Sakarya'daki yavru köpek vahşetinden ders çıkardık mı?
Bayram boyunca birçoklarımız mutluydu, sevdiklerimizle görüştük, bayramlaştık. Her şey güzeldi. Ama bu bayram diğer bayramlara göre biraz daha buruk geçti aslında birçoklarımız için. Sebebi ise elbette Sakarya'da yaşanan yavru köpek vahşetiydi...
Gözümüzden yaş geldi
Evet, gözümüzden yaş geldi. Evet, isyan ettik. Evet, sinirden çıldırdık. Bayramımız zehir oldu. Konuyu hatırlatmaya gerek var mı bilemiyoruz ama özetle şunlar yaşandı: Sakarya'nın Sapanca ilçesinde -ki nerede yaşandığının çok da bir önemi yok aslında, sonuçta Türkiye'de bir yerde yaşandı- bir ormanlık alanda yavru bir köpek bulundu.
Daha fazla dayanamadı
Ormanlık alanda patileri kesilmiş halde bulunan yavru köpek görenleri üzdü, şoke etti. Tedavi altına alındı. Tedavi öncesinde yavru köpeğin son anlarının fotoğrafları çekildi, son anları videoyla kayıt altına alındı. Tedavi altına alınsa da ne yazık ki yavru köpek yaşam savaşını kaybetti. Direnemedi, daha fazla dayanamadı.
Sosyal medya karıştı
Olay, kısa zamanda sosyal medyayı salladı. Birçok kişi sosyal medya üzerinden haklı tepkisini dile getirdi. "Böyle bir vahşet olamaz"lar havada uçuştu. Küfür etmek isteyen de oldu, "Bugün bunu yapan yarın kimbilir neler yapar" da dedi. Herkes bir şekilde ya tweet attı, ya da story attı ya da video çekti. Ama ne yazık ki değişen bir şey olmadı: O yavru köpek ne yazık ki hayatını kaybetti.
Sevindirici ama yetmez
Korkunç olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Olayla ilgili bir kepçe operatörünün gözaltına alındığı bildirildi. Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun "Soruşturmamız bütün yönleriyle ve tizilikle devam etmektedir" açıklamasında bulundu. Evet, konuya dair son derece haklı, büyük bir tepkinin oluşması sevindirici. Ama yetmez...
Hatırlatmak gerekiyor
Ama yeter mi? 5 gün sonra başka bir olay olduğunda yine hayvanların canının kıymetini unutup kendi rutinimize döneceğiz, rutinimizde boğulacağız. "Oldu olacak işi gücü bırakıp kendimizi hayvanlara adayalım, bunun sonu yok" diye düşünmemek gerekiyor. Hayvanlarının canının da en az insanlar kadar değerli olduğunu bu türden acı olaylar sayesinde hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor.
Duyarlı olmamız kâfi
Bir hayvan, kazayla ya da kasten, acı çekerek ölmemeli. Ne olursa olsun ölmemeli. Bu bir kaza değil cinayet. Bir insan 'kazayla' bu şekilde ölse ailesinin vereceği tepki, açacağı dava sizce ne olurdu? Peki hayvanların dava açabilme hakları var mı? Yok. Biz insanların, hayvanlara karşı aşırı duyarlı olmasına gerek yok, sadece duyarlı olmamız kâfi.
Herkes sorumlu
Bir hayvanın her ne sebeple olursa olsun ölmemesi için tedbir almalıyız. Bir insan bir insanı öldürdüğünde hapishaneye düşebileceğini biliyor. Bir insan, bir hayvanı öldürdüğünde de bu korkuyu yaşamalı. Bir candan bahsediyoruz. Nefes alan, yaşayan bir canlının insan olsun ya da olmasın ölmesinden biz de sorumluyuz.
Artık yeter!
Sakarya'daki yavru köpek vahşeti hayvan hakları için, #HayvanaŞiddetSuçtur için bir milat olmalı. Bu konuda artık daha bilinçli düşünmemiz gerekiyor. Evet, o yavru köpeğin gözlerindeki çaresiz bakış hiçbirimizin gözünün önünden kaybolmamalı. Hayvanlara karşı biraz olsun daha duyarlı olmamız gerekiyor. Artık yeter!
twitter.com/mayksisman
instagram.com/mayksisman
youtube.com/mayksisman
can.sisman@milliyet.com.tr