“Amerika en gösterişli first lady’sine kavuştu”

Donald Trump’ın 45. ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte eşi Melania Trump da yeni first lady oldu. Melania Knauss 26 Nisan 1970’te Slovenya’da dünyaya geldi. Sevnica kentinden gelen babası araba satıcısı, annesi ise terziydi. Gençlik yıllarında bir süre modellik yapan Knauss daha sonra hayatına mücevher tasarımcısı olarak devam etmek için ABD’ye yerleşti ama burada modelliğe de devam etti. Yeni first lady’nin yolu 1998 yılında moda partisi için gittiği bir kulüpte Donald Trump’la kesişti. O sırada eski eşi Marla Maples ile evli olan Donald Trump, Melania Knauss tarafından reddedildi.

Maples ile boşandıktan sonra Donald Trump’la görüşmeye başladığını söyleyen Knauss, beş yıl flört sürecinin ardından 2005’te Donald Trump’a ait olan Palm Beach’teki 58 odalı ve 33 banyolu Mar-O-Lago malikanesinde evlendi ve Trump soyadını aldı. Düğünde davetliler arasında Hillary ve Bill Clinton da vardı. 2006 yılında çiftin Barron adındaki oğulları dünyaya geldi.

Modelliği nedeniyle hep göz önünde bir isim olmasına rağmen Trump, seçim kampanyası boyunca çok fazla görünmemeyi tercih etti. 1999’da verdiği bir röportajda “First lady olursam, geleneksel bir imaj seçerim. Jackie Kennedy ve Betty Ford tarzı, destekleyen bir eş olurum” demişti. Michelle Obama’nın ardından nasıl bir imaj çizeceğini merak ettiğimiz Trump’ı imaj, güzellik ve moda alanında uzmanlara sorarak mercek altına aldık.

“Az olan çoktur mesajı verebilir”

Tuğba Ansen (Moda danışmanı ve stilist)

Seçim gecesi ve son yıllarda genel olarak tercih ettiği tek renk, tek parça elbiseleri, 90’larda moda dünyasını yakinen takip etmiş bizlere “nerede o eski rengarenk ve abartılı kareler” dedirtmeden edemiyor. Bütün başkan eşleri bugüne kadar hep ensede topuz, dizde biten elbise ve az makyajlı görselleriyle hatırlanıyorlar.

Melania seçim kampanyası boyunca ve o gece giydiği asimetrik omuzlu beyaz tulumu ile “masumiyet
ve saflık” algısı yarattı.

Bu bir başlangıç, belki gelecek zamanda Melania de bütün dünyaya “aslında az olan çoktur” mesajını verecektir, kim bilir.

“Pozisyonu yerine kendi stili ön planda”

GAMZE Saraçoğlu (Moda tasarımcısı)

Melania Trump’ı alışılagelen first lady tarzından biraz uzak görüyorum. Genellikle first lady’ler daha zamansız, klasik ve protokole uygun giyinirler. Melania Trump ise biraz daha kendi stilini ön plana koyacak bir kıyafet tercih etmiş. Aslında pozisyonuna uygun değil, kendi hayatına uygun olanı seçmiş. Kıyafet tercihlerine baktığımızda giydiği elbise kendi stilini kurtarabilecek bir elbise ancak imaj olarak daha ağırbaşlı olması beklenirdi.

First lady’nin genel kombin anlayışına baktığımızda ceket elbise formatında bir görüntü daha başarılı olabilirdi. Ya da tek omuz dekoltesi olmayan bir elbise daha şık durabilirdi. Beyaza yakın skala tercih etmesinin sebebinin, masumiyet, barışı simgeleyen bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Beyaz yerine yine açık tonlarda farklı renkler tercih edebilirdi.

“Merakla takip edeceğiz”

Gözde Atakoğlu (Güzellik danışmanı)

Eski bir model olan Melania Trump’ın geçmişe nazaran çok daha ağırbaşlı göründüğü bir gerçek. Seçim gecesi saç ve makyaj tercihleri de bunu doğruluyor. Yer yer balyaj atılmış koyu kestane saç rengi ve ortadan ayrık yüzünü çevreleyen katlı saç kesimi oldukça modern görünüyordu. Eskiye göre daha kalın kullanmaya başladığı kaşları da kesinlikle daha genç görünmesine yardımcı oluyor.

Göz makyajının gece için biraz fazla olduğu kanısındayım. Kaş altına kadar koyu far sürülmesi frapan bir hava yaratıyor. Özellikle de böyle bir gecede ince bir eyeliner ve bol maskara yeterli olabilirdi. Dudak ve ten makyajındaki seçimleri ise oldukça dengeli.

Amerika gelmiş geçmiş en gösterişli first lady’sine kavuştu desek yanlış olmaz. Görev süreleri boyunca kendilerini merakla takip edeceğimizi düşünüyorum.

“Avrupalı imajıyla Donald Trump’ı yumuşatacak”

Suna Kabadayı (İmaj danışmanı)

Melania Trump’tan Jackie Kennedy tarzı bekleniyor ve yakıştırılıyor. Yani daha geleneksel bir rol model, Cumhuriyetçilerin değerlerine de daha uygun. Daha çok oğlunu ve kendisini korumak isteyecek, özellikle medyadan. Belki modellik geçmişini de çok gündeme getirmemek için geri planda duracak. Tabii sadece iyi bir eş ve anne olmakla kalmayacak, Amerika’nın beklediği gözde kadın olacaktır; izlenen, takip edilen, Amerika için projesi olan ve bunun üzerine çalışan bir first lady.

İnsanların görüntüsü, ırkı nedeniyle aşağılanmaması için çalışacağını belirtmişti. Tam da bu noktada hem zarafet ve şıklığı hem de beş dil bilen (Slovence, İngilizce, Fransızca, Sırpça, Almanca) Avrupalı imajıyla Donald Trump’ın zaman zaman sertleşen çıkışlarını ve sert imajını yumuşatmada etkili olacağı fikrindeyim. Aslında Melania Trump konuşmacı olarak çok öne çıkmadı diyoruz ama sessizliğini aydınlık renk seçimiyle bozuyor. Hem kampanya süreci hem de öncesinde ağırlıklı olarak beyaz giydiğini fotoğraflardan izleyebiliyoruz. Beyaz renk, bana bak beni gör der ve feminen bir duruşu temsil eder. Masumiyetin yanı sıra kusur saklamadığı için mükemmeliyetçiliğin de rengidir. Lüksü çağrıştırır, kalite mesajı verir, zenginliği vurgular. Turmp’ın mantoları da daima omzunda. Yaya bir hayatı olmadığı, özel araçlarla her an mantodan kurtulmaya hazır olduğunu yansıtıyor.