PazarÇin’in dünyaya açılan penceresi Şanghay

Çin’in dünyaya açılan penceresi Şanghay

18.08.2024 - 02:01 | Son Güncellenme:

Çatışmaların arttığı günümüzde Çin ile Batı arasındaki çekişme gün geçtikçe daha belirgin hale gelirken, Pekin, 1970’lerden bu yana uyguladığı ‘dünyaya açılma’ politikasını artık yeni bir güç olarak görüyor. Söz konusu politikayla gelişen ekonomisi modern Çin’i büyük bir güç haline getirirken, Şanghay ise Pekin’e olan ön yargıları kırmak için başarı timsali olarak karşımıza çıkıyor.

Çin’in dünyaya açılan penceresi Şanghay

Pelin Aykın - pelin.aykin@milliyet.com.tr / Çin Halk Cumhuriyeti’nin 2013’te tanıttığı Kuşak ve Yol Projesi’ne (BRI) üye ülkelerdeki medya profesyonelleri için geçtiğimiz günlerde düzenlenen seminere Milliyet’i temsilen katılırken, bu vesileyle Çin’in dünyaya “modern yüzü” olarak gösterdiği Şanghay kentini de ziyaret etme imkanı buldum.

Haberin Devamı

25 katılımcının yer aldığı seminerde tek partili sosyalist bir devlet olan Çin’in 1978’deki dışa açılımının ardından gelişimi sık sık ele alınırken, ülkenin dünyaya tanıtmaya çalıştığı “modern yüzün” canlı örneğiyse Şanghay’dı. Program kapsamında Şanghay’ın yanı sıra gittiğim Jinhua, Hangzhou ve Çin’in dışa açılımının öncüsü olduktan sonra gündelik eşya üretiminde hızlı bir büyüme sağlayarak günümüzde “dünyanın süpermarketi” olan Yiwu da “kendini Batı’dan uzak tutan, kapılarını kapitalizme kapatan Çin” algısının çok dışındaydı.

Ancak, Çin’in en fazla nüfusa sahip kenti olan Şanghay, gökdelenleri, Huangpu Nehri kıyısı boyunca uzanan Avrupai rıhtımı (Bund) ve kozmopolit havasıyla ülkenin dünyaya göstermek istediği tam da “o” şehirdi. Sadece bir balıkçı limanı olarak kurulan ancak günümüzde 26 milyonluk nüfusla dev bir şehir olan Şanghay’da rıhtımda yürürken Art Deco (Fransa kökenli sanat akımı) tarzı binaların muhteşemliği, kentin neden “Doğu’nun Paris’i” olarak anıldığını daha iyi anlamamı sağladı. Şanghay, 1920’ler ve 30’lardaki inşaat patlamasının sonucu olarak dünyadaki en fazla Art Deco binasını barındıran şehirler arasında yer alıyor. Mimari olarak her ne kadar hayranlık uyandırsa da söz konusu kordon boyu aslında, Şanghay’ın kolonyal geçmişinin günümüze ulaşan hatıraları olarak karşımıza çıkıyor.

Haberin Devamı

Çin’in dünyaya açılan penceresi Şanghay

“Sömürge döneminin izini rıhtımdaki mimaride görmek mümkün.”

ŞEHRİN İÇİNDE BİR BAŞKA ŞEHİR!

Şanghay’ı sadece sömürge dönemiyle anmak, yüzlerce yıldır ayakta olan şehir için haksızlık olur. Her ne kadar ilk bakışta kentin batılı yüzü göze çarpsa da Old City (Eski Şehir) olarak adlandırılan turistik bölge geleneksel Çin mimarisinin en güzel örneklerini barındırıyor. En az bin yıl önce surlu bir ortaçağ kasabası olan Şanghay’da esas olarak Japon korsanlarına karşı koruma sağlamak için inşa edilen surlar, günümüzde Old City olarak bilinen alanı çevreliyordu. Surlar yıkıldı, ancak birçok yerli hala yerleşim yerlerinden şehir kapılarının adlarıyla bahsediyor. Bu kapılardan bazılarının ismi modern metro duraklarına bile verilmiş. Yabancı imtiyaz bölgeleri döneminde (1842-1937), Uluslararası Yerleşim ile Fransız İmtiyaz Bölgesi Kuzey ve Batı’da gelişmiş.

Haberin Devamı

Ancak Old City tamamen Çinli olarak kalmış ve yabancılar nadiren bu bölgeye gitmiş. Günümüzde yüksek modern binaların arasında kalan turistik Old City caddelerinde Şanghay’da zaman yolculuğuna çıkmak mümkün. Çin el işi eşyalarını satan dükkanların yanı sıra çeşitli restoran ve çay evleri de bulunan Old City’deki ünlü klasik bahçe Yu Bahçesi’yse çeşitli tapınakları barındırıyor.

Çin’in dünyaya açılan penceresi Şanghay

AFYONDAN PATLAYAN SAVAŞ TARİHİ DEĞİŞTİRDİ

Britanyalı tüccarların afyon ticaretinin bir eseri olan Şanghay’daki sömürgecilik geçmişi, şehrin her ne kadar “modernleşmesini” ve dış dünyaya açılmasını sağlamış olsa da toplumda karanlık izler bırakmış. Çin’de afyonu kullananların sayısının artması nedeniyle 1831 yılında afyonun ithalinin ve kullanılmasının yasaklanması üzerine ülkeye afyon satan İngilizler, Fransa ile ittifak yaparak “Afyon Savaşları”nı başlatıyor. Birinci ve İkinci Afyon Savaşı olarak adlandırılan savaşlar sonrası Şanghay büyük ölçüde İngilizlerin eline geçiyor. O zamana kadar Çin porselen ve ipeğini alabilmek için altın ve gümüş ödemek zorunda kalan İngilizler, artık yalnızca afyon vermeye başlıyor. Britanya, Fransa ve ABD, Şanghay’da kendi imtiyaz bölgelerini kurarken, şehir limanı da dış ticarete açılıyor. Sömürgecilik tarihinin şehirde hem kültürel hem de ekonomik olarak büyük bir dönüşüm başlattığı tartışmasız bir gerçek. Nitekim, şehrin 6 bin yıllık hikayesini anlatan ve minyatür binalarla gerçekçi heykelleri barındıran Şanghay Tarih Müzesi, özellikle Afyon Savaşları’ndan şehrin Çin Halk Cumhuriyeti’nin kontrolü altına girdiği 1949 yılına kadar olan kolonyal dönemi detaylı bir şekilde anlatıyor. Söz konusu müze, binalarla sokakların minyatür kopyasını içermesi ve döneme göre değişen kültürü gerçekçi bir şekilde anlatması bakımından gezdiğim en iyi müzelerden biriydi.

Haberin Devamı

Çin’in dünyaya açılan penceresi Şanghay

MODERN AMA YERLİ VE MİLLİ

Çin’de iletişim ve ulaşım fazlasıyla “yerli ve milli”. Öyle ki, restoran ve marketler de dahil olmak üzere tüm alışveriş yerlerinde Çinli e-ticaret devi Alibaba’nın ödeme platformu olan Alipay ve Çinli mesajlaşma uygulaması WeChat ile entegre çalışan WeChat Pay üzerinden harcama yapılabiliyor. Bu uygulamalara kredi kartını tanımlamak gerekiyor. Metro ve otobüsleri kullanmak dil bariyeri nedeniyle çok zor. Durak isimleri her ne kadar latin alfabesiyle yazılmış olsa da takip etmek çok zorlayıcı. Taksi çağırma uygulamaları da Çince olduğundan kullanım imkansız. Whatsapp ise ülkedeki sosyal medya platformlarına uygulanan kısıtlama nedeniyle VPN’siz kullanılamıyor. Ülkede ana mesajlaşma uygulaması WeChat’e bir yabancı olarak kaydolmak ise sadece Çinli bir kullanıcının onay vermesiyle mümkün oluyor.

Haberin Devamı

Çin’in dünyaya açılan penceresi Şanghay

Alışveriş caddesi Nanjing, şehrin en turistik noktalarından biri.

GÖKDELENLER VE IŞILTILI CADDELER

Şanghay, en fazla gökdelen barındıran dünyadaki beşinci şehir. 632 metre yükseklikteki Şanghay Kulesi, dünyanın en yüksek 3. yapısı konumunda. 1994 yılında yapılan ikonik bir TV kulesi olan 468 metre yüksekliğindeki “Doğu’nun İncisi” ise 2007’ye kadar Çin’in en yüksek yapısıydı. 421 metre yükseklikteki Jin Mao Kulesi ve 492 metre yükseklikteki Şanghay Dünya Finans Merkezi de şehirdeki gökdelenlerin en seçkin örnekleri arasında yer alıyor. Diğer yandan, kuruluşu 1840’lı yıllara uzanan Nanjing Caddesi, bugün Beşinci Cadde, Times Meydanı ve Şanzelize Caddesi gibi dünyanın en kalabalık alışveriş caddeleri arasında gösteriliyor. Ünlü giyim markaları, restoranlar ve lüks otellere ev sahipliği yapan bu cadde bambaşka bir Çin’i gözler önüne seriyor. Çin, Şanghay ile kendisine yöneltilen tüm “önyargıları” kırmak istemiş gibi görünüyor. Nitekim, Çin uzun bir süre Batı kültürü ve medyasından uzak dursa da Şanghay, dünyanın en büyük medya şirketlerinden birisi olan ABD merkezli The Walt Disney Company’nin tema parkı Disneyland’a da evsahipliği yapıyor.

23.00'TEN SONRA BAL KABAĞI

Şanghay, her ne kadar Çin’in belki de en modern ve turistik şehri olsa da akşam 23.00’ten sonra her şey “bal kabağına” dönüşüyor. Rıhtımdaki gökdelenlerin ve tarihi binaların ışıltısıyla parlayan nehir, 23.00’te tüm ışıkların sönmesiyle karanlığa gömülüyor. Fotoğraf çılgınlığı nedeniyle yüzlerce insanın olduğu rıhtım bu saatten sonra bir anda “terk edilmiş bölgeye” dönüşüyor. Old City’deki eski binaların bulunduğu, akşam ışığın etkisiyle rüya gibi görünen Yuyuan Bazaar”ın da karanlığa gömüldüğü ve girişin kapandığı görülüyor.