15.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Daily Mirror gazetesinin eski sahibi Robert Maxwell’in 1991’de Lady Ghislaine adlı lüks yatında esrarengiz biçimde ölmesi hâlâ spekülasyonlara sebep oluyor, yeni teoriler ortaya atılıyor.
Kimileri 67 yaşındaki işadamının birkaç kadehten sonra ayağının kayarak denize düştüğünü, kimileri ise vergi müfettişlerinin, şirketinde çalışanların ödediği milyonlarca sterlinlik emeklilik kesintilerini başka işlerinde kullandığını öğrenmeleri üzerine intihar ettiğini söylüyor.
En şaşırtıcı iddialardan biri, Gordon Thomas ve Martin Dillon adlı iki araştırmacı gazetecinin istihbarat örgütlerinin raporlarına dayanarak vardıkları sonuç: Maxwell, İsrail’in gizli haberalma servisi Mossad tarafından öldürüldü.
Araştırmalarını "Robert Maxwell, Israel’s Super Spy" (Robert Maxwell, İsrail’in Süper Casusu) adlı kitapta yayımlayan Thomas ve Dillon’a göre eski İşçi Partisi milletvekili, milyoner Robert Maxwell altı yıl boyunca Mossad için süper ajan olarak çalışmıştı.
Maxwell hayatı boyunca etrafındakileri tehdit edip durmuştu. Ama dağılmaya başlayan imparatorluğunu kurtarabilmek için 400 milyon sterlin istediği, verilmezse ilişkilerini dünya kamuoyuna açıklamakla tehdit ettiği Mossad’la dalaşmak bambaşka bir şeydi tabii ki.
Maxwell’in İsrail için her gün daha büyük bir tehlike teşkil eden saatli bir bomba olmaya başladığının farkındaydı Mossad. Onu ortadan kaldırma planları büyük gizlilik içinde yapıldı. Bu iş için dört kişilik bir "ölüm mangası" görevlendirildikten sonra Maxwell’e Cebelitarık’tan uçakla Kanarya Adaları’na gidip Lady Ghislaine ile denize açılması söylendi. 400 milyon sterlin kendisine yatında banka çeki ile ödenecekti. Maxwell denileni yaptı.
4 Kasım 1991 gecesi, dünyanın en büyük yatlarından biri olan Lady Ghislaine denizdeydi. Mossad tarafından üzerine "elektronik bir ağ" atılmış, dış dünya ile bağlantısı kesilmişti. Geceyarısından sonra köprüde mürettebattan yalnızca iki kişi vardı. Güvertede Maxwell, kendisine verilen talimat gereğince, denizi gözlüyordu. Küçük bir motor yata yanaştı. İçinde siyah takım elbiseli dört adam vardı. Üçü yata çıktı. İkisi Maxwell’i tuttu. Üçüncüsü kulağının arkasına şırıngayla bir ilaç zerk edip onu hareketsiz hale getirdi. Sessizce aşağıya sarkıtıp Maxwell’in vücudunu soğuk sulara bıraktılar. Eski Mossad ajanı Victor Ostrovsky’nin dediği gibi, örgüt Robert Maxwell’den kurtulmuştu. (İngiltere’nin o zamanlar tanınmış forensik patalojisti Dr. Iain West ve İsrail devleti patolojisti Dr. Yehuda Hiss tarafından hazırlanan ve halka açıklanmayan otopsi raporlarında cinayetle ilgili kanıtların bulunduğu öne sürülüyordu zaten.)
Maxwell bir zamanlar Margaret Thatcher’ın başbakanlık konutuna, Ronald Reagan’ın Beyaz Saray’ına, Kremlin’e rahatlıkla girip çıkan imtiyazlı bir işadamıydı. Bütün bunların üzerine Doğu Avrupa mafyasına uyuşturucu madde kaçakçılığı, beyaz kadın ticareti, kumar ve haraç paralarını aklama yollarını öğretiyor, paralarını büyük bankalara yatırmalarını sağlıyordu. Bu arada elde ettiği bilgileri Mossad’a veriyor, onlara tavsiyelerde bulunuyordu.
Mossad, ABD’den Amerikan silahlarında kullanılan Promis adlı çok önemli bir bilgisayar programını çalmış, programı değiştirerek kullananı gözleyecek duruma getirmişti. Maxwell’den onu yeraltı piyasasında pazarlamasını istiyordu. Böylece İsrail otoriteleri tüm gizli haberalma örgütlerinde olup bitenlerden haberdar olabilecekti. Maxwell bu programı, Çin de dahil olmak üzere 42 ülkeye sattı. Ama en büyük başarısı programı Los Alamos’a (ABD nükleer güvenlik sistemleri merkezi) satmak oldu.
Aynı başarıyı normal işlerinde gösteremediğinden yüzlerce şirketi çözülmeye başlamış, casusluk hayatındaki başarıları arttıkça daha büyük riskler alır olmuştu. Kadınlara, lüks hayata inanılmaz miktarda para döküyor, bankalar tarafından sıkıştırılıyordu. Birden problemlerine çare olacak bir fırsat çıktı önüne.
KGB’nin başı Vladimir Kryuckhov aradı kendisini. Kremlin’de buluştular ve Kryuchkov ondan yenilikçi başkan Mihail Gorbaçov’u devirme harekatını yönetmesini istedi. Kryuckhov, Gorbaçov’un yerine geçecek ve Maxwell’in bütün borçlarını sıfırlayacaktı. Ayrıca SSCB hapishanelerinde yatan yüz binlerce Yahudiyi serbest bırakacak, böylece Maxwell Yahudilerin gözünde azizleşecekti. Maxwell’in bu teklifi geri çevirmesi mümkün değildi.
Mossad yetkilileri planı Maxwell’den öğrenince donup kaldılar. Hiçbir şekilde katılmayacaklarını bildirdiler. Maxwell ise tehditler savurarak geçmiş hizmetleri karşılığında Mossad’dan 400 milyon sterlin istedi. Mossad ise parayı vermek bir yana, ölümünü planlayıp infazını gerçekleştirdi.