20.02.2022 - 03:01 | Son Güncellenme:
Teknolojinin hayatımıza girdiği günden bu yana ihtiyaçların tanımı değişti. İnternet dolayısıyla akıllı telefonlar; hava, su gibi temel ihtiyaçlarla yarışır oldu. İnsanlar telefonlarından uzak olmaktan, internet bağlantısının olmamasından korkar duruma geldi. Öyle ki akıllı telefonlar artık çoğumuz için, kapanıp kendi pilimizi şarj etmemize izin vermeyen ceplerimizin tiranları haline dönüştü. Araştırmalar ülkemizde akıllı telefon bağımlılığın her geçen dönem arttığını gösteriyor. Buna son örnek ise Kanada’daki McGill Üniversitesi’nin 24 ülkeden 34 bin katılımcıyla yaptığı çalışma oldu. Computers in Human Behavior adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmada Çin, Suudi Arabistan ve Malezya bağımlılık seviyesi en yüksek üç ülke oldu. Almanya ve Fransa listenin son sıralarında yer alırken, Türkiye 8. ülke konumunda. Araştırmacılar, “Bulgular, akıllı telefonların sorun teşkil eden düzeyde kullanımının dünya genelinde arttığını gösteriyor” sonucuna vardı. Bundan önce de Oxford Üniversitesi’nin 5 kıtadan 38 ülkenin katılımıyla yaptığı araştırmada Instagram’ı haber almak amacıyla kullanan ülkeler arasında Türkiye, yüzde 33’lük bir payla birinciliğe oturmuştu. Teknolojiyle olan bağın, bağımlılığa dönüştüğü süreci Türkiye’nin sayılı bağımlılık uzmanlarından, başta AMATEM ve ÇEMATEM olmak üzere bağımlılık tedavisi alanında birçok merkezde çalışan ve 20’yi aşkın kitap yazan Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Kültegin Ögel ve NPİstanbul Beyin Hastanesi uzman klinik psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü ile konuştuk.
Uzman klinik psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü:
“Kaygıdan uzaklaşmak için teknolojiye yönelim arttı”
Telefon bağımlılığı konusunda danışan profilini yaş gruplarına göre nasıl anlatırsınız? Pandeminin bu duruma etkileri neler oldu?
Pandemi ile birlikte her yaştan insan için teknoloji bağımlılığı riski artış gösterdi. Çocuk ve ergenlerin okullarının online olması ve daha az gerçek hayatta sosyalleşme fırsatı bulmaları, teknoloji vasıtasıyla haz arayışını artırdı; bu durum da teknoloji bağımlılığını yükseltti. Pandemi döneminde teknoloji bağımlılığı nedeni ile başvurularda gençlere ek olarak orta ve ileri yaşta da artış yaşandı. Gerçek hayattaki haz kaynaklarına erişim imkanı kısıtlanınca insanlar ellerinin altındaki teknoloji vasıtasıyla vakit geçirmeyi ve keyif almayı daha fazla deneyimlediler. Özellikle riskli grupta olan kişilerin, orta ve ileri yaştaki insanların pandemi sürecinde hissettikleri kaygı ile başa çıkabilmek ve bu kaygıdan uzaklaşabilmek amacıyla da daha fazla teknoloji kullanımına yöneldiklerini görüyoruz.
Danışanların şikayetleri, hikayeleri ne yönde?
Tedaviye başvuran gençler sıklıkla aileleri tarafından getiriliyor. Aileleri genellikle çocuklarının sürekli telefon, bilgisayar vs. başında olduğundan, çok uzun süreler bu mecralarda vakit geçirdiklerinden, iletişim kuramadıklarından, çocuklarının sorumluluklarını aksattıklarından, ailece vakit geçirmediklerinden yakınıyorlar. Eşler arasında da teknolojinin yoğun kullanımı nedeniyle sorun yaşandığını görüyoruz. Çiftler birlikte daha az vakit geçiriyor, daha az sohbet ediyor, daha az birbirleri ile temas ediyor ve birbirlerinden uzaklaşıyorlar. Hatta bazen çiftler aynı ev içinde mesajlaşarak ya da telefon ile iletişim kurarak haberleşiyor. Yaşı daha büyük kişiler ise evden daha az çıktıkları, daha az sosyalleştikleri için ev içinde ekrana daha fazla maruz kalıyor.
Prof. Dr. Kültegin Ögel
“Telefonlar ayrılmaz bir parçamız haline geldi”
Cep telefonu bağımlılığı hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Akıllı telefonların çok boyutlu işlevselliği insanları bağlıyor. İşimizi yapıyoruz. Yine onunla eğleniyoruz; haber alıyoruz boş zamanları değerlendiriyoruz ve eğitim aracımız. Bir başka özelliği de telefonların bize her şeyi hızlı sunması. Bir ödül ne kadar hızlı olursa, insan beyni ona o kadar hızlı alışır. Hazza ulaşmaya kolaylaştırıcı özelliği, telefonları vazgeçilmez kılıyor. Özellikle pandemi döneminde giderek arttı. Yaşamın kısıtlanması, sosyal ilişkilerin yokluğu telefona itti. Ancak yazın, ortalık biraz rahatladığı dönemde, insanların bu alışkanlıklarını değiştirmediğini ve telefon bağımlılığının yerleştiğini gördük.
Pandemi telefonla ilişkimize büyük etki yaptı. Her an her yerde ulaşılır olma durumunu daha da çok yaşıyoruz. Bunun yansımaları nasıl oldu?
Artık insanların ayrılmaz bir parçası haline geldi. Tuvalete bile insanlar telefonla gidiyor. Yemek yerken telefonumuza bakmaya devam ediyoruz. Yaşamın parçası haline gelmesi, telefonun sorun yaratan kısmı. Telefonsuz zamanlara da ihtiyacımız var. Telefonsuz yaşamak artık mümkün değil ama telefona mola da verebilmeliyiz.
Telefon bağımlılığın, yaş gruplarına göre dağılımı için neler söyleyebiliriz?
Eskiden orta yaş üstünde azdı veya sadece Facebook ile ilgilenenlerde görüyorduk. Artık her yaşta ve her medya ortamında bağımlı insanları görüyoruz. Bunun en önemli nedenlerinden biri, teknoloji üreticilerinin her yaşa uygun uygulamalar çıkarmaya başlamaları. Artık hedef tüm yaş grupları. Öte yandan ileri yaşlardaki insanlar için yararı olduğunu da görüyoruz. Yalnızlıklarını alıyor, fiziksel engellerden bağımsız sosyalleşmelerini sağlıyor.
Kanada’daki McGill Üniversitesi’nin akıllı telefon bağımlılığı araştırmasında Türkiye 8. sırada. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Daha önce yapılan çalışmalarda da internet bağımlılığı oranları ülkemizde yüksek çıkmıştı. Avrupa ülkelerinden yüksek, Uzakdoğu ülkelerine benzerdi. Bu araştırmalarda, hava kirliliği, trafik sıkışıklığı, alternatif sosyal imkanları az olan ülkelerde internet bağımlılığı yüksek bulunmuştu. Biz çocuklarımızı AVM’lere hapsediyoruz. Alternatiflerimiz çok az…
Peki, telefon bağımlığı konusunda başvuru adresi, tedavi merkezleri var mı?
Konuya özel merkez yok denecek kadar az. Daha çok bağımlılıkla ilgili çalışan uzmanlar ilgileniyor. Dünya Sağlık Örgütü henüz telefon bağımlılığını bir hastalık olarak kabul etmedi. O nedenle temel bağımlılık ölçütlerine bakıyoruz. Ancak oyun oynama bozukluğu bir hastalık olarak tanımlandı.
Siz bu konuda terapi veriyor musunuz?
Evet, yapıyorum. Ancak bu nedenle başvuranlar, genelde terapi sürecine devam etmiyor. Muhtemelen önemli bulmadıkları için devam etmiyorlar. Halbuki, bu bir davranış sorunu ve davranış sorunları her zaman uzun süreçte değişir.
Aysun Güneş:
“Çocuğunuza rol model olun”
Anadolu Üniversitesi öğretim görevlisi, uzaktan eğitim alanında çalışmaları olan Aysun Güneş, çocuklarda teknoloji bağımlığı konusunda ailelerin sınırları koymada izlemesi gerekenleri şöyle anlatıyor: “Yeni çağın teknolojik ebeveynleri iletişim becerilerini özellikle çocuğunun teknoloji alışkanlıklarının şekillenmesinde kullanır. Örneğin;
Çocuğunun ilk ekran deneyimlerinde onunla birliktedir, çocuğunu teknoloji ile yalnız bırakmaz.
Doğru içeriklere erişmesi konusunda rehberlik eder, yaşına uygun olmayan oyunları indirme konusunda ısrarcı olan çocuğuna karşı taviz vermez ve tutarlıdır.
Zaman sınırları koyar, bunları ebeveyn denetim programları ile kontrol altına alır.
Çocuğun zarar görebileceği içeriklerle karşılaştığı durumlarda ne yapacağını ona anlatır.
Ekran bağımlılığı konusunda çocuğu büyüdükçe onu bilgilendirir.
Ekran süresi dışında kalan zamanlarda çocuğu ile kaliteli zaman geçirir.
Dijital dünya hakkında bilgi edinmeye devam eder. Çocuğu bir uygulama indirmeden önce mutlaka uygulamayı inceler.
En önemlisi teknoloji kullanımı ile çocuğuna iyi bir rol model olur, yani çocuğuna tableti/telefonu bıraktırıp kendisi saatlerce telefon başında olmaz.
Dijital detoks için uygulamalar
Araştırmacı yazar Tolga Akkuş, telefon bağımlılığına karşı kullanılan uygulamaları paylaştı:
Freedom: Adından da anlaşılacağı gibi özgürlük sunmayı vadeden bu uygulama siz bir konuya konsantre olduğunuzda interneti kesiyor. Örneğin bir proje ile uğraşıyorsunuz fakat odaklanamıyorsunuz, bilgisayarda o projeyi açtığınızda diğer her şeyin interneti kesiliyor ve sadece o projeye odaklanıyorsunuz.
Offtime: Bu uygulama siz bir konuya odaklandığınızda kimsenin size ulaşamamasını sağlıyor, işiniz bitince ulaşmak isteyen herkese otomatik mesaj atarak artık uygun durumda olduğunuzu bildiriyor.
Mute: Bağımlılıkları ölçerken aynı zamanda bu durumdan sizi kurtardığı zamanda görevler veren bir uygulama.
Space: Kullanıcılarına telefon ile yaşam arasındaki dengeyi bulmaları konusunda yardımcı olmayı taahhüt eden uygulama, kişilerin telefon kullanma alışkanlıklarını tanıyarak buna göre çözümler sunuyor.
Moment: Gün içinde telefon ile kaç kere ilgilenildiğini analiz eden uygulama kullanıcılarına aslında ne kadar çok telefon kullandıkları konusunda bir farkındalık oluşturuyor.
Off The Grid: Size ulaşanları kısa bir süre beklettiği gibi bazı kişileri de kara listesine alan bu uygulama aynı zamanda kuralları çiğnerseniz kredi kartınızdan ceza kesiyor.
“Bunlardan ikisi varsa risk vardır”
Aşağıdakilerden 2 veya daha fazla varsa, akıllı telefonu riskli bir şekilde kullandığınız söylenebilir:
Telefon kullanmaktan dolayı planladığım işleri aksatırım.
Telefonumun yanımda olmamasına tahammül edemem.
Günlük yaşamımı aksatmasına rağmen telefonumu kullanmaktan vazgeçemem.
İnsanların sosyal medya üzerindeki konuşmalarını kaçırmamak için sürekli telefonumu kontrol ederim.
Telefonumu hedeflediğimden daha uzun süre kullanırım.
Çevremdeki insanlar telefonumu çok fazla kullandığımı söyler.
Telefondan uzak kalma önerileri
Gün içinde telefon molası verin.
Telefonsuz saatler veya dakikalarınız olsun.
Başka bir şey yaparken sürekli telefona bakmayın. Örneğin TV seyrederken belli aralıklara bakın.
Gece yatmadan en az bir saat önce telefonu kapatın.
Mümkün olduğu kadar bildirimleri kapatın. İnsanı telefona en çok bağlayan bildirimlerdir.
Haftalık veya günlük telefonda geçirdiğiniz süreyi düzenli olarak kontrol edin. Telefonlarda yer alan uygulamalardan bu konuda yararlanabilirsiniz.