Kapadokya'da gezilecek yerler hangileri?
Kapadokya aslında İskandinavya ya da Kafkasya gibi bir bölge ismidir. Bölgenin toprak yapısı ile ilgili inceleme yaptığımızda 60 milyon yıl, insan yaşamı ile ilgili inceleme yaptığımızda ise bizi 10 bin yıl öncesine kadar götürüyor. Bu da hem coğrafi özelliği bakımından hem de farklı medeniyetlerin yaşam şekilleri bakımından bölgeyi benzersiz ve büyüleyici kılıyor. Gelin dünyada eşine az rastlanan bu bölgenin biraz da derinliklerine Molatik olalım...
60 milyon yıl önce Erciyes ve Hasan yanardağlarının patlaması sonucu püsküren lavlar geniş bir bölgeye yayılmış. Soğuyan tüfün üst tabakasındaki çatlaklardan sızan sular rüzgârların da yardımı ile yumuşak dokulu toprağı aşındırmış. Isınan ve soğuyan hava yüzeye yakın kısımdaki bazalt kaplı sert tabakayı fazla aşındıramayınca bugün Peri Bacaları olarak bilinen yapılar şekillenmeye başlamış. Bugün bile gezerken baktığımızda aşınan ancak henüz şekillenmeyen kayalıkların sanki yüz binlerce yıl sonra yeni Peri Bacaları'nın oluşacağı izlenimini veriyor.
Yerleşik yaşama geçiş hikâyesi
İnsanlık ilk zamanlarında göçebe yaşam sürdürüyordu. Yerleşik yaşama geçiş dönemleri için mağaralar, barınma konusunda insanlığa sunulan altın tepsideki bir ödül gibiydi. Bölgenin tüften oluşan yumuşak kaya yapısı, oymacılık konusunda insanları geliştirmiş, oyularak yapılan mağaralar ile şehirleşmenin temelleri atılmaya başlanmıştı. Belki de müstakil evin insanda yarattığı rahatlık ve huzurun temellerini, o yıllardaki peri bacalarının oyularak yaşam alanı haline getirilmesine dayandırabiliriz.
Bölgeyle ilgili kısa bir tarihi bilgi edinmekte fayda var. Milattan önce 10.000 yıllarında Hitit İmparatorluğu ile başlayan süreç milattan önce 6000 yıllarında Pers İmparatorluğu'nun hüküm sürmesi ile devam etmiş. Milattan önce 300 yılında Büyük İskender'in ordusu Persleri yenilgiye uğratsa da Kapadokya'ya hakim olamamış ve Kapadokya Krallığı kurulmuş. Milattan sonra 3. yüzyılda bölgeye Hristiyanlık hakim olmuş ve bu süreçte Hristiyanlar için eğitim ve düşünce merkezi haline gelmiştir. Roma İmpratorluğu'nun zulüm ve baskınlarına karşı eski zamanlardan kalma küçük yeraltı şehirleri genişletilmiş ve sığınak olarak kullanılmış. Milattan sonra 11. yüzyılda bölge, önce Selçuklu, sonra Osmanlı ile Türk hakimiyetine geçmiş. Yerel azınlık halk 1923'te imzalanan mübadeleye kadar civarda yaşamaya devam etmiş.
Etkileyici coğrafya, o dönemdeki insanların yaşayışını algılamamızı sağlarken birkaç günlük Kapadokya gezisi ile insanlığın nereden gelip nereye gittiğini görmenize de yardımcı olacaktır. Bu yüzden size ilk önerim konaklayacağınız otelin mağara konseptli olmasıdır. Başka bir yerde yapılması zor olan aktivite her zaman orayı benzersiz kılar. Kapadokya da benzersiz aktivtelerin yapılcağı yerlerin başında gelmektedir.
Vadilerin arasında doğanın bir parçası olun
Kapadokya çöl iklimini andıran kurak bir bölge. Milyonlarca yıl boyunca akan dereler vadileri oluştursa da bu derelerin yüzde 99'u ya kurumuş ya da cılız bir su olarak kalmış. Ihlara Vadisi ise suyun sayesinde yeşilini öyle bir korumuş ki görenleri hayrete düşürecek cinsten. Vadiyi gezmek için arabayı park ettiğiniz yer dahil her yer kurak arazi ile örtülü. Kanyon benzeri sarp kayalıkların arasında kalan Ihlara Vadisi'ne yaklaşık 3-4 dakika süren bir merdiven yürüyüşü ile iniyorsunuz. İnerken göreceğiniz manzara ise hayret verici. Sanki denize çok yakın yerde akan bir dere kadar debisi yüksek bir su ve bir ormanı andıracak kadar çoklukta ağaçlar. Dere üzerindeki köprülerden bir sağa bir sola geçerek vadi boyunca bir doğa yürüyüşü yapabilirsiniz. Burası civarda göreceğiniz en yeşil alan olacaktır. Diğer gezi yerlerinde böylesine bir doğaya hasret kalabilirsiniz.
Güvercinlik Vadisi size önerebileceğim bir diğer vadi. Yaklaşık 4 kilometrelik yürüyüş parkuru ile keyifli bir gezinti yapabilirsiniz. Adını tabi ki güvercinlerden alan bölgeyi eşsiz kılan şey ise vadi boyunca kayalara oyulan yüz binlerce güvercin yuvasıdır. Peki bu kadar yuva neden yapılmış diye soracak olursanız, üzüm yetiştiriciliği yapan yerel halk, güvercin gübresinin toprağa faydasını binlerce yıl önce keşfetmiş. Bize de bu eşsiz manzarayı yerinde görmek kalmış. Gübre aynı zamanda boya yapımında da kullanılmış. O dönem için kiliselerdeki duvar işlemelerini düşünecek olursak boyanın büyük bir ihtiyaç olduğunu anlayabiliriz. Gezilecek diğer vadileri ise şunlar: Güllüdere, Kızılçukur, Devrent, Aşk, Gomeda...
Balon turu şart!
Bölgede gezilip görülecek o kadar çok vadi var ki her biri ayrı özellikte ve güzellikte. Bunun için çeşitli turlar da mevcut. Nasıl bir tura katılacağınızı size bağlı. "Keyfime düşkün biriyim, bütün gün zaten efor sarf ediyorum bir aksiyon daha kaldıramam" diyorsanız açık kasalı jipler ile safari turuna katılabilir, enerjiniz hâlâ yerinde ve ekstrem etkinliklere açık birisiyseniz biraz da kabiliyetiniz varsa aynı güzergâhı ATV veya UTV turları ile yapabilirsiniz. ^"Cesaretim var, özgüvenim yerinde" diyorsanız bölgeye ismini veren, insanların kadim dostu olan atlarla gezinti yapabilir, Kızılvadi, Aşk Vadisi gibi görülmeye değer doğa harikalarının insanda bıraktığı hayret duygusunu yakından hissedebilirsiniz.
Kapadokya deyince akla ilk gelen aktivitelerden biri olan balon turu yapmanızı öneririm. Tabii sadece balon turu için kişi başı 1500 lira ayırmanız gerekecektir. Daha çok yabancı turistlere hitap eden bir bölge olduğundan genelde 20 kişilik balon sepetinde kendiniz harici en fazla 1 tane daha Türk grup göreceksinizdir. Ancak gidemeyenler üzülmesin, onlara da teselli ikramiyemiz var. Sabahın ilk ışıkları göründüğünde eşsiz manzaralı vadilerin tepe noktalarında yerinizi alırsanız güneşin doğuşuna kadar geçen aydınlanma sürecinde gökyüzünde parlayan yüzlerce ateş topu ile kendinize bir fotoğraf karesi çıkarabilirsiniz.
Büyüleyici yeraltı şehirleri
Sekiz katlı bir alışveriş merkezini yürüyen merdiven kullanmadan gezdiğinizi hayal edin. Burada bu gezintiyi yerin altına doğru inerek yapacaksınız. Odalar, toplanma alanları, gizli koridorlar, kiler depoları, mutfaklar, havalandırma boşlukları ile adeta bir yaşam merkezi. Anlatırken çok havalı olsa da gezerken aynı duyguları yaşayamayabilirsiniz. Kapalı alan fobisi olanlara son kata kadar inmeyi tavsiye etmiyorum. Kaymaklı yeraltı şehrinde ilk 3 katı gezdikten sonra çıkış imkânı var. Çünkü bazı koridorlar bir kişinin yalnızca eğilerek geçebileceği kümes kapısından bile daha dar şekilde yapılmış. Derinkuyu yeraltı şehrindeki bazı koridorlarda ise 15-20 metre boyunca ördek yürüyüşü ile geçiş yapmak gerekiyor. Hatta koridorun diğer ucunun gözükmediği yerlerde karşı taraftan gelen olmasın diye önce sesleniyorlar ardından koridora giriş yapıyorlar. Kapıların, baskınlarda askerlerin mühimmatlarıyla geçmesini engellemek amaçlı dar ve kısa yapıldığı belirtiliyor.
Göreme Milli Parkı'nda ziyaret edilecek yerler saymakla bitmez
Koruma alanı olarak belirlenen bölgede Zelve Açık Hava Müzesi'ni gezerek dönem insanlarının hangi koşullarda ne şekilde yaşadıkları hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Paşabağlar Örenyeri'nde peri bacası oluşumlarını yakından inceleyebilirsiniz. Üçgüzeller adı verilen kafa kafaya vermiş 3 peri bacasında turistlik bir gezi yapabilir, bölgeyi anlatan hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Bölgenin en yüksek noktası olan Uçhisar Kalesi'ne tırmanarak vadilerin sonunda yükselen Erciyes ve Hasan Dağı manzarası karşısında belki şiirler bile yazabilirsiniz. Ürgüp'te bulunan çeşitli müzeleri ziyaret edebilirsiniz. Avanos, bölgenin biraz dışında kalsa da Yeşilırmak nehri kıyısında bir yürüyüş yapabilirsiniz. Ayrıca çömlek yapma deneyimi yaşayarak yaratıcılığınızı konuşturabilirsiniz. Akşam planlarınız için Türk gecelerine katılmanızı öneririm. Halk oyunları ve sema gösterilerini yakından görerek eğlence konusunda müziğin ruhu okşadığı farklı hissiyatları yaşayabilirsiniz. Son olarak gurmelik benim işim değil ama yerinde testi kebabı yemeden dönmeyin derim. Garsonların servisinizi hazırlarken yaptığı şov anılarınızda güzel bir yer edinecektir.
Bonus: Tuz Gölü
Gezinizi araç ile yapıyor ve dönüş yolunuz batıya doğru ise yola gün batımından iki saat öncesinden çıkın. Tuz Gölü kıyısında bir mola vererek güneşin ufukta batış manzarası eşliğinde tuz kristallerinin parıldayışını izlemenizi tavsiye ederim. Farklı deneyimlerle dolu bir gezi sizi bekliyor.