17.05.2020 - 03:06 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı
Ajda Pekkan’ın 1982 tarihli “Sevdim Seni” albümünde yorumladığı Pir Sultan Abdal şiiri “Bir Dost Bulamadım” ABD’de yaşayan müzisyen Bengisu’nun yepyeni yorumuyla yeniden müzikseverle buluştu. Bengisu cuma günü yayınladığı üçüncü teklisiyle ilgili duygularını “İyi ki buluştuk bu şarkıyla, iyi ki ben de kendimden bir şeyler katma şansını yakaladım. Amerika’da yaşayıp özünden kopmuş biri olmak istemedim hiçbir zaman. Bu şarkı bir nevi o öze ithafen de yeniden tozlu raflardan çıkarmak istediğim bir şarkı oldu” sözleriyle anlatıyor. Berklee College of Music’te Şan ve Müzik İşletmesi bölümlerinde çift anadal yapan, henüz lisedeyken Sezen Aksu’yla birlikte sahneye çıkan Bengisu ile müzikal yolculuğunu konuştuk.
”Bir Dost Bulamadım” gibi bir klasikle müzik yolculuğunuza devam ediyorsunuz. Şarkıyı nasıl keşfettiniz?
Bu parçanın 1982’deki Garo Mafyan aranjmanı ve Ajda Pekkan yorumunu keşfetmeme erkek arkadaşımla arkadaşlarımızın tatile gitmesi vesile oldu. 3-4 günlük bir Florida tatilinde tesadüfen bulmuşlar ve dönüşte bir heyecan içinde bana dinlettiler. Şansa evde de şarkının plağını bulduk! Şarkıyı dinledikten sonra aşık oldum ve o an çalısmaya başladım. Benim için müzik konusunda en önemli fikir adamı, mentörüm Jingle House’un da kurucusu olan Ömer Ahunbay’dır. Hemen kendisine dinlettim şarkıyı. O da biz bu aranjmanı nasıl kaçırmışız dedi ve hadi yapıyoruz diye beraberce kolları sıvadık. Ben bu şarkıda ne söylüyorum, Pir Sultan Abdal neler söylemek istemiş, kendisinin diğer şiirleri neler anlatıyor, bakış açısı nasıl tüm bunları çalıştım. İyi ki buluştuk bu şarkıyla, iyi ki ben de kendimden bir şeyler katma şansını yakaladım. Benim için özel bir anlamı daha var bu şarkının, Amerika’da yaşayıp özünden kopmuş biri olmak istemedim hiçbir zaman. Bu şarkı bir nevi o öze ithafen de yeniden tozlu raflardan ortaya çıkarmak istediğim bir şarkı oldu. Tüm parçalar bir araya geldi yani.
Korona günlerinde ABD’desiniz nasıl geçiyor karantina?
Evdeki 11’inci haftamızı yaşıyoruz, bu dönem öncesi çok fazla evde vakit geçiren biri değildim. Evimi güzelce keşfettim diyebilirim. Şimdi oturduğum eve taşınalı 5 ay olmuştu bu sebeple evi yerleştirmek için bitirmemiz gereken işleri hallettik. Evdeki stüdyomda her gün şarkı kaydediyorum. Piyano çalışıyorum, kendime ukulele aldım bir yandan onu çalmayı öğreniyorum. En büyük mutluluklarımdan biri de satranç oynamayı bilmiyordum, öğreniyorum. Tabii ki mutfakta maceralar yaşıyorum, ama dürüstçe söylüyorum 11 hafta sonunda “Bugün ne pişirsem?” sorusundan bıktım. Amerika’da maalesef korona konusu ağır ilerliyor, takip ediyorsunuzdur. Bu sebeple alışverişi de internetten yapıyoruz. Bazı sebze ve meyveleri bulmak sorun olabiliyor. Biz de kökten çözüme gittik balkonda marul, taze soğan, sarımsak, domates, biber hepsini ektik. Mini bir bahçe her gün onlarla konuşuyorum. Bir de evde iki kedimiz var Tesla Hanım ve Boston Bey yakında bavullarını toplayıp gidecekler bence tüm rahatlarını bozduk 11 haftada.
“Sahnenin ortasında söz vermiştik”
Küçük yaştan beri şarkı söylüyorsunuz fakat sahneye ait olduğunuza Sezen Aksu konserinde karar vermişsiniz...
Sezen Aksu konserleri herkes için büyülüdür ve ne mutlu bana ki, o büyüyü hem izleyici hem de sahnede bulunan biri olarak yaşama şansını çok küçük yaşta yakaladım. Harbiye Açıkhava, Kuruçeşme Arena, Ankara, İzmir aklınıza neresi geliyorsa dolaştım, şarkılar söyledim Sezen Aksu ve inanılmaz orkestrasıyla. O kadar büyük bir lütuftu ki. Sahneye çıkıyorsunuz Kuruçeşme Arena’da, Boğaz’ın kenarı, bir yanda dolunay, bir yanda köprü… O andan sonra zaten kim vazgeçer müzikten! Ama en unutamadığım an, arkadaşım Can Oflaz’la bir Harbiye Açıkhava konseri sonunda sahnenin ortasına gelip söz vermiştik. Biz de bu yolda yürüyüp müzikten vazgeçmeden devam edeceğiz diye… İkimiz de yoldayız, vazgeçmedik.
Dünyanın en önemli müzik okullarından Berklee’de eğitim aldınız. Gidişiniz de oldukça maceralı olmuş...
Tamamen Karadeniz inadı sayesinde Berklee’de okudum. İnternette yaptığım araştırmalar üzerine buldum ben Berklee’yi ve yaz okuluna gidip ortamı görünce de burada eğitim almak istiyorum dedim. Müzik okumak isteyen herkesin karşısına çıkan “Müzik hobi olsun, başka bir meslek edin evladım”ı ben de yaşadım, babamı ikna etmek bayağı sorun oldu. Ben de annemin desteğiyle, babamdan birazcık kaçamak şekilde gizlice sınava girdim. İyi ki de vazgeçmemişim! Tüm bu inatlaşma sonucunda şu anda en büyük destekçim, her yaptığım ve ürettiğim işte arkamda olan kişiler annem ve babam. Yani ne istediğinizi ve ne kadar istediğinizi gösterirseniz aileler de ikna oluyor.
“İyi ki tüm dünyaya ait olmuşum”
Çok kültürlülük ve küçük yaştan itibaren farklı yerleri deneyimlemek size neler kazandırdı?
İnsanlarla iletişim konusunda biraz korkusuz oldum sanırım. Yani biriyle tanışmak veya e-mail atmak, yapmak istediklerimi belirtmek konusunda hiçbir zaman “Ay yanına gitmesem mi, selam vermesem mi?” gibi bir duruşum olmadı. En kötü cevap vermez, negatif döner ama benim içimde kalmaz. Bir de farklı insanlarla tanışmış olmak, farklı kültürleri deneyimlemek herkesle ortak bir yön bulmama yardım etti. İyi ki çocukluğumdan itibaren farklı yerleri görmüşüm, farklı yerlerde yaşamışım, tek bir yere değil, tüm dünyaya ait olmuşum.