GündemMaymun çiçeği virisü aşısında Ankara izi!

Maymun çiçeği virisü aşısında Ankara izi!

18.08.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:

Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel halk sağlığı acil durumu ilan ettiği maymun çiçeği virüsüne (Mpox) karşı kullanılan atanüe virüs aşısının Ankara’daki bir çiçek hastasından elde edilen suşu (virüsün alt türüne) dayandığı öğrenildi...

Maymun çiçeği virisü aşısında Ankara izi

DİDEM SEYMEN - Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Afrika kıtasında görülen ve maymun çiçeği olarak da bilinen Mpox virüsü nedeniyle küresel halk sağlığı acil durumu ilan ederken, Cumhuriyet döneminde, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde üretilen çiçek aşısının bir türünün, Mpox hastalığında kullanılmak üzere 2019 yılında FDA tarafından onaylandığı ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Ankara’dan Amerika’ya uzanan aşının öyküsünü Prof. Dr. Mehmet Ceyhan Milliyet’e anlattı.

ABDÜLHAMİT PASTÖR'Ü İSTANBUL'A DAVET ETTİ

Çiçek aşısı tarihinin çok eskiye dayandığını belirten Prof. Dr. Ceyhan şunları söyledi:

“1000’li yıllarda hem Orta Asya hem Afrika’da çiçek aşısı uygulamaları yapıldığına dair önemli belgeler var. Osmanlı İmparatorluğu’nda hareme kadın seçerken yüzlerinde çiçek izi olur, güzellikleri bozulur düşüncesiyle hemen çiçek aşısı uygulaması yapılıyor. Çiçek geçirenlerin içindeki sıvı fındık ya da ceviz kabuklarının içerisinde kurutulup insanların derisinin üzerine çizik çizilip veriliyordu. Bunu bilimsel anlamda ilk deneyen Londra’da Edward Jenner aşılamanın babası. 1776’da aşıyı geliştiriyor. 1886’da Pastör (Louis Pasteur) aşı geliştirme işlerine Paris’te başlıyor. Büyük para lazım, bu parayı Fransa kralından alamıyor. 2. Abdülhamit Pastör’ü İstanbul’a davet ediyor. O  gelemiyor ama yardımcısını gönderiyor. İstanbul’daki kolera salgını kontrol altına alınıyor. Pastör müzesindeki mektupta, ‘İsteğin üzerine 800 bin Osmanlı altınını (İstanbul’da 800 ev alınacak para) gönderiyorum’ diyor. Bir de ekip göndererek işi öğret diye yazıyor. Toplam 7 kişilik ekip işi öğreniyor ve 1887’de hem kuduz aşısı, hem de çiçek aşısı üretmeye başlıyor.”

Haberin Devamı

ATATÜRK'ÜN PEŞİNDEN SAMSUN'A GİTTİLER

Kurtuluş Savaşı döneminde de salgın hastalıkların kol gezdiğini vurgulayan Prof. Dr. Ceyhan sözlerine şu şekilde devam etti: “Ordu zaten o dönem zayıf. Atatürk aşı çalışmaları konusunda çalışma yürüten ekibi yanına istiyor. Ekip Atatürk’ün peşinden Samsun’a gidiyor. Sivas’ta bir apartman katında aşı üretmeye devam ediyorlar. Onlar Cumhuriyet kurulunca aletleriyle Ankara’ya gelip Refik Saydam adını alan laboratuvarı kuruyorlar. Oraya 2. Dünya Savaşı’ndan kaçan Alman bilim adamları davet ediliyor. Onların da çok katkısı oluyor, 22 farklı aşı üretiyor. Ay yıldız damgası bulunan yurt dışına da satılan aşılar. Umumi Hıfza Kanunu’na bir madde ekliyorlar ve çiçek aşısı zorunlu hale geliyor.”

Haberin Devamı

Maymun çiçeği virisü aşısında Ankara izi

Atatürk’ün talimatıyla 1928’de kurulan, çiçek, boğmaca, tifus, kuduz gibi 22 farklı tür aşı üreten ve tıp alanında Cumhuriyet’in birçok ilkini gerçekleştiren Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapısına 2011’de kilit vuruldu.

YURTDIŞINA PAZARLANDI

“Ankara suşu geliştiriliyor. Bunun ilk formu Türklerin geliştirdikleri ilk form; dana ve eşeklerin derisinin hücrelerinde zararsız hale getiriyorlar. Daha güvenilir olunca herkes bunu uygulamaya başlıyor. Modifiye ediyor Münih onu, Modifiye Ankara Suşu sayesinde çiçek hastalığı ortadan kalkıyor. Türkiye’de 1957’de son vaka görülüyor, dünyadaki son vakada 1972’de. DSÖ, ‘Çiçek hastalığı bitmiştir’ diye karar açıklıyor ve aşılama durduruluyor. Bir anlaşmaya bütün ülkeler imza koyuyorlar. Bütün eldeki aşıları imha edilecek. Kötü niyetli birisi çıkarsa bundan silah elde edebilir. 1990 yılında Sağlık Bakanlığı beni acil çağırdı. 3 kişilik komisyon oluşturalım dediler. Saddam’ın elinde çiçek virüs var, biyolojik silah geliştirdi denildi. Elinde canlı virüs, çiçek virüsü yoktu. Amerikalılar Ankara suşunu içeren aşıyı hazırlayıverdiler. Anlaşıldı ki Amerika saklamış ve hazırlamış. Kimseye vermedi. Irak’ta savaşan askerlerine yaptı. 3. jenerasyon Modifiye Ankara virüsü geliştirildi. Burada da yapılan şu oldu, canlı virüs olduğu için az da olsa yan etkileri vardı. Hücrenin virüs kısımları çıkarılıp sadece antijen üreten geninden oluşan protein kısımları bırakıldı. Bundan geliştirdikleri aşıyı üretmeye başladılar. Kanada’da farklı isimle ABD’de farklı isimle pazarlandı. İşte 2019’da üretilen bu aşının şimdi bütün ülkelere değil de Afrika ile teması olan risk gruplarında uygulanması düşünülüyor.”

Haberin Devamı

MAYMUN ÇİÇEĞİ'NİN ANATOMİSİ

Dünya Maymun çiçeği hastalığı için alarma geçti. Avrupa’da da ilk vaka görüldü.  Uzmanlar hastalığa karşı uyarıyor. İç Hastalıkları uzmanı Dr. Mustafa Nafiz Karagözoğlu hastalığı madde madde anlattı. ‘Maymun Çiçeği hastalığı (monkeypox), poxviridae ailesindeki orthopoxvirus cinsinin bir üyesi olan maymun çiçeği virüsünün neden olduğu bir hastalıktır’ diyen Karagözoğlu “ Orthopoxvirus cinsinin diğer üyeleri Camelpox, Cowpox, Variola gibi diğer canlı türlerinde de görülebilen zoonotik virüslerdir. Yani hayvanlardan kaynaklanan virüslerdir. Variola genel olarak bilinen ismi ile çiçek hastalığı, etkin aşılama ile dünya üzerinden 1980 yılında eradike edilmiştir” dedi.

Haberin Devamı

İlk kez ne zaman fark edildi?

Karagözoğlu ilk olarak 1958 yılında tespit edilen hastalıkla ilgili şunları söyledi: Maymun çiçeği, ilk olarak 1958 yılında Danimarka Kopenhag’da. Laboratuvar hayvanlarında yapılan bir çalışmada maymunlarda gösterilmiştir. Bu nedenle ismi maymun çiçeği (monkeypox) olarak tanımlanmıştır. Ancak doğal rezervuarı maymunlar değildir.

Nerede görülür?

Orta ve Batı Afrika’nın tropikal yağmur ormanlarında görülür. Endemik olarak görülen ve zaman zaman dünyanın diğer bölgelerine buradan kaynaklı olarak yayılan, az sayıda görülen viral bir zoonotik hastalıktır.

Doğal konağı hangi canlıdır?

Maymun çiçeği virüsüne duyarlı çeşitli hayvan türleri tanımlanmıştır. Bunlar; ip sincapları, ağaç sincapları, Gambiya keseli sıçanları, fındık fareleri, primatlar ve diğer türlerdir.

İnsanlarda ilk ne zaman tespit edildi?

İnsanlarda ilk olarak 1970 yılında, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (eski adı Zaire) 1968 yılında çiçek hastalığının eradike edildiği bir bölgede 9 yaşındaki bir erkek çocukta tanımlanmıştır.

Kimden kime bulaşır?

Hayvanlardan hayvanlara, hayvanlardan insanlara ve insanlardan insanlara bulaşabilir.

Bulaşma yolu nasıl?

Hayvanlardan insana bulaşması, enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları veya deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temasla veya ısırıkla meydana gelebilir. Afrika’da, ip sincapları, ağaç sincapları, Gambiya keseli sıçanları, fındık fareleri, farklı maymun türleri ve diğerleri dahil olmak üzere birçok hayvanda maymun çiçeği virüsü enfeksiyonunun kanıtı bulunmuştur. Maymunlar ve insanlar tesadüfi konaklardır. Maymun çiçeğinin doğal rezervuarı henüz tanımlanmamıştır ancak kemirgenler büyük olasılıkla rol oynamaktadır. Enfekte hayvanların çiğ ve az pişmiş etleri ve enfekte hayvanların diğer hayvansal ürünlerini yemek olası bir risk faktörüdür. Enfekte hayvan tarafından ısırılma, cilt bütünlüğünün bozulacağı şekilde yaralanma bulaşma açısından risk içerir. İnsandan insana bulaşma enfekte kişinin sekresyonları ile uzun süreli yakın temas (lezyonlarla temas edecek şekilde sarılma, masaj, cinsel temas gibi), cilt lezyonları ile doğrudan bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozalarla (göz, burun, ağız mukozaları gibi) temas veya yakın zamanda cilt lezyonlarından kontamine olmuş nesnelerle (yatak çarşafı, havlu vb.) yakın temastan, kaynaklanabilir. Bu şekildeki temas genel olarak aynı evi paylaşan kişilerde, kapalı ortamlarda çok uzun süreli yakın mesafede bulunanlarda ve enfekte kişiyle temas eden sağlık çalışanlarında risk oluşturur. Bulaşma, enfekte anneden bebeğe plasenta yoluyla geçiş şeklinde de olabilir. Annede aktif enfeksiyon varlığında yenidoğan bebeğe yakın temas ile de geçiş olabilir.

Kuluçka süresi ne kadar?

Maymun çiçeğinin kuluçka süresi, riskli temastan semptomların başlangıcına kadar olan süre genellikle 6-14 gündür, ancak 5-21 gün arasında değişebilir.

Hangi şikâyetler olur?

Ateş, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, kızarıklık, döküntü.

Hastalık nasıl seyreder?

Klinik tablo; ateş, yoğun baş ağrısı, lenfadenopati (lenf düğümlerinin şişmesi), sırt ağrısı, miyalji (kas ağrıları) ve yoğun halsizlik ile başlar. Bu bulgular ilk 5 gün ön plandadır.

Lenf bezleri büyür, deri döküntüsü olur...

Genellikle ateşin ortaya çıkmasından sonraki 1-3 gün içinde başlar. Döküntü, gövdeden ziyade yüz ve ekstremitelerde yoğunlaşma eğilimindedir. Yüzü (vakaların %95’inde) ve ellerin avuçlarını ve ayak tabanlarını (vakaların %75’inde)etkiler. Ayrıca oral mukozalar (vakaların %70’inde), genital bölge (%30) ve konjonktiva (%20) ile kornea da etkilenir. Döküntü, maküllerden (düz tabanlı lezyonlar) papüllere(hafifçe kabarık sert lezyonlar), veziküllere (berrak sıvı ile dolu lezyonlar), püstüllere (sarımsı sıvı ile dolu lezyonlar) ve kuruyup dökülen kabuklara doğru gelişir. Lezyonların sayısı birkaç ile birkaç bin arasında değişir. Şiddetli vakalarda, lezyonlar derinin büyük bölümleri dökülene kadar birleşebilir

Hastalık ne kadar sürer?

Genellikle 2-4 hafta süren şikâyetleri olan, kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Ağır vakalar ortaya çıkabilmektedir.

Aşısı var mı?

Aşısı var. Çiçek hastalığına karşı kullanılan aşılar, maymun çiçeği hastalığına karşı da koruma sağlamaktadır.

Tedavisi var mı?

Hastalığın tedavisi var. Çiçek hastalığının tedavisi için geliştirilen bir antiviral ajan, maymun çiçeği tedavisi için de ruhsatlandırılmıştır.

ÇOCUKLAR İÇİN DAHA TEHLİKELİ

Afrika’da giderek büyüyen maymun çiçeği hastalığının tedavisi antiviral ilaçlarla yapılıyor. Vakaların büyük bir kısmı hastalığı hafif geçiriyor ve birkaç hafta içinde sağlığına kavuşuyor. Dünya Sağlık Örgütü ise hastalığın eskisine oranla daha hızlı yayıldığını vurgulayarak, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve çocuklar için daha tehlikeli olduğunu belirtmişti. DSÖ, ilaç şirketlerinden aşı üretimlerini artırmasını talep etmişti.