büyük İslam düşünürü ve mistiği Celaleddin Rumi fırtınası güçlü bir şekilde esiyor. Bu fırtınanın rüzgarları İngilterede yıllar önce başladı.Türkiye dendi mi, birçok İngilizin aklına Konya gelirdi. Şimdi okyanusun doğu yakasında da Rumi kervanının tekerlekleri dönmeye başlamış vaziyette. Refik Abdullahın yeni tercümeleri basıldı ve Londranın Clerkenwell semtinde Ar-Rum adlı bir Rumi hayranı kulüp açtı. Kulüpte Ruminin şiirleri okunuyor. Barks kendi Rumi tercümelerini Londrada okuduğunda öyle coşku ile alkışlandı ki "Bu, Batıda manevi susuzluğun boyutlarını gösteriyor" dedi. Barksın Rumi yorumu Müslüman din bilimcilerininkinden farklı. Müslümanlar Celaleddin Rumiyi Sufilik mezhebini kurmuş bireysel bir düşünür olarak görüyorlar. Barksa göre bütün dinler arasında köprü kuran biri. "Zamanımızda Ruminin izleyicileri değişik dinlerden ve değişik kültürlerden geliyor. Yaşamında da bu böyleydi. O, Tanrıya ibadeti, dini doktrinlerin boyunduruğundan kurtarmış bir filozof. O üç büyük din kulübünün bölücü olduğunun farkındaydı" diyor. Culshow, Ruminin şiirlerinde aşkın dilini kullanmasına rağmen, felsefesinin zamanına göre radikal olduğunu düşünüyor, özellikle cinsellik ve içki ile ilgili şiirlerinde. O, Doğu kültürünün eskiden beri bunun bilincinde olduğunun farkında. "Aşkın Yolu: Rumiye Saygı" adlı kitabında Andrew Harveynin de dediği gibi, Tancadan Kahireye, Lahordan Saraybosnaya, Afganistan, Türkiye, İran ve Hindistanın en ücra köylerinde bile okunuyor şiirleri. Shakespeare ve Dante bile ondan fazla etkileyemedi kitleleri. Harveyye göre Mevlevi felsefesi 21inci yüzyılın en büyük ilham kaynağı. Batıyı dejenere kapitalizm ve aşırı tüketicilikten kurtaracak olan görüş. Üstelik Batının Mevlevilikle tanışması o kadar da yeni değil. Aşağı yukarı 100 sene önce Edward Fitzgerald, Ömer Hayyamın şiirlerini tercüme etmiş. Ted Hughes gibi İngiliz şairleri onun felsefesinin farkındaydılar. Ünlü romancı Doris Lessing bir sufi idi. Victoria devri İngilteresinin kaşif ve Kama Sutracısı Richard Burton bir derviş olarak eğitim görmüştü. Ama Sufilere göre bu felsefeyi okumak ve bilmek yeterli değil. Sufiliğin özü "zikr"e dayalı. Allahı hatırlayıp zikretmek gerekli. Culshaw bunu görmek, bu deneyimden geçmek için gelmiş Türkiyeye. Daha evvel Konyada katıldığı senelik kutlamalar dışında İstanbulda varlığını gizli sürdüren tekkelere gidip asıl olayı izlemek istemiş. Seanstan sonra mucizelerden bahsedilmeye başlanmış. Gruptan bazıları şeyhlerin mucizeler yaratabileceğini anlatmışlar. Çoğu çekimser kalmış. Bilge bir kişi bu gibi söylentilerle özden uzaklaşmaması için uyarmış onu. "Asıl mucize, Tanrının varlığını içinde hissetmekle elde edeceğin o inanılmaz mutluluktur" demiş. Culshaw Şeyhe, zikrin anlamını sorduğunda şu cevabı almış: "Zikr anmak demektir. Hayatın gayesi Tanrının varlığını hatırlamaktır. Her elektron ve proton bir çekirdek etrafında döner, gezegenlerin güneşler etrafında döndüğü gibi. Hepsi de Tanrıya seslenmektedir. Kalbinin sesi gibi: "Al-lah, Al-lah!" Yazara e-mail Film yıldızlarının gurusu Deepak Chopra Madonna, Demi Moore gibi ünlülerin yardımıyla "Gift of Love" adlı bir CD yapar. Donna Karan defilesinde süper mankenlerini Ruminin şiirleri eşliğinde yürütür podyumda. Video artisti Bill Viola, Rumi için "ilham verici" sıfatını kullanır. Philip Glass, Barksın tercümelerini besteler.

KEŞFETYENİ
Survivor'dan elenen Pınar'ın eşinden aşk dolu paylaşım
Survivor'dan elenen Pınar'ın eşinden aşk dolu paylaşım

Cadde | 26.04.2025 - 08:44

Survivor Pınar'ın müzisyen eşi Erhan Seçkin'den aşk dolu bir paylaşım geldi.

Yazarlar